MEDYANIN TOPLUMSAL BİLİNCE ETKİSİ

İbrahim Halil ŞEKER

Toplum sağlığı, ahlakı ve psikolojisinin korunmasında sosyal çevre, ekonomi, eğitim kadar önemli olan bir unsur da elbette medyadır. Medyada çıkan haberle toplum bir şeyleri öğrenir, hatırlamasa bile konuyla ilgili temel bir nüve beyninin bir taraflarına kazınır. Bilinçaltına yerleşir. Psikanalistler, ailelerde bir bireyin yaşadığı olayın, beyin proteinlerine bağlanarak nesilden nesile uzadığını, rüyada düşme hissinin, geçmiş atalarının yaşadığı bir düşme olayının, nesiller sonrasının rüyasına girebildiğini iddia ediyor. Basit bir düşme olayı nesilleri etkilerken, bir bireyin yaşadığı olumsuz davranışın olduğu gibi medya kanalıyla topluma yansıtılmasının, fotoğraf ve görsellikle bu olumsuzluğun pekiştirilmesinin toplumsal bilince etkisinin ne boyutlarda olduğunu kestirmek zor olmasa gerek.

Baly denen yapıştırma ilacının, tinerin uyuşturucu madde olarak kullanılabileceğini bu toplum, Türkiye’nin önemli bir gazetecisinin yaptığı televizyon haber programları ile öğrendi. Çocukların sokaklarda mendil satmaya başlaması, çöplükten hurda toplama, kapkaç yapmanın türlü teknikleri, hırsızlığın türleri hep benzer haberler nedeniyle toplumun geneline yayıldı.

Geçenlerde eşini öldürdükten sonra silahı kafasına dayayıp sıkan adamın televizyonlardaki görüntüsü izleyen herkesin gözünün önünde canlı değil mi?

Dün soğuk, bulutlu ve yağışlı bir hava vardı. Çoğu kişinin aksine bulutlu hava bana daha yüksek bir enerji verir. Bu enerji ve sabah erken uyanmanın verdiği güçle büroya gelip, önce gazetemizin ve bazı haber sitelerinin dünkü haberlerine internetten göz attığımda tüm enerjim ve verimliliğim kayboldu.

Asabım, moralim bozuldu.

Urfa’daki haberlere baksanıza;

 

Evli ve üç çocuk babası intihar etti

Haber konusu: İNTİHAR

Nasıl intihar etti: MUTFAKTA KENDİNİ İPLE ASARAK

Neden intihar etti: MADDİ SIKINTILARDAN KURTULMAK İÇİN

Ailesi ne yaptı? : SİNİR KRİZLER GEÇİRDİ

 

Kamyonuna yüklediği şekeri çaldı

Haber konusu: HIRSIZLIK-GASP

Nasıl hırsızlık etti: KAMYONUNUN ÇALINDIĞINI SÖYLEYEREK

Ne çaldı?: NAKLİYESİNİ YAPTIĞI 12 TON KÜP ŞEKERİ.

 

Uzman Çavuş intihar etti

Haber konusu: İNTİHAR

Nasıl intihar etti: KANAL KENARINDA SİLAHIYLA KAFASINA SIKTI

Neden intihar etti: AİLESİYLE TARTIŞTIKTAN SONRA

Ailesi ne yaptı?: SİNİR KRİZLERİ GEÇİRDİ

 

20 Yaşındaki asker intihar etti

Haber konusu: İNTİHAR

Nasıl intihar etti: NÖBETTE SİLAHIYLA KAFASINA SIKTI

Neden intihar etti: BİLİNMİYOR (BUNALIM)

 

İki çocuğuyla birlikte intihar etti

Haber konusu: İNTİHAR

Nasıl intihar etti: İKİ ÇOCUĞUYLA BİRLİKTE FIRAT KÖPRÜSÜNDEN ATLAYARAK

Neden intihar etti: EŞİNDEN ŞİDDET GÖRDÜĞÜ İÇİN

Ailesi ne yaptı?: SİNİR KRİZLERİ GEÇİRDİ

 

Bugün şehrin sokaklarında, izbelerde, harabelerde tiner çeken, baly torbalarıyla sokaklarda dolaşan zavallı beyinlerin, kırmızı ışıkta bekleyen arabaların camlarına yapışarak mendil satmaya çalışan, arabaların camını silip para toplamak isteyen ne kadar çok insan var, ne kadar çok çocuk var.

Maddi, manevi bunalımlarda, eşinden şiddet görmede intiharın bir çözüm yolu olarak gösterilmesi ne kadar vahim bir hadise!

Başlık atılmış: Eşinin şiddetinden bunalan kadın, çözümü intiharda buldu!

Borcundan bunalan adam çözümü intiharda buldu, eşiyle tartışan kişi çözümü intiharda buldu, eşinden şiddet gören kadın intihar etti, sınavı kazanamayan genç intihar etti… vesaire uzayıp gidiyor.

