Herkesin bu ara en çok konuştuğu, üzerinde fikir yürüttüğü, tartıştığı bir lozan gerçeğimiz var!

Peki Lozan' da ne oldu?

Osmanlının yıkılışından ve çıkmış olduğu dünya savaşından herkes gibi kayıpları olmuştur.

Ama en çok kayıbı ve en çok yarayı alan yine Osmanlı' dan sonra kurulan Türkiye Cumhiriyeti olmuştur. Yazıma devam ederken en çok tartışılan lozan zafer mi ? hezimet mi? sorusunu sizlere açıklamak. Bilinmeyen lozan' ı elimden geldiğinice sizlere ifade etmek isterim.

Lozan 1923' te İsviçre'nin Lozan şehrinde Türkye'den temsilciler ve diğer ülkelerden gelen temsilciler arasında yapılmıştır. Anlaşma Büyük Britanya İmparatorlu tarafından 1924 Nisan ayında onaylanmıştır...

Anlaşmanın, o zaman ki sürecinde Osmanlı İmparatorluğundan kısa süre önce ayrılmış Mısır, Suudi Arabistan gibi ülkelerin vergi borçları silinmiş ve Osmanlı'nın tıpkı diğer topraklarındaki gibi hakimiyet ve söz hakkı bu anlaşma ile ortadan kaldırılmıştır. Yalnız gariptir ki, Osmanlı'nın aynı durumda Britanya'ya olan borçları aynı sebepten silinmemiş, senetlerle tahsil edilmek üzere Osmanlı'ya ve ayrılmış olan diğer topraklarına bölüştürülmüştür. Osmanlı Devleti, bunun gibi bir çok antlaşma maddeleri ile Balkanları, Libya (Trablusgarp), Adalar, Kıbrıs, Asya'daki topraklarından, Musul, Mısır ve Suudi Arabistan gibi topraklarından hak mahrumiyeti elinden alınmıştır. Buraya kadar diyebilirsiniz ki, zaten Osmanlı çöküşünde bu toprakların hepsini kaybetmiştir. Ama gerçek bana göre bu değil, Osmanlı savaş sırasında kaybetmiş olduğu toprakları olurda, bir gün ayağa kalkar ve ister diye, Lozan antlaşmasında 100 yıl ipotek altına alınmıştır. Ve şuan ülkemizin yaşadığı sorunlar da tam olarak bundan kaynaklanıyor, Çünkü Büyük Britanya İmparatorluğu öyle bir sistem kurmuştu ki, bir gün bunların değişebileceğinden, Yüce Türk milletinin boyun eğmeyeceğinden ve zafere giden yolda ölümü göze alabileceğinden haberi yoktu.

Konuya tekrar dönersek antlaşmanın diğer maddeleri ile Osmanlı'dan sonra kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin, boğazlarda ve denizlerde olan bütün hakkının elinden alınması, yani kısacası adamlar diyor ki; 'savaş yüklü gemiler ve savaş uçakları dahi geçireceğiz ama siz sesinizi çıkarmayacaksınız.'

Lozan bana göre Büyük Britanya'nın en büyük hesabıydı ve 90 yıldır da kesintisiz işliyordu.

Ama bitmiyor ki, ne Lozanmış! Öyle bir anlaşma ki, Türkiye Cumhuriyetinin sınırlarının çizilmesinden tutun, ekonomisine, para birimden tutun konuştuğu dile, yani hayatımızı bile sağlık ve yaşam biçimimizi ve dahası adamlar yazmış biz imzalamışız. Ki aynı zamanda Kıbrıs'ta yaşayan Türklerin antlaşmadan önce vatandaşlığının İngiltere olması ve antlaşmadan sonra iki yıl içinde kendi uyruğuna geçebilmesi ve istediği taktirde 12 ay içerisinde Kıbrıs'ı terk edebilme hakkı bile vermişler. Lozan'da, bizle adeta dalga geçmişler, küçük düşürmüşer. Aynı zamanda Türkiye'nin Japonya, Yunanistan, Bulgaristan vs. ülkelerle 2023 yılına kadar savaşmaması kararlaştırılmıştır. Yani 2023'te belki dediğimiz gibi yeraltındaki zenginliklerimiz fışkırmasa da, ceplerimiz dolmasa da, Yüce Türk Milleti ve bu topraklarda yaşayan insanlar gerçek özgürlüğünü kazanacak, adeta ülkenin tapusunu tekrar alacaklardır.

Şimdi işin içeriğine bakarsak Lozan hezimettir. Ama o şartlarda zorla imzalatılmış bir antlaşmadır. Yani bu konu için suçlu aramak yanlış olur. Suçlu ararsak 90 yıldır adeta Avrupa'nın himayesine girmiş herşeyini Avrupa'dan ihraç etmiş, bütün darbelere sessiz kalmış, açlık sefalet çekmiş ve yine İmanından dolayı susmuş bir millet bunları hazmetti. Onun için işe kendi tarafından bakarsan hezimet, başka taraftan bakarsan mecburiyyet gerçeği sorarsan çok büyük bir illet..

Peki şimdi ne yapacağız!

Bundan sonra yapmamız gereken, demokrasiyi korumak, ülkenin bütünlüğünü sağlamak, gerek ekonomik, gerek eğitim olarak çok iyi bir yere gelmek. Mevcut toprak bütünlüğünde hiçbir fitne ve fesada gelmeden kardeşçe yaşamak, nasılsa önce kendim diyorsak, Önce devlet diyeceğiz. Ve 2023'te zincirleri kıracağız.

Rabbim, bir daha böyle antlaşmalar imzalatmasın, çaresizlikte bırakmasın. Türkiye Cumhuriyeti'nin toprak bütünlüğü ve insanlarını korusun.

Tekrar görüşmek dileğiyle, Sağlıcakla kalın.