Dünyanın en eski Kenti olarak bilinen ve öyle tanıtılmak istenen Şanlıurfa’nın bu değerlerini kayıp etmesinden endişe ediyorum.
Dünya tarihinin ve önemli medeniyetlerinin kavşak noktasında yer alan
Türkiye’da Şanlıurfa’nın sahip olduğu tarihi, kültürel ve turistik mekânların ülke turizmine katkısı her geçen yıl atarken maalesef son yıllarda sekteye uğradı. Dünyanın en eski Şehri olan Şanlıurfa toprağı pek çok millete ve etnik kökene ev sahipliği yaptı. Yaklaşık bin yıldır kardeşçe yaşamın olduğu ve bu unvanı ile Anadolu toprağına örnek olan Şanlıurfa ,aynı şekilde, inançlarının bir gereği olarak farklıdine ve millete ait insanların kendi inançlarını yaşama ve ibadet mekânlarını yapmalarına ve yaşatmalarına derin bir saygı ve hoşgörü içerisinde baktığı kayıtlarda yazılıyor.
Mezopotamya’nın göz bebeği Peygamberler şehir Şanlıurfa Mekke-Medine ve Kudüs’ten sonra ki en kutsal Şehir. Bu Şehir maalesef değerlerini her gün kayıp etmekte. Belediyelerin imar uygulamaları ile yok olan tarihi eserleri yanı sıra kültür ve sosyal yaşantısı da bozuluyor. Her yıl 100 bin üzerinde artan nüfus ve bu nüfusa bağlı olarak inşaa edilen yeni yerleşim ve sosyal yaşantı ve batıya olan özenti Urfa’nın kültürünü yok ediyor.
Şanlıurfa’nın sıra gecesi başta olmak üzere, yemek ve folklor kültürü tamamen yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. Kültürden yoksun, sadece günü kurtarma ve popülist yaklaşımlarla etkinlikler yapan belediyelerin Kültür ve sosyal işlerinin başına Urfa Kültünü çok iyi bilen isimler getirilmelidir. Urfa İl Kültür Turizm Müdürlüğü yetkilileri günü kurtarma ve mesai dolmayı bırakmalıdır.
Vali Göngür Azim Tuna ve BŞB Nihat Çiftçi’ye buradan sesleniyorum. Başka Urfa yok. Urfa’nın değerlerine sizler sahip çıkmazsanız, bir örgüt çıkar ve bu değerlerle geleceğimiz olan Gençlerimizi yok ederler…
Yeniden görüşmek dileği ile