Bu kapsamda yapılacak olan çalışmaların başında ise kentsel dönüşüm adıyla başlatılan destekler geliyor.
Kentsel dönüşüm, mevcutta deprem riski taşıyan yapıların yıkılarak daha modern ve sağlam yapıların yerini almasını sağlayacak çalışmaları içeriyor ve çüük konutunu yıktırarak yenisini yapmak isteyenlere çeşitli destekler içeriyor.
Peki ne bu destekler?
Önceki gün Yenişehir mahallesinde kentsel dönüşüm çalışmaları uygulayan bir müteahhitle sohbet ettik. Verilen desteklerden tam yararlanıp yararlanamadıklarını sordum. Bu konuda belediyelerden yana dertli olduklarını söylediler. Yasa gereği kentsel dönüşüm kapsamında yapılacak yıkım ve inşaat çalışmalarının tümünün belediye ve tapu giderlerinden muaf olmasına rağmen, belediyelerin kendilerinden çeşitli adlar altında para talep etmeye devam ettiğini ifade etti.
Yine belediyelerin yapması gereken bir çok kolaylığı uygulamadığından bahsetti. Bu nedenle kentsel dönüşüm faaliyetlerinin beklenenden ağır ilerlediğini ve konutunu yıktırmak isteyen mülk sahiplerinin buna yanaşmadığını dile getirdi.
Oysa kentsel dönüşüm faaliyetlerine devlet önemli destekler sunuyor. Örneğin devlet, konut başına 23 bin lira faiz desteği veriyor. Ayrıca 8 bin lira tutarındaki KKDF, BSMV, damga vergisi ile belediye ve tapu harçlarının da alınmayacağı belirtiliyor. Konut kredisi kullanan vatandaşlar 0.9 faiz oranıyla kredi kullanırken, riskli evini yıktırana yüzde 0,70 faizle kredi imkanı sağlanıyor. Ayrıca bu faizin aylık 0.33'ünü, yıllık yüzde 4'ünü devlet ödüyor.
Kentsel dönüşümde belediyelerin sağlaması gereken kolaylıklar daha çok inisiyatife bırakılmış olduğu için bu yönde isteyen belediyeler önemli destekler sağlayabiliyor. Gerekli imar revizyonları, kat artışları usulüne uygun şekilde yerine getiriliyor, kentsel dönüşüm çerçevesinde yapılan inşaatlara önemli kolaylıklar sağlanıyor. Ama konu Urfa olunca her zaman olduğu gibi sorundan bahsediliyor. Kentsel dönüşüm ağır aksak yürüyor ama kesinlikle beklenen şekilde değil. Müteahhitler, sadece yıkılan binadan geriye kendilerine kalacak karı hesaplayarak işe girişmek zorunda olduklarından kar edemeyecekleri işe girmek istemiyorlar. Bu şekilde Yenişehir sosyal evler, Şair Nabi Sitesi, Bahçelievler, Bağlarbaşı gibi çoğu semtte riskli yapılar insanlara yuva olmaya devam ediyor. Yapılan kentsel dönüşüm ise amacından çok uzakta zaten. Kentsel dönüşümden amaç, insanlara sosyal donatıları, otoparkları, yeşil alanlarıyla yeni bir yaşam alanı oluştumak iken, gerçekleşen dönüşümler sadece binaların yıkılarak yerine daha büyüğünün yapılmasından öteye gidemiyor. Kentsel dönüşüm çalışmalarının Urfa'daki en önemlisini Polatkan Yapı gerçekleştirmişti. Sosyal evlerin aynı adadaki çoğu bloğu yıkılarak yerine daha büyük ve moden yapılar inşa edildi. Sitede yeşil alanlar, çocuk oyun alanları, kapalı otopark, işyerleri, spor tesisleri gibi ortak alanlar yapıldı. Büyük bir işti, zordu ve sürekli yasal sıkıntılarla karşılaştığını duyuyorduk. Ama sonunda başarıldı ve oldukça modern bir yapı oluştu. Ne yazık ki bu büyük güçlüğü göze alacak, bunu örnek alacak kimse daha çıkmadı. Sosyal evlerin bir kısmı hala duruyor. Urfa Projeler gazetesi sahibi Mahmut Kudat sürekli olarak bu konuyu gündeme getiriyor. Kentsel dönüşümün sadece binaları yıkarak yerine yenilerini yapmaktan öteye geçmesi gerektiğini, projelerin mümkünse ada bazında yapılmasını, sosyal alanlarının, otoparklarının olması gerektiğini vurguluyor. Ama sakalı olmadığı için sözü para etmiyor.
Böylesi önemli bir konuyu kim gündeme getirecek, kim belediyelerin kentsel dönüşüme gerekli desteği vermesini sağlayacak Allah bilir.
Müteahhitlerin bağlı olduğu dernekler, Ticaret ve Sanayi Odası da yaşanan sorunları bir kez olsun dile getirmiş değiller. Kentsel dönüşüm, riskli yapılara sahip olan şehirler için önemli bir fırsattır. Böyle bir destek gündemden kalktığında, riskli yapıları yıkmak imkansız, yenilerini yapmak ise ancak hayal olur.