Suriyelilere T.C. Vatandaşlığı verilmesi gerektiği gündeme geldiğinden bu yana başta Urfa olmak üzere Türkiye’de herkes bu konuyu konuşmaya başladı.

Recep Tayyip Erdoğan istedi diye konu hakkında tartışmayı bile abes bulanlarla, çok farklı sebeplerle bu düşünceye karşı çıkanlar da oldu.

Tartışma devam ederken bir kesim Türkiye’nin aslında Osmanlı’nın devamı olduğunu, Suriye topraklarının da Suriyelilerin de bu devletin bir parçası olduğunu savundu. Hatta böylece Türkiye’nin Halep’i, Kerkük ve Musul’u kendi topraklarına katacağına inananlar çıktı. Halep, Musul, Kerkük plakaları sosyal medyada gösterime girdi.

Peki bu tartışmalar durup durduğu yerde neden çıkıyor?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın NATO buluşmasından sonraki temasları önemli. Erdoğan, Alman Merkel ile parlamentolarından çıkan Ermeni Soykırımı kararını konuştuktan sonra ülkesine dönüp Suriyelilere vatandaşlık konusunu gündeme getirdi.

Erdoğan taraftarları, bunun çok iyi bir hamle olacağını, Esad sonrası Suriye’ye yönlendirilecek bu nüfusun yaşadığı kentlerin Türkiye’ye katılması için gerekli olduğunu yaymaya başladılar. 

Suriyelileri T.C. Vatandaşlığına alma meselesine olumlu bakan farklı kesimler var tabi. Dini hassasiyeti olanlar ve akrabalık bağı olanların yanında, nasılsa içimizdeler bari kontrol altında olur diyerek razı olanlar var.

Ama meselenin gözlerden kaçan başka bir boyutu daha var.

Suriyelilere vatandaşlık vererek Suriye’yi fethetmeyi düşünenler, Suriye’den gelen Ermenilere de vatandaşlık verileceğini göz ardı ediyor.

Bugün Suriyelileri vatandaşlığa almayı destekleyenler, yarın farklı konuşacak. Suriye’den gelenlerin nüfus cüzdanına “İslam” diye yazmak kolay da mesele Ermeniler olunca işin rengi değişecek.

Tüm Avrupa ve Amerika’nın desteklediği Ermenilerin nüfus nedeniyle Türkiye’den toprak talep etmesi mi daha kolaydır, Türk vatandaşlığına geçirilen Suriyelilerin Türkiye'ye olan talepleri mi?

Meselenin bugün anlayamadığımız, kavrayamadığımız, bilmediğimiz başka yönleri de var elbette.

Suriye’de NATO gözetiminde tampon bölge kurularak savaştan kaçan Suriyelilerin burada ikamet ettirilmesi fikri ABD ve NATO’dan kabul görmeyen Erdoğan dünyaya karşı “madem öyle, işte böyle” mi demeye getiriyor?

Ortadoğu Kurtlar Vadisi’ne dönüşmüş.

Kim hangi hesabın peşinde belli değil.

 

KORELİ MİSYONERLER

Urfa’da bir aydan bu yana kentin her sokağını karış karış dolaşıp, bazı insanlarla temas kuran bir grup Kore vatandaşı gözlere ilişiyor. Koreli bu grupla karşılaşanlar bunların Suriyeli ailelere ulaşarak misyonerlik faaliyeti yaptıklarını, İncil dağıttıklarını iddia ederken, bir kesim ise Korelilerin uluslar arası bir yardım kuruluşunun faaliyetleri kapsamında Urfa’da dolaştığını savunuyor.

Korelileri görsem ne için dolaştıklarını sorup buradan aktaracağım da dil büyük mesele.

Malum, bizde Urfa şivesinden başka dil yok.

 

ATAŞEHİR SİNEKTEN MUZDARİP

Karaköprü Ataşehir’de ikamet eden vatandaşlar sivrisinekten şikayet ediyor. İlçenin daha iç kesimlerinde oturanlar böyle bir rahatsızlık duymazken daha kenarlarda oturanların seslerinin gelmesi normal. Bağlara, bahçelere daha yakın olması nedeniyle ilaçlamanın etki etmediği belli. Gerekirse biraz daha kırsala doğru uzanıp ilaçlama yapılması gerektiğini Karaköprü Belediyesi’ne ileterek yazımızı noktalayalım.

Selametle.