İfade özgürlüğü anayasal demokrasilerin temel taşlarından biridir. İfade özgürlüğü bir düşünce, inanç,kanaat, veya duygunun başka bir bireyin özgürlük alanına müdahale etmeksizin, (izharının) ifade edilmesinin serbest olması demektir .Örnek verecek olursak,ifade özgürlüğü sadece eleştirmek, yürüyüş, toplantı yapma, örgütlenmek, basın açıklamaları yapmak değildir; ifade özgürlüğü aynı zamanda sözlü ve yazılı anlatım,sanatsal gösterim,roman veya hikaye yazmak ve yayınlamak değil, aynı zamanda bir oyun sahnelemek belli bir kıyafeti serbestçe giyebilmek, tarzını çevre baskısına karşı koruyabilmektir fade özgürlüğü.
İfade özgürlüğünün koruma altında olmasının demokrasinin vazgeçilmez şartlarından biri olduğunu herkes kabul etmelidir. Esasen diğer özgürlüklerin de , ifade özgürlüğünden bağımsız olarak da kendi başlarına korunmayı hak eden özgürlükler olarak evrensel kabul edilmiştir. Devlet-toplum ilişkisini faşist bir perspektiften görenler, menafi-i vataniyye'ye aykırı diyerek ifade özgürlüklerine baskıcı,otoriter, bir yönetim anlayışıyla ambargo uygulamış,nice yazar, düşünür, aydın insanların düşünce özgürlüklerine neşter vurup zindanlara terketmiştir.Unutulmamalıdır ki eleştiri yoksa meşru bir muhalefet de yoktur. Muhalefet de yoksa otoriter baskıcı rejim hüküm sürecek ve bireyin özgürlüğü kalmayacaktır. Liberal-demokratik bir toplumda doğruyu ortaya koyabilmenin yegane yolu eleştirmek ve sorgulamaktan geçmektedir. Günümüze baktığımızda bütün gerçekler halktan gizlenmektedir. Enflasyon rakamları, TÜİK istatiksleri merkez bankası rezevleri, ve daha niceleri. Bunu halka anlatmak isteyen, hakikati konuşmaktan korkmayan aydınlara, kişilere defalarca vatan haini yakıştırması yapıp lince maruz bırakılıp zindanlara atılmışlardır. Şunu unutmamalıdırlar ki gerçeklerin halka ulaşmasını engellemeye çalışmak hiç kimsenin, hiçbir makam veya merciin hakkı değildir.Bu hakkı kendinde görenler günü geldiğinde hem adalet önünde, hem de halka hesabını vereceklerdir. Halka gerçekleri anlatmak hem ülke yönetiminde bulunanların hem de yerel yönetim de bulunanların vazgeçilmez esaslarından biri olmalı ve kendilerine şiar edilmedilirler. Jiddu Krishnamurti'nin de dediği gibi; Sadece özgür bir akıl , sevginin ne olduğunu bilebilir. Sadece özgür bir ruh, huzurun ne olduğunu bilebilir. Sadece özgür bir insan,kendi dünyasını bilebilir. Özgürlüğümüzü kazanıp kendi dünyamızı bilebildiğimiz, özgür düşüncelere aydınlara, düşünürlere kelepçe vurulmayan yarınlarda, özgür Türkiye'ler de..
Görüşmek dileğiyle sevgi ve esenle kalın.