Önce 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremler, ardından bir ay sonra Şanlıurfa'da yaşanan sel felaketi.. bir gazetecinin belki de hayatı boyunca unutamayacağı 45 günlük süreç ve bu süreç halen kendisi için devam ediyor.
Gazeteci Fulya Öztürk, deprem günü evinden ayrıldı ve halen evine dönebilmiş değil. CNN Türk muhabiri Fulya Öztürk, mesleğinin en zor günlerini geçiyor. Ülkeyi yasa boğan depremler ve akabinde Şanlıurfa'da yaşanan sel felaketi ile tabiri caizse adeta sokaklarda yatan gazeteci Fulya Öztürk, 45-50 gündür evinin yüzüne görmedi.
Depremlerde binlerce insan hayatını kaybetti, depremzedelerle birlikte çadırda günlerini geçirdi. Onlarla birlikte ağladı, acılarını paylaştı, bir nebzede olsa dindirmeye çalıştı.
Her canlı yayınında dilinden dökülen sözcükleri buruk, sesi titrekti, yüreği ürkekti. Çünkü insanlar ölmüştü. Hem kendisi ağlıyordu hem de izleyenleri.
Depremlerin yaraları 11 ilde sarılmaya devam edilirken, 15 Mart günü Şanlıurfa’yı sel vurdu ve koşa koşa Şanlıurfa’ya geldi. Buradaki insanların hem sesi oldu hem de dert ortağı. Canlı yayında kendisine sarılandan tutunda evinde misafir edenine kadar herkes Fulya Öztürk'ü çok sevdi.
Son olarak bugün sel'in izlerinin silindiği Karakoyun deresi bölgesinde binlerce Jandarma askerinin komando marşını okurken yine Öztürk canlı yayında anons geçerken çok zorlandı. Bu kez gururluydu, çünkü asker millet birlikteliğinin muhteşem gösterisi önünde konuşuyordu.
'Korku nedir bilmeyiz, biz dağların erleri' diye başlayan komando marşı bölgeyi adeta inletti. Hepimizin boğazı düğümlendi. Ağlamamak elde değildi.
O kadar gönüllere dokundun ki, bugün kendi gözlerimle gördüm, şahit oldum. Onlarca insan kadın erkek, genç yaşlı demeden herkes seninle hatıra fotoğrafı çektirmek için birbirleriyle yarışıyordu. Çünkü o insanların gönlünde yer edinmiştin. Çok mutlu oldum senin adına.
Allah'tan dileğimiz odur ki, birgün önceden hayat normale dönsün, insanlar rahata, şüküre ve en önemlisi sabretmeye başlasın.
En önemlisi sende bir an önce evine dönesin. Rabbim yar ve yardımcın olsun.
Ha bu arada, söz konusu hep senden bahsettim ama diğer gazetecilerin de hakkını yememek lazım. Herkes bir çaba, gayret içerisindeydi. Rabbim onlara da kolaylık versin.
Sizleri Allah'a emanet ederken, yine Rabbimden duam şudur ki; 'Güzel Ülkemiz Türkiye, dünyada eşine benzerine rastlamak mümkün değil. Taşı toprağı altın olan ülkemizin kıymetini bilelim. Gelecek nesillere daha güzel yarınlar bırakmak için totoprağımızı koruyalım, doğaya en az zararı vermeye çalışalım. Rabbim, ülkemizi, deprem gibi sel gibi her türlü afetten korusun, amin.'