Kişi yada kişiler yapacakları işlerde, alacakları görevlerde, ticaret hayatında, sosyal hayatta biri birlerine sadakatli kalma noktasında üçüncü bir güç olarak ya yazılı belge, metin,senet, çek vesair maddesel içerikler taşıyan belgeler düzenlerler yada manevi anlamda kendilerini bağlayacak, çekinceler içerisinde verdikleri sözü tutmamaları halinde, yapacakları işi yapmamaları halinde karşılaşacakları cezai ( günah ) olgusunun kendi üzerlerindeki veya sorumlu oldukları toplumlar üzerindeki etksini artırma aracı olarak kullanırlar.
Peki, ekonomik anlamda çekler, senetler, yazılı belgeler ne derece yeterli, verilen sözleri tutma noktasında, sözlerin tutulmaması karşılığında görevleri cezai müeyyide nin etkileri nelerdir, uğrayacakları zararı karşılayabilecek yeterlilikte midir. Ve ne derece güvenilirdir.
Bunun temelinde hukuk mantığının doğru çalışması, ticaret hayatı ve hukukun doğru orantılı çalışması, yanlı, taraflı,kayırmacı,terazisi dengesini kaybetmiş bir hukukun, verilen sözlere sadakatli olunmaması halindeki karşılığının zarara ugrayan kişi yada kurumları tatmin etmesi… ( etmemesi ) sonucunda hukuka güven nasıl olacaktır,…!
Manevi anlamda da yeminin gerek toplumsal yaşamda, gerek, ahlaksal yaşamda, inancın ve kutsal değerlerin üzerine verdiğin sözüne, görev ve sorumluluğuna bağlı kalacağına Namusun, şerefin ve inandığın yüce değerler adına Söz vererek ( and içmek ) yemin etmek bir nevi ulvi manada , görevinden dolayı yapman yada yapmaman gereken konularda kendine tanrı yı şahit tutmak ve onun adına ( inancın ne olursa olsun, kutsalların ne olursa olsun..) kendini onun ismi kutsalları üzerinden topluma kabul ettirmektir.
Peki…; Bu yeminin verilen sözleri tutmama,yapılması yada yapılmaması gereken sorumlulukların icrasında aksi durumdaki etkisi ve bunların toplumlar üzerindeki inandırıcılığı, güvenirliliği ne derece etkili , yada şöyle söyleyelim, yemin eden ( siz-biz ) ler ettikleri yeminlerine bağlı kalmadıkları zaman karşılığını nasıl görmeliler, görüyorlar mı, ve dolayısı ile Yeminin KUTSALLIĞINA VERİLEN DEĞER NE KADAR… ( tutanlar, tutmayanlar, ya da yemine inanarak yemin edenlere güvenenler yönünden. )
Kişinin kendi özünden söz vermesi, sadakatli olması, sadakatine ve sözüne bağlı kalması, yetmez mi…( eline, beline, diline sahip olmak gibi )....?
Bunun yerine kutsalları,inancı kullanarak yerine, getirmeyeceği, tutmayacağı,tutamayacağı sözleri vermek için yemin etmesinin ne derece anlamı kalmaktadır.
Tutamayacağın söz için, yerine getiremeyeceğin vaad için, kutsalları ayaklar altına almaya, rencide etmeye, değersizleştirmeye hiç ama hiç kimsenin hakkı yoktur.
Tutmayacağın vaadler için yemin etmek yerine kendine güvenerek,sadakatinle, dürüstlüğünle yeminsiz,riyasız, yalansız bir İNSANİ DURUŞ sergilemek daha evla değilmidir..
Aşk ile sevgili Canlar Aşk ile……