Eğitim, trafik, sosyal yapı, siyasal düzen, hukuk, askeri düzenimiz bozuk olur da sağlık sistemi bunun dışında kalır mı?
Hükümet her alanda iyileştirmeler yapmasına rağmen saydığımız bu sistemler neden düzene girmez?
Eğitimde on yıl önce 60-70 kişilik sınıflar varken bugün sınıf ortalamaları 30’a düşmüş. Akıllı tahtalar, bedava ders materyalleri, internet desteği, çeşitli eğitim destekleri olmasına rağmen sistem yerlerde sürünüyor. Öğrencilere gereğinden fazla bilgi yüklemesi nedeniyle zihinler sulanıyor. Yüz yıla yakındır öğretilen kalem tekniği bir gecede değiştirilince çocuklar yazı yazmaktan nefret eder hale geliyor.
Trafikte o kadar iyileştirme yapılıp, otoyollar, köprüler, viyadükler inşa edilmesine rağmen insanlar yollarda patır patır ölmeye devam ediyor. Araçların güvenlik sistemleri, frenleri, hava yastıkları olmasına rağmen ölümlerin önüne geçilemiyor.
Sosyal yapımız çevremizdeki ateş çemberi nedeniyle çatırdıyor. Akrabalık, komşuluk, arkadaşlık ilişkileri maddi menfaatler nedeniyle kopup, dağılıyor. Gelir dağılımındaki adaletsizlik sınıflar arası uçurumu açarken, insanların tutumları bu uçurumları daha da genişletiyor.
Siyasal düzenimiz oluşturulduğu günden beri tartışılıyor ama bir türlü mutabakat sağlanamıyor. Seçim barajı, sivil anayasa, temsilde adalet, kuvvetler ayrılığı tartışması onlarca yıldır sürüp gitmesine rağmen bir adım ileriye atılamıyor.
Hukuk ve askeri düzenimiz sürekli olarak kumpaslarla, gizli oyunlarla darbe yiyor. Herkese lazım olan adalet tartışma konusu ediliyor. Teröristi serbest bırakan hakim de terörist çıkınca hukuk sisteminin ne kadar bozulduğu konusu tartışmaya açılmadan edilemiyor.
Aslında bozuk olan sistemler değil, toplumun temelini oluşturan bireylerdir.
Öğretmen iyi olsa, kurulu sistemi iyi işletecek, şoför iyi olsa trafik düzelecek, siyasetçi dürüst olsa siyaset ülkeyi kalkındıracak, hakim savcı iyi olsa adalet herkes için eşit olacak, asker başka fikirlere meyletmese dünyaya hükmedecek kadar yetenek ve güce sahip olacak.
Ama ne yazık ki, toplumun tüm sistemlerini yine bu toplumun fertleri birer birer veya toplu şekilde bozmakla uğraşıyor.
Sağlık sistemi de bunun gerisinde değil.
Sağlıkta yapılan o kadar yatırıma, fiziki mekan ve teknik donanıma rağmen insanlar hastalıklarla boğuşuyor. Dertlerine çare bulamıyor.
Birkaç yıl önce röntgen çekmek için yüzlerce kişilik sırayı bekleyen insanlar şimdi dakikalar içinde işlerini halledip, dijital ortamda röntgenlerini doktorun bilgisayar ekranında görebiliyorlar. Görüntüleme sistemleri, tahliler, sağlık medikalleri hayatı öyle kolaylaştıracak pratiğe sahip ki, verdiğiniz bir enjektör kan tahliliyle iki saatte kandaki tüm değerleriniz, hormon seviyeleriniz, trombositiniz, hemoglobininiz şıkır şıkır ortaya çıkıyor.
Ama sorun insan ya.
Önceki gün 20 yıldır muzdarip olduğum baş ağrılarım için yeniden doktor yolu tutmuştum. Nöroloji doktorum ilgilendi, sorular sordu. Beyin MR’ı istedi. Üç gün sonra beyin MR’ı çekildi, 10 gün sonra raporu yazıldı. Herşey normaldi buna göre. Ağrılar için ise bir antidepresan ile beta reseptör blokeri ile yetindik. Doktorum ne tansiyon takibi, ne şeker, ne kolesterol ne de başka bir tetkik yapmaya gerek duymamıştı.
Ağrılar devam ederken bir sağlık personeli arkadaş tansiyondan bahsetti. Tansiyonuna baktır dedi. Baş ağrım damarları patlatırcasına geliyordu. Tansiyon ölçtüğümde büyük tansiyonun 20 olduğunu görünce “sorunun tansiyon” dedi.
Tansiyon düşürücü yiyecek, içeceklerle bir süre idare edince gerçekten yirmi yıllık baş ağrısının olmadığına şahit olunca, “sorun hem doktorda hem bende” diye düşündüm.
Doktor böyle bir şikayette tansiyonu düşünmemiş, ben ise henüz yaşım genç bende tansiyon filan olmaz diyerek ölçtürmemiştim bile.
Velhasıl sağlık sistemimiz bireyler nedeniyle bozuk işlemeye devam ediyor.
Önceki gün 31 yaşında bir gencin yine kalp krizinden öldüğünü duydum. Bu insan bugüne kadar kalp rahatsızlığını ya fark etmemiş yada gittiği doktorlar bunu ortaya çıkaracak tetkikleri yapmamışlardır.
Sonuç olarak sistemleri düzeltmek istiyor, her şeyden tam ve layığıyla faydalanmak istiyorsak çok şey bilmek, çok iyi bilmek, meraklı olmak, istemek ve takip etmekten başka çıkar yolumuz yok.
Önemli olan iyi insan olmak.