Son zamanlarda çevremdeki birçok arkadaş kolay yoldan para kazanmak adına bilmedikleri şeylerin peşinden koşuyor. Biri internet üzerinden bulduğu sitelere para yatırıp kat kat fazlasını kazanma peşinde, diğeri hiçbir tıbbi ve ilmi değeri olmayan sözde gıda takviye maddelerini pazarlayıp para devşirmede kimi de kişisel gelişim, bioenerji, kozmik diye kafayı yemiş durumda.
İnternet üzerinden para yatırıp, altı ayda parasını amorti edip ardından para kazanmayı sürdürenlerin keyfi yerinde. Üstelik kendi referansıyla her 10 bin dolar yatırandan da biner dolar hesabına yatıyor. Sürekli yeni 10 bin dolar yatıranlar ekliyorlar ve hesaplarına para akmaya devam ediyor.
Soruyorlar, bu helal mı haram mı?
Ulan ne bok olduğunu bilmediğin şey helal olur mu?
Helal-haram İslam’da vardır, İslam’da da emeksiz kazanç haramdır.
Peki ne bu fırıldak?
Orta yaşlı olanlar hemen anlıyor. Gençler ise bildiklerini okuyorlar.
TİTAN bu TİTAN diyorum.
Parayı toplarlar, topladıklarının büyük bölümünü dağıtırlar. Uzun süre para toplama ve dağıtma devam eder, ardından olmayan dükkanı kapatıp kaybolurlar. Parasını amorti edip kazancına kazanç ekleyemeyenlerin dünyası kayar.
Yok bilgisayarı açık bırakıyorsun dosya saklıyorlar, yok link paylaşıyorsun para kazanıyorsun gibi hikayelerle de vurgunun kılıfını uyduruyorlar.
Aynı tekniği meşhur gıda takviye ürünleri satan firma da uyguluyor.
Üfürükten malzemeleri cancanlı ambalajlara doldurup milletin umutları ile oynuyor ve büyük paralarla pazarlıyorlar. Pazarlamacılar arasında piramit sistemi bir saadet zinciri kuruluyor ve en tepedeki en alttakinden bile kan emmeye devam ediyor.
Son zamanlarda millet bu üçkağıdın, mutluluk çemberinin yalan olduğunu anlamaya başladı. Zayıflamak isteyen boğazını tutsa yeter diye genel bir kanı oluştu.
Şarlatanlar, bu tür saadet zincirlerinin artık çözüldüğünü ve pek kolay müşteri bulamadıklarını anladıklarından farklı teknikler kullanmaya başladılar.
Bunun adı ise yaşam koçluğu, bioenerji uzmanlığı, terapistlik, kişisel gelişim, kozmik enerji gibi oldu.
İnsanların fikir sahibi olmadığı, toplum mühendislerinin art niyetle piyasaya pompaladığı bu kavramlar ve sözde etkileri cilalanmaya ve tezgah kurulmaya devam ediyor.
Bu işe dahil olanların hayatlarına baktığınızda yaptığı işte başarılı olamamış, bir mesleği olmayan, genellikle çok büyük maddi sıkıntılar çekmesine rağmen alın teriyle para kazanmayı göze alamayan kolay para kazanıcıları olduğunu görüyorsunuz.
Adam çıkıyor karşına, “ne iş yapıyorsun?” diye soruyorsun, “Kişisel gelişim uzmanıyım” diyor.
Peki ne yapıyorsun? İnsanların sorunlarını çözüyor, başarılı olmalarını sağlıyormuş!
Bir diğeri kozmik enerji kullanarak hastalık iyileştiriyormuş, bir öbürü bioenerji kullanarak rahatlık veriyormuş.
Bu topluma ne sapıklık geldiyse Hindistan’dan gelmiş ya.
Bir dönem kendine İslam alimi diyenlerin Hinduizm ritüellerini dine katması yetmezmiş gibi, şimdi de koca İslam medeniyetinin karşısına kişisel gelişim, bioenerji, yoga, kozmik enerji, kişisel gelişim, yaşam koçluğu gibi adı değiştirilmiş şarlatanlıklarla çıkmaya başlıyorlar.
Organizasyonun arkasında elbette farklı niyetler var.
Bu zincirin devam etmesi için sponsor olan şirketler, üniversiteler ve sözde akademisyenler var.
Konu aslında oldukça derin ve ayrıntı gerektiriyor.
Kısaca noktalayalım.
Yaşam koçu isterseniz babanızı, dedenizi dinleyin.
Kişisel gelişim isterseniz annenizin sözünden çıkmayın.
Bedensel rahatlama isterseniz namaz kılın, kötü enerjiyi atmak isterseniz abdest alın, gusül edin tamamdır.
İslam dininin sıla-i rahim, selamlaşma, topluluk gibi kavramlarının toplu bir terapi olduğunu belirtmek de gerekir.