İnsan oğlunun yaradılışı itibarı ile dış etkenlerden çabuk etkilenme ve kendi özünde olmaması gerektiği halde  içindeki (Gizlenmiş )kişilikliğini  ortaya çıkartma noktasındaki zaafiyetidir.

Bu kişiden kişiye, ortamdan ortama değişkenlik gösteren bazen bastırılmış duygular sonucunda ortaya çıkartılan kendisinin  bilinç altı, bazen yaşanan bir  olay nedeni ile etkilenme,bazen makam ve mevkiler sonucunda, kazanımlar elde ettikçe kişiliğinde değişiklik, aslına dönme, saklı gizli kişiliğinin ortaya çıkması şeklinde tezahür edebilir.

Ben burada, toplumların tamamının ortak anlaştığı nokta olan, makam ve mevkiler yeterli, karakterli, sağlam kişilikli insanların  değilde tam tersi şahsiyetlerin eline geçtiğinde ne yapacağını bilemeyen, sudan çıkan fare  misali sağa sola saldırmalar, emirler vermeler, kırmalar,dökmeler, görünen yüzü değilde görünmeyen gerçek yüzünü ortaya koymalardır.

Diğer bastırılmış duygular ve egolar tamamen bilimsel, Psikologlar tarafından irdelenmesi ve tedavi edilmesi gereken hastalıklardır. Bu nedenle yeterli bilgim ve donanımım olmadığı konularda irade beyan etmek, “herşeyi ben bilirim” havalarına girmek istemem, bildiğim,yaşadığım ve toplumsal kabulun ortak noktasında belirginleşen, Kişilik bozukluğu yada gerçek kişiliği bulma konusunda, gerek kişisel manada gerekse toplumsal manada dikkat etmek zorunda olduğumuzu bir kez daha bu gün gördüm.

İnsanlar, işleri yoluna girene kadar, amaçlarına erişinceye kadar,hedeflerine ulaşıncaya kadar gizlemiş oldukları, kişiliklerini, işlerinin yoluna girmesi sürecinde,amaçlarına ve hedeflerine ulaşma süreçlerinde bozulmalar yada gerçek kişiliklerine adım adım dönmeler saptamak mümkündür.

Kişinin gerçekliği, eskilerin deyimi ile “ ya mahpusta, ya askerde, yada yol arkadaşlığında “ ortaya çıkar ,tabiki buda zaman ve mekana bağlı olarak gelişir.

Uzun zamandır arkadaş, dost, akraba,kardeş olduğun kişi yada kişilerde, yukarıdaki hedeflerden amaçlanan  gayenin hasıl olma aşamalarında bu belirtileri görmek, kendisinde o kişiye karşı güvensizliği,samimiyetsizliği ve güven eksikliğini ortaya koyar.

Nedenmi ; normal zamanlarda çok kibar, samimi, doğru, hem fakir olanların, amaçlanan, maksadın hasıl olmaya yüz tuttuğu zamanlarda birden bire değişim dönüşümü,sen mi yanlışsın ,yoksa arkadaşın,dostun,akraban mı değişti ,değişiyor, gerçek olan hangisi sorularını kendine sormaya zorluyor. Sonrada  tüm insanlar üzerinde yapılan inceleme ve araştırmalarda, insanların çift karekterli oldukları,birisi görünen ve herkesin bildiği yüzü( kişiliği ) yek diğeri de yetki, makam,sahibi olduğunda yada olacağını hissettiği anda kendisinde  ortaya çıkartılan ikinci yüzü ( yani gerçek kişiliği..) Acaba bu işin yaradılışından mı gelmekte, yaradılışın fıtratımı böyle,sorularına cevap arama zorululuğunu beraberinde getiriyor.  “ Ya olduğun gibi görün, yada göründüğün gibi ol “ söylemi  acaba bir kandırmacamıdır.

Kişi yada kişilerin karekter analizini yapmak, normal zamanlarda hiç ama hiç mümkün değildir, çünkü görünmeyen yalancı yüzü ile karşı karşıyasınız, ama şartlar,ortam değiştiğinde gerçek yüzü yani kişiliğini anlayabilirsiniz.

Yaradan insanların iki yüzlü yaratılanlardan etmesin, çünkü çok büyük bir hüzün, hezeyan ve TABULARLA dolu bir Dünya nın tamda ortasına düşüveriyorsunuz.

Taktir ve değerlendirme yüce halkımızındır. 

                 Sevgilerimle ve Aşk ile,,,,,