Türkiye de yaşayan ve kendi ülkesi tarafından red edilen Türk de olsa, Türkmende olsa, kürt de olsa, arap da olsa, Alevi inancı nedeni ile dışlanan red edilen inkar edilen ama her zamanda Devletin jandarması olan, yada olduğu zan edilen bir ehli Hak insanları, Zalimin karşısında mazlumun yanında olan  25 milyon nüfuslu  kitle.

Bu güne kadar Türkiye alevilerinin etnik kimliklerine bakılmaksızın, Alevi inancı öğretisi içerisinde yoğurulmuş, bu toplum içerisinde değer kazanmış tüm  alevilerin bir tek düşünceleri vardı oda  Alevi halkı bin yıllardır hor görülmelerinden, katl edilmelerinden ve inkar edilmelerinden dolayı, kendilerini saklamak, gizlemek kendi olduğu kimliğinin dışında  kimlik ile görünme zorunluluğu, öldürülme,ekmek kazanamama, çoluk çocuğunun eğitimi,geleceği vb. Sorunların üstesinden gelebilme problemleri ve zaten istenilmeyen Kabul edilmeyen Alevi-Kızılbaş yada Alevi-bektaşi inancı.

Bu nedenle  alevi kitlesinin hemen hemen genelindeki bu ortak kaygılar ve endişeler nedeni ile haraket alanlarını kendi çemberleri içerisine çekmek ve kabuklarında yaşamak zorunlulugu ile hem sosyal demokrat,hem ilerici devrimci, haksızlıklara tahamül göstermeyen bir eğilim ve  Osmanlı katliamlarından kurtuluş mücadelesinde Alevi Piri Hünkar Hamdullah çelebi ve  soy silsilesinin devamı olan 1920-1928 dönemlerinde postinişinlik yapan (Hak rahmet eylesin ) Ahmet Cemalettin Çelebinin Kurtuluş mücadelesinde Atatürk tarafından ziyareti, evinde misafir edilmesi, misafir edildiği zaman dilimi içerisinde konuşulan ve Demokratik Cumhuriyet fikrinin ortaya atılması (  verilen söz tutulmadı.) ve bu vesile ile  Atatürk ün yanında yer alma, gerek kurtuluş savaşında, gerek ekonomik katkı anlamında gerekse  Atatürk emrine verilen ve alevi kitlesinden oluşturulmuş bulunan 10.000 kişilik  “Cihadın alayları “ ile ün salan alevi askerleri nedeni ile birebir  diyaloğ kurulmuş ve bu bağlılık ilerde muhtemel kurulacak Cumhuriyet içerisinde alevi ve diğer red edilen inkar edilen katl edilen inançların ve etnik  kimliklerinde temsiliyeti noktasında mütabakata varılması nedeni ile  taaa   1980 li yıllara kadar Alevi kitlesi  hemen hemen hiç bir kayma göstermeden Atatürkün kurucusu olduğu CHP de yer buldular, oy kullandılar ve CHP nin her bölgede oy deposu olarak bilindiler.

Ama 1980 ihtilali ile birlikte ülkede ki meyilin ve öncesinden beri gelen inançların, etnik kimliklerin yok sayılması ve bununda 1980 12 Eylül  haraketi ile ayyuka çıkması, zindanlara doldurulan öldürülen,faili meçhule giden ve Katliamlara mazhar edilen ( 1978-1979-1993-2000.vs.) tarihleri zaten tüm toplumların belleklerinde yer yapan “ Alevi Katliamları.  Devletin anlının tam orta yerindeki kara lekesidir “ katliamlar nedeni ile  ve bu lekenin temizlene bilmesi ,faili meçhullerin bulunması, aydınlatılması katliam sanıklarının yargılanması gerekirken katillerin devletin üst kademelerinde görev alması bir kırılma kopma ve ayrışmaları başlatmıştır.

