Seçimlerden birinci parti çıkmasına rağmen 12 yıllık tek başına iktidar olma şansını kaybeden Adalet ve Kalkınma Partisi’nde revizyon konuşulurken, parti dışından bakılınca nelerin göze çarptığının kısa bir analizini yapma zamanı diyebiliriz.

·      AŞİRET GERÇEĞİ

Bir AK Parti kritiği yaparken dikkatlerden kaçmayan birinci hata olarak, teşkilat ve kamuoyu yoklamalarının aksine milletvekili listelerinin hazırlanması. Listeler hazırlanırken bölgenin feodal yapısının gözardı edilmesi, yani aşiret varlığının dikkate alