Unutulmaması gereken bir husus var ki, o da Malazgirt Zaferi’nin Türklerin Anadolu’ya girişi değil, Türklerin Bizans’ı yenerek Anadolu’ya hakimiyetinin olduğudur.
Bilimsel soykırım esaslı emperyalist tarih yalanlarına göre Türkler 1071Malazgirt Zaferi ile Anadolu’ya girerek buraları yurt edinmişlerdi. Oysa yeni ortaya çıkan ve bilim adamlarının belgeleriyle ispat ettiği tarihe göre, Türkler en az 10 bin yıldır Anadolu’da.
Afyon Kocatepe Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi prof. Dr. Ekrem Memiş, Türklerin en az 10 bin yıldır Anadolu’da var olduklarını söyleyerek, Türklerle ilgili 4-5 bin yıllık çive yazısı tabletleri ortaya çıkarmıştı.2009 Yılındaki bu keşif Türk tarihini değiştiriyor.
Bugün batılı emperyalizme hizmet eden medya nedeniyle gündeme gelmeyen ve örtbas edilmeye çalışılan bu bilimsel verilere göre, 4250 yıllık bu tabletlerden biri Türk adı yazan en eski kaynak olarak belirlendi.
Prof. Memiş, yapılan arkeolojik kalıntıların bu belgeleri desteklediğini, Akadlardan kalma çivi yazısı tablet dışında pek çok kaynağın olduğunu belirtiyor.
Yine Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden Yrd. Doç. Dr. İlham Enveroğlu da, arkeolojik bulgulara göre Orta Asya ve Azerbaycan’da bulunan çanak çömlek, silah ve bunların işleniş biçimlerinin aynı olduğunu, Kars Kâğızman ve Moğolistan’da bulunan kaya çizimlerinin arasında 8-9 bin kilometre mesafe olmasına rağmen ikisinin de aynı elden çıkmış gibi aynı üslupları taşıdığını, Anadolu’daki kaya çizimlerinin takip edildiği takdirde tarihin milattan önce 10-12 binlere kadar gittiğini kaydediyor.
Yazısı, tarihi, sanatı, kültürü yozlaştırılan, benliğinden koparılan bir millet haline getirilmeye çalışılan Türkler olarak tarihe önem vermemiz gerekiyor.
Bakın Atatürk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Türkolog Doç. Dr. Cengiz Alyılmaz ne diyor. “Türklere bir senaryo yazılmış ve ‘siz göçebesiniz, barbarsınız’ denmiş. Bunu kabullenince yapacak bir şeyiniz kalmıyor. Kan dökme ve barbarlık varsa başroldesiniz ama yerleşik, çanak çömlek bulunuyorsa figüransınız bölgede. Oysa yazıtlarda bas bas bağırıyor atalarımız Anadoluda Türk izleri olduğunu. Kaya üstü tasvirler, bir dönemin yazısıydı. Göktürk yazısının temelini bu oluşturuyor. Bu tasvirler damgaları, damgalar alfabeyi getirdi. Ve Türkler bunları Avrupa’ya yaydılar.”
Doç. Dr. Ayyılmaz’ın müthiş tespitlerinden biri de bölgemizde yakın zamana kadar kullanılan dövmelerin şekil ve özellikleri. Ayyılmaz’ın tespitlerine göre Anadolu insanının yüzünde süs olarak kullanılan dövme, döğme, dag olarak anılan şekiller, yazıtlarımızdaki ile birebir aynı. Aynı şekillere, İskitler, Göktürkler ve hanlara ait mumyalarda da rastlanıyor. Meğer bölgemizde yaşayan yaşlı kadın ve erkeklerin vücutlarında bulunan ve anlamının ne olduğunu bilmedikleri şekillerin çok farklı anlamları varmış. Mimari eserler, çanak çömlek şekilleri, giyim, mezar şekli gibi binlerce unsur, Orta Asya Türkleri ile Anadolu Türklerinin en önemli bağı.
İşin bir ilginç yanı ne biliyor musunuz?
Türk bilim adamları şunları söylüyor: Türkiye’de yaptığımız çalışmalara ilgi gösterilmiyor. Batılı bilim adamları bizim ortaya koyduğumuz bilgiler sayesinde Türklerle ilgili kanaatlerini değiştirdiler. Onlar bizim ekiplerimize girmeye çalışıyor şimdi. Ama önceden biz onlardan bir kelime öğrenebilmek için uğraşıyorduk. Onların fark ettiği bu durum, ülkemizde de fark edilsin istiyoruz.”
Bugün yıldönümü olan Malazgirt Zaferi münasebetiyle Türk tarihini yeniden anlama ve yorumlamamıza fırsat olması dileğiyle derlediğim bu yazı notlarımı, 2009 Yılında Hulki Cevizoğlu’nun bir programında almıştım. Temize çekerek yayınlamak bugüne kısmet oldu.