Suyunuz mu akmıyor?
Kanalizasyonunuz mu tıkandı?
ŞUSKİ görevde.
Bu hafta ikinci kez ŞUSKİ’yi yazmak durumundayım.
Dün sabah basın sitesi birinci bloktaki kanal tıkanması için çağırdığımız ekibin çalışma şeklini görünce, bu adamların kazandığı para gerçekten de helal demekten kendimi alamadım.
Sekiz metrelik kanalizasyon bacasına merdiven indiriyor, merdiven zemine oturunca vidanjörün hortumuna tutunarak kendini aşağıya sarkıtıyor, beli ve ayaklarıyla baca içinde tutuna tutuna aşağıya kadar inip tıkanmaya müdahale ediyor cefakar işçi..
İşi pisliğin içinde. Ayağında ne düzgün bir çizme, ne sağlam bir eldiven ne de düzgün bir iş elbisesi var. Ama ekmek parasını kazanırken bunların hiçbirini dert etmiyor. Üstüne, başına pislik bulaşmasından çekinmiyor. Zor da olsa, tehlikeli de olsa severek işini yapan bir adam seyrediyorum.
Bacaya iniyor, basınç hortumunu gidere yerleştiriyor, sonra bir dağcı gibi tırmanarak yukarıya çıkıyor. Çıktığında kan ter içinde, nefesi kesilmek üzere.
Bu nasıl bir iş, bu nasıl meslek…
Adamların alın teri, aldıkları parayla ödenmez, ödenemez.
ŞUSKİ konusunu yeniden yazmama sebep olan bir konu da birkaç gün önce bildirmem üzerine Karaköprü 101. Caddedeki su patlağı.. Bir yılda yirmi seferden fazla aynı yerden patlayan boru, önceki gün tamir edilmiş, üzeri asfaltlanmıştı. Dün yine aynı yerin kazıldığını, boruların tekrar söküldüğünü bu nedenle yolun trafiğe kapatılmış olduğunu gördük. Galiba önceki acil bir müdahaleydi, bu kez köklü bir çözüm bulunmuştu. Çünkü defalarca aynı yerden patlayan tamirli eski boru çıkarılmıştı. İnşallah aynı yer bir daha kazılmaz, emek, para ve zaman ziyan olmaz.
Yine ŞUSKİ’yi ilgilendiren bir mesele, içme suyu..
Karaköprü’de mantar gibi çoğalan binalar, binalarda yaşayan insanlar su istiyor, kanalizasyon istiyor, elektrik, telefon, internet, yol istiyorlar.
Atakent mahallesi su kesintisinden oldukça muzdaripmiş. Sabah kalkıp işine, okuluna gidecek olanlar lavaboya gittiklerinde su bulamıyorlar. Bir gün değil, beş gün değil. 153’ü her aradıklarında arıza olduğunu, gün içinde su geleceği bilgisini alıyorlar. Ama sorun bitmiyor. Su kesintisi belli belirsiz devam ediyor.
ŞUSKİ’ye göre kesintinin nedeni arızalar ve yeni şebeke çalışmaları. Belediyeciler, imara açılan her yerde sürekli yapılanma olduğunu, bunlara altyapı götürmenin zorluğundan bahsediyor. Haklılar da. Şehrin bittiği, altyapının olmadığı bir yerde adam bir bina yapıyor, gel bana yol getir, su getir, kanalizasyon yap diyor. Elbette hemen bunlar olmuyor.
Ama vatandaş da haklı. İmara açılmış bir yere yapı ruhsatı verirken oranın öncelikle altyapısının temin edilmiş olması gerekli değil mi? Madem ki bu alana yapı ruhsatı verip, iskana açıyorsun o zaman tüm altyapı hizmetlerini de tamamlamış olman lazım değil mi?
Anlayacağınız bir kısır döngüdür.
Hızla artan yapılanma alanına hizmet götürmekte yetişemeyen belediyeler de haklı, iskan statüsü kazanmış meskenlerin sakinleri de bu hizmetleri anında talep etmekte haklı.
Haksız olan kim?