Son günlerde yaşanan terör olaylarında şehadete kavuşan polis ve askerlerimizin acısını yüreğimizde hissediyoruz diye bir yalanın arkasına sığınmanın mantığı da yok. Yalana gerek yok. Güle eğlene sofralarımıza oturduğumuzda televizyonda ha bire şehit haberleri veriliyor. Toprağa düşen canların acı hayat hikâyeleri, yürekleri dağlayan ağıt sesleri hiç yüreğimize dokunmuyor. Bir ara irkilip vah vah desek de sofra başında huzurumuz kaçmasın diye kanalı değiştiriyoruz değil mi?

Güçlü bir hükümetin kurulmasının ardından yeni iş kurma çabalarımız, işimizi büyütme girişimlerimiz, kurum kuruluşlardan nemalanma faaliyetlerimiz alabildiğine sürüyor. Projelerimiz hayata geçirilip, yatırımlar yapılmaya, temeller kazılmaya, inşaatlar yükselmeye devam ediyor.

Bedel verecek 18 bin lirası olmadığı için çocuğuna bedelli askerlik yaptıramayanlar, geçim sıkıntısından kurtuluşu yine askerlikte buluyor. Paralı askerlik yaparak hem vatanına hizmet edecek, hem de geçimini sağlayacak diyerek gençlerimiz asker olup terörün karşısına dikiliyor. Hangi asker şehidimizin hayatını irdelesek, daha otuz yaşını bulmamış, evlendi evlenecek, işe başlar başlamaz kredi çekip ailesine ev almış bir delikanlının hikâyesini dinliyoruz.

Şehit ateşinin düştüğü eve koca Türk bayrakları, binlerce kişinin katılımıyla yapılan cenaze törenleri… Şehitler ölmez, vatan bölünmez!

Hayatta dikili ağacı bulunmayan, beş kuruşa muhtaç, asker olup para kazanmaktan başka kurtuluş yolu olmayan, gelecek ümitlerini sadece askerliğe bağlamış Türk genci vatan için ölmeye devam ediyor.

Bu vatan sadece fakir çocuklarının mı?

Maddi imkânsızlıklar nedeniyle eğitim görememiş, çaldığı her kapı yüzüne kapanmış, ülkenin zenginlerinin iş ararken kapıdan kovduğu Türk gencinin yapacağı şey, “Vatan için ölmek”.

Şehit haberleri ile sarsıldıkça, bedel vererek askerlik yapmayan arkadaşlar yüzlerini başka tarafa çeviriyor. Askerlik anılarının anlatıldığı yerde, bedel vererek askere gitmediğini gizlemeye çalışıyor.

Onuru zedeleniyor!

Parası olmadığı için askerlik yaparak canını veren şeref kazanırken, parası olduğu için askerlik yapmayanın onuru zedeleniyor! Ters orantı yani.

Parası olmadığı için askerlik yapanın eziklik duyacağı düşünüldüğü yerde, bedel verenler başlarını yere eğiyorsa bu işte bir yanlış vardır.

Zenginiyle, fakiriyle bu vatan herkesin ise, Anayasa’ya konulacak bir madde ile bedelli askerliğin kökten yasaklanması gerekmez mi?.

Bu ülkenin başından hiçbir zaman bela eksik olmadı.

En büyük bela da fakirlikti. Biri fakir olduğu için kandırılıp dağa çıkarıldı terörist oldu, diğeri fakir olduğu için silah kuşanıp teröristin karşısına dikildi.

Fakirlik beladır.

Ölüm fakir işidir.