Toplum hafızasına, bilinçaltına ince ince ve gizliden işlenen bir yanıltma ve aldatmaca.

İntihar, eşinden şiddet gören kadına bir çözüm olarak sunuluyor.

İntiharın şekli, nasıl yapıldığı, başarılı olup olmadığı tüm ayrıntısıyla veriliyor.

Haberlere baktığımızda çok az gazetenin haberi müstesna olmak üzere, geneli bu yanlış tutuma sıkı sıkıya sarılmış durumdalar.

Haberciliğin kitabına göre haber; yer, zaman, kimlik, şekil, neden ve konu bilgilerini içerir. Genel kabule göre de haber, belirtilen bilgileri yani; 5N1K kuralına uyularak yazılır ve yorum katılmaz. Haber muhakkak yapılacaktır. Ancak haberin tüm yalınlığıyla verilmesi, yorum yapılmaması, tüm çıplaklığıyla medya araçlarında topluma yansıtılmasının olumsuz etkilerini de hesap etmelidir.

Medya toplumu yönlendiren, yasama-yürütme-yargıdan sonra dördüncü kuvvet etkisine sahip bir güç ise; bu kadar etkili bir gücün, ciddi editör süzgeçlerinden, yorumlardan geçirilmeden ham muhabir haberleriyle doldurulması ne kadar doğru?

Toplumsal bilinçaltı, çözümü zor olan büyük sıkıntılarda intihar etmeyi, maddi sıkıntıların çözümünde hırsızlık ve gaspı meşru saymayı, başarılı olmak için tüm gayrimeşru yöntemleri medya sayesinde birer çözüm olarak kabul etmiş durumda.

Yargılayan yok, eleştiren yok.

Saydığımız tüm bu olumsuz davranışlar, kişisel bir özgürlük kapsamında kabul görür hale geldi.

Sokakta haber peşinde koşturan bir muhabirin gördüğü, araştırdığı olayları, konuları tüm yalınlığıyla kayda alması doğru, bu haberlerin yorum katılmadan, işlenmeden, toplumsal etkisi gözetilmeden yayınlanması çok yanlış bir tutum olarak değerlendirilmelidir.

Eşinden şiddet gören kadın iki çocuğuyla birlikte Birecik köprüsünden Fırat nehrine atlayarak intihar etmek istemiş. Suya attığı 4 yaşındaki çocuk kurtarılamamış, anne ve küçük kızı kurtarılarak hastaneye kaldırılmış. Bu haber, tüm çıplaklığıyla verilmiş ve kadının bu davranışının bir çözüm olduğu ancak başarısız olduğu gösterilmiş. Oysa bu haber işlenseydi, “BİR ÖMÜR VİCDAN AZABI ÇEKECEK” diye verilseydi, toplum hafızası daha farklı etkilenecekti. İntihar gibi bir bilinç kaybının sonuçlarının ölümden daha beter olduğu, geride kalanların sadece sinir krizleri geçirmekle kalmayacağı, ömür boyu bozuk bir ruh hali ile dolaşacakları, bu bozuk ruh halinin nesillerini etkileyeceği belirtilmeliydi.

Biz kendimizi düzeltmezsek, başkası bizi düzeltemez.

Önce kendimizden başlayalım. Gazete, televizyon, radyo, dergi, internet sitesi  fark etmez. Görünen yanlış davranışları kişisel özgürlüğün bir parçası olarak göstermek yerine, olumsuz sonuçlarını vurgulayarak bahse konu sorunları yaşayanların, çözüm için başka yöntemler denemesi gerektiğini vurgulayalım.

Hatta bu konuda gazeteci meslek örgütlerine projeler önerelim.

Gazetecilerde bu hassasiyetlerin oluşması için çeşitli çalışmalar yapalım.

Ülkenin sosyal politikalarına medya olarak olumlu katkılar sunalım.

Bunu yapmadığımız takdirde hızla bunalan, sorunlar karşısında en kötü yöntemi çözüm olarak kabul eden tükenmiş bir toplum bizleri bekliyor.

Bunu yapmadığımız zaman, “Bu haberler okunmaz” deyip, gazete okumaktan, haberleri takip etmekten vazgeçmemiz gerekecek. Çünkü işlenmeden, yorum katılmadan yapılan haberler ciddi biçimde psikolojimizi bozuyor, bizleri bunaltıyor.

Hangimiz akşam haberlerini korku, şiddet ve olumsuz davranışlar içermeden çocuklarımızla birlikte seyredebiliyoruz? Hangimiz bir gazetenin çocuğun ahlaki, vicdani değerlerini olumsuz etkilemeyeceğine inanarak alıp okuyabiliyoruz?

Bence bu haberler okunacak gibi değil, sizce?