Haleplibahçe’de ortaya çıkan mozaikleri bilirsiniz.
Savaşçı Amazon Mozaikleri.
Hani şu üzerine uzay üssü gibi bir müze yapılan yer.
İşte o yerde mozaik çıktığı günlerde yine bir gizleme, saklama telaşı vardı malum hastalarda.
O tarihlerde Haleplibahçe’ye, içersinde sinagog, kilise havra gibi yapıların bulunduğu adına Temalı Park denen “Dinler ve Kültürler Bahçesi” adlı bir yapı kurulmak isteniyordu. Urfa’da böyle bir yapının inşa edilmesinin yanlış olacağını, Haleplibahçe’nin kendi temasınının olduğunu söylesek de bir yerlere yaranmak isteyen çiçeği burnunda hükümet böyle bir yapıyı hayata geçirmek için zoraki razı olmuş gibiydi.
Sonunda Recep Tayyip Erdoğan Başbakan olarak Urfa’ya gelmiş, Temalı Park’ın temelini atmış ve iki yıl içinde tamamlanacağını söylemişti. Ta ki, altyapı kazıları sırasında kepçenin ağzına mozaikler gelip, hafriyatla birlikte dökülen renkli renkil taşları gören işçilerin işi durdurması ve yetkilileri çağırmasına kadar işler devam ediyordu. Hatta bu iş için ödenek bile tahsis edilmişti. Valilik, Kültür Müdürlüğü, Müze ve Harran Üniversitesi’nden uzmanlar gidip bakmışlar. Valiliğin emriyle Kültür Müdürlüğü ve Müze yetkilileri olayın üstünü örtmek istese de Harran Üniversitesi’nden olay yerine giden uzmanlar olayın ciddiyetini kavramış ama Vali’ye rağmen konuyu gündeme getirmekten çekinmişti. Çekinmiş ama ortaya çıkan eserlerin önemini de içten içe onları yemişti.
Olay kulağıma geldiğinde yerimde duramadım.
Hemen Haleplibahçe’ye gidip ortaya çıkan mozaikleri görüntülemek istedim. Kazının başındaki bekçi yasak deyince akşam saatlerini bekleyip gizlice kazı alanına inip örtüyü açıp birkaç fotoğraf çekmeyi başardım.
Ertesi gün Valiliği, Kültür Müdürlüğü’nü arayıp, böyle bir konunun olduğunu ve akıbetinin ne olacağını sorduğumda “Çok önemsiz bir şey. Küçük bir mozaik. Onu kaldırıp müzeye koyacağız, inşaat devam edecek” dediler. Hatta dönemin Valilik Basın Müdürü, “Aman ha, böyle bir haberi yapma. Yaparsan inşaat durur, Urfa’ya gelecek trilyonların önünü kesersin” diye uyarmıştı. Ben de tamam deyip gazeteye gelip haberimi geçtim.
O haberden sonra öğrendik ki konu Kültür Bakanlığı’ndan bile gizlenmiş. Önemsiz küçük bir mozaik denilerek bakanlık bile yanıltılmaya çalışılmış.
Yaptığım haberden sonra olay daha sık gündeme gelmeye başladı. Aradan geçen zamanda üzeri naylonla örtülen mozaiklerin başına gelmeyen de kalmadı. Birkaç kez su bastı, yıllarca kazı çalışmaları ağır aksak devam etti. Daha sonra mozaiklerin önemi ortaya çıktı. Dünyanın en önemli mozaik eserleri olduğu otoriteler tarafından dile getirildi.
Milletvekilleri, Bakanlar, Yabancılar gece gündüz bu mozaikleri görmeye geldi. Ve sonunda mozaiklerin yerinde kalması, üzerine bir müze yapılması fikri gelişti. Müze yapılmadan önce alanın tamamında inceleme yapılması gerektiğini yazdık. Bir yerde mozaik varsa diğer kısımlarda niye olmasın dedik. Bunun üzerine sondaj denen birer metrelik kazılar yapıldı. Sondaj çalışmaları sonucu alanda başka mozaiğe ve tarihi kalıntıya rastlanmadı dense de inanmadık. Gidip sondaj çukurlarının içersine baktığımızda kazılan yerlerde Selçuklu dönemine ait kelime-i tevhidli mezar taşlarının bulunduğunu gördük. Bunları da fotoğraflayıp haber yapsak da kimseye duyuramadık. Duymak istemediler. Gizlediler. O taşlar sonradan oraya getirilmiş dediler. Ve üzerine dağlar kadar taş toprak döküp, bu toprakların tapusu niteliğindeki bin yıllık mezar taşlarını tarihin dibine gömmeyi başardılar.
Bugün o Selçuklu mezarlarının üzerinde insanlar tepiniyor.
Tarihi gizlemek bunların hastalığı.
Göbeklitepe konusunda da bu hastalık yine nüksetti.
İl Kültür ve Turizm Müdürü Göbeklitepe’de yeni bulgular ortaya çıktığını sosyal medya hesabından fotoğraflarıyla paylaşırken, kazı alanındaki arkeoloğlar gazetecilerin görüntü almasını engelliyor, yeni bir bulgunun olmadığını, yayın yasağının olduğu saçmalığını söylüyorlar. Bulgular hakkında yanlış yorum yapılırmış.
Müdürün paylaştığı bilgilere göre koca penisli bir heykel ortaya çıkmış.
Taşı, toprağı haber yapmayı kim yasaklamış, hangi mahkemenin kararı var bu konuda soran yok. Ulan sana ne penis üzerine kimin ne yorum yapacağından.
12 bin yıllık Göbeklitepe hakkında kimin yaptığı yorum doğru ki?
Savaşçı amazon kızları ne için Urfa’ya gelmiş gitmiş, ne arıyormuş sanıyorsun?
İnsanlık tarihinin en eski heykeli olan penisini tutmuş Balıklıgöl heykeli, Göbeklitepe’nin penislisi ve gizlenen daha nicesiyle Urfa’da koca bir müze kurulur.
Yetkililer dikkat etsin de, kaybolmasın Göbeklitepe’nin penisi.
Zira Göbeklitepe’den nice heykellerin buharlaştığını bilmeyen yok.