Yani alevilerin CHP den kopma ve kırılmaları 1978 den itibaren başlayan Türkiye Cumhuriyetinin içerisinde ya iktidarda yada  koalisyonda olduğu  Sosyal Demokrat ( sözüm ona ) CHP nin SHP nin SODEP in bulunduğu dönemlerde olması ve bunlara duyarsız, ilgisiz kalması ile  bu kopuş süreci hızlanmıştır. ( 1980-2000 li yıllar  arası türkiyenin kayıp yılları dır) Demokrasi adına, özgürlükler adına.,

2000 li yıllardan bu yana tüm türkiye genelindeki halklar ve etnik kimliklerde olduğu gibi Alevi-Kızılbaş yada Alevi-bektaşi inançlarını yaşayan halklarda bu konuda  kopmuş ayrıştırılmış, zaman zaman  CHP zaman zaman EMEP, ANAP ve  kısmen de 2010 yılından bu yanada , HADEP ve selefi haraketler içerisinde kendine yer aramıştır.

Günümüze baktığımızda  Ortadoğu coğrafyasındaki kimlik mücadelesi, özgürlük ve halkların eşit temsiliyeti, Radikal demokrasi ve kendi kimliği ile yaşam  mücadelesi meşalesi içerisinde yer almaya başlamışlardır,buna rağmen zaman zaman eski alıntılar, toplumdaki yanlış algılar, alevi halkının korku ve kaygısı, Devlet baskısı, yarın başka bir devlet yapılanması oluşması halinde aynı katliam ve baskılar yaşanılacak ise  “baskı aynı tas aynı tarak “ anlayışı nedeni ile kendi temsiliyetini bulabileceği bir siyasi oluşum arama çabaları ( burada  tüm bu  düşüncelerin, söylemlerin,yanlış algı nın, halka ilgilileri, görevlileri ve sorumlularının anlatmamaları, anlatamamaları,halka inememeleri,halkla bütünleşememeleri,kucaklaşamamaları vb. Sorgulanması gereken durumlarıda gözden kaçırmamak lazım.) kendilerine tam manası ile güvenebilecekleri, yarın başkalarının yaptığı red ve inkarı, katliamı yeni geleceklerin de yapmaması noktasında bütünleştirici Kabul edici anlatım, tanıtım,birliktelik tekil olarak başlamış, üçer beşer çoğalarak 2010 yılından sonraki süreçde bu artık tam kaynağını bulma noktasına gelmiştir.

 

Niçin mi  ; Alevi-Bektaşi ve Alevi-Kızılbaş ( Kürt alevileri ve türkmen alevileri ) bunca yıldır Cumhuriyete bağladıkları ümitlerini dolayısı ile Cumhuriyetin mirası üzerine konan CHP den beklediklerini alamadılar, ve Cumhuriyetin içeriği ve anlamı ile yaşatılma biçimi taban tabana zıt tezatlar oluşturdugu için artık Cumhuriyete verdikleri desteği, Cumhuriyetin Bekçiliğinin hep kendilerine kan olarak Ceset olarak  Cehennem ateşi olarak geri döndüğünü gördüklerinden Cumhuriyete ve dolayısı ile onun mirası üzerine kurulu saltanat ve Ulusalcı Şöven bir siyasi erk olmaya başlayan CHP den Yüz dönmek zorunda bırakıldılar,ve 2010 yılıdan itibaren artık  gerek ülkenin Batısında ( istisna yerler muhakkak vardır.) gerekse ülkenin güney ve doğusunda hemen hemen bitme noktasına gelmiştir.

Tamamı ile Güvensizlik, hakim olmaya başlamıştır.Yeni bir arayış yeni bir ufuk ve yeni gelecekler,birlikte yaşam, yaşamı birlikte inşaa etme planları, birlikte ve eşit yaşam alanları oluşturma noktasında beraber olabilecekleri,birbirlerinin hak ve hukuklarına, inançlarına ,ibadetlerine müdahale edilmeyeceği bir siyaset, yani yaşam felsefesi ihtiyacı hasıl olmuştur.

İşte tamda burada devletin 40 yıldan fazla süren bir baskı, zulüm ve inkarlarına rağmen hep varlık mücadelesi içerisinde bedel ödeyerek gelen bir halk hareketi (  yanlız kürtler değil ,içinde kürtlerinde olduğu..) Özgürlük ve birlikte yaşam dizaynı  belirmiş ve bunun adresininde yeni Projeler, yeni yerinden yönetimler, yeni kendi kimliğin ve inancınla kendini temsil ettirerek yaşama bağlanma mücadelesi için Halkların birlikte yaşayabileceği Demokratik bir Yaşam hakkı için ( Halkların demokratik partisi ) yeni bir umut ışığı olarak karşılarına çıkmıştır. Işte bunun adı HDP dir……..

Tüm kaygılara, kuşkulara, ürkekliklere ve geçmişin verdiği zararları bir daha yaşamamak ve tekrar tekrar aynı hezeyanla karşılaşmamak için dikkatli,seçici,hassas ve tedbirli yaklaşılmaktadır. Bunun içinde yaşamın parti  tüzügünde  yazılı olanı ile değil birebir halklar ile yaşayarak yaşama indirgeyerek, uygulayarak, Kabul ve ikna ve isbatı ile  gerçekleşecek bir yakınlaşma, birlikte olma ve birbirini kucaklama, saygı gösterme,sorunlarında, dertlerinde, ortak çözüm arama, paylaşma, yani diğer deyimle  İNSANLIK……….

Alevi –kızılbaş ve Alevi-Bektaşi inancındaki tüm  vatandaşlarımızın duruşu her zaman ve her yerde olduğu gibi hep Zalimin Karşısında, Mazlumun yanında olmaktan geçer. Buda onların Yaşam kaynağını oluşturmaktadır.  Güvenmek, güvenilir olmak ve Gerçekçi Sadakatli olmak. Yalan,Dolan,iki yüzlülük, köprüyü geçinceye kadar alevilerin yaşam felsefelerine inançlarına ve dünya görüşlerine aykırı olduğu için her ne kadar asimile olsalarda, kısmen yozlaştırılmış bile olsalar onların genlerinden gelen bir doku her zaman vardır. Söz verdiler mi neye mal olursa olsun o sözlerinin arkasında ve yanındadırlar. Yeterki  Vicdanlarına, gönüllerine ve akıllarına hitap edilsin.

Yerelde yani urfa da Türkmen Alevilerinin Milletvekili aday adayı yoktur, ( mardinli, adıyamanlı, malatyalı, urfa türkmenlerini temsile yetkili değillerdir.)

Ancak ; Alevi türkmenlerinin adaylarının olmaması onların hak ve menfaatlerine toplumla birlikte yaşam sergilemelerie engel değildir. Yereldeki türkmen alevilerininde  elbetteki  aday belirleme sıralamasında toplumla kucaklaşabilen, Kabul edilebilir olan,insanı ve beşeri yaklaşımları ile kimselere uzak olmayan sorunlarının çözümü noktasında yanlarında olabilecek isimleri vardır. Bunlarda şu anki Mevcut aday adaylarının içerisinde sıralama noktasında çok önemli ve hassas konumda dırlar. Kimler mi…? Sayın aday adaylarının hepsi birbirinden değerli ve kıymetlidir, ama her kişinin, kişilik ve bakış açısının birbiri gibi olması mümkün olmayacağından  sıralamanın  içinde olması gerektiğine inandığımız  adaylarımız ,

Naçizane ;  
Av.Halil Ö
NCEL   ( arap)   Mahmut ÖCEK   (Mühendis) Hasan AKBAŞ   ( Eğitimci ) İbrahim AYHAN, Dr. İsmet KARADAĞ dır. ve bu isimlerin ilk altıda ( 6 ) yer alması gerektiği kanaatindeyiz. 

Tüm ezilen,inkar edilen ve red edilen halklara  hitap edebilecek  Bu anlayış tüm dünya alevileri içinde  geçerlidir.

Bu arada  Alevi-Bektaşi ve Alevi-Kızılbaşların Türkiyedeki temsil merkezi konumunda bulunan hace Begdaş Postnişini Sayın Veliyettin Hürrem ULUSOY hazretlerine en derin saygı ve muhabbetlerimi gönderiyor,bu ugurda açtığı barış, kardeşlik ve Hoş görü çizgisinin tüm insanlıga ışık olacağını, yolunun yolumuz olacağının bilmesini istirham ediyor ve aşkı niyazlarımı sunuyorum.

Bu durum Urfa Türkmen Alevi-Kızılbaşları içinde geçerlidir. Söz verilmiş ise bitmiştir. Süreç ve  anlayış hedefine konulmuş bir dünya görüşü ile kendilerine bir yol haritası çizmişlerdir. 


               Sevgilerimle ve Aşk ile…….