Hiç yazmak istemezdim ama...
Her yönüyle kadim bir şehir olan Şanlıurfa'mız da, arazi anlaşmazlığı nedeniyle meydana gelen silahlı kavgada yine canlar yitirildi, yine çocuklar yetim ve öksüz kaldı.
Ardı arkası kesilmeyen, cehaletin bir anlık nelere mal olduğu görüntüler bir kez daha yaşandı. Dünyada mal’ın, canın kıymetinden daha önemli olduğu anlar bir kez daha yaşandı. Gözü dönmüş cahillerin ele aldığı silah gücü 6 canı daha aldı. Geride kim mi kaldı, yetim ve öksüz çocuklar kaldı.
Arazi anlaşmazlığı cümlesi ne zaman Arazi için anlaşıldı olacak? Yüreklerimiz her ne kadar yansada, acıyı o ölenlerin evlatları kadar anlayamayız. Silah bir güç olmamalı, en büyük silah aklımızken neden silaha sarılıyoruz neden! Yanan canlar, ömür boyu bugünleri unutmayacak olan evlatlar, travmalar, psikolojik sorunlar... Bunların hepsi neyi tetikleyecek biliyor musunuz? Öc almayı tetikleyecek. Malesef ki sonu gelmeyecek bu hadiseler hep yaşanıyor.
Çözüm odaklı somut çalışmaların yapılması gerekiyor. Devlet büyüklerimizin biran önce bu olaylara el atması gerekiyor. Arazi anlaşmazlığı sorunları bölgemizde yoğun bir şekilde yaşanıyor. Devletimiz, hazine arazilerine mutlak suretle el koymalı. Devlet malına göz koyan cehaletin sonu öfke ve kanla bitiyor. Bölge bölge, temsil kabiliyeti yüksek, aklı başında insanlar görevlendirilmeli. Yaşanacak her türlü olayın önüne geçilmesi için devletle halk arasında bir ağ oluşturulmalı. Çıkarsız menfaatsiz kişiler görevlendirilmeli ve akacak kana mani olunmalı. Böyle bir çalışma yapılırsa eğer, topluma çok faydası olur düşüncesindeyim.
Dünden bu yana her yönüyle psikolojimizi meşgul eden vahim olay, herkesi derinden üzdü. Rabbimden temennim odur ki, inşallah bir daha böyle olaylar yaşanmaz, canlar yitirilmez, kimse anne babasız kalmaz.
Yeter artık! Daha kaç can arazi arazi yüzünden ölecek? Ölüm böyle olmamalı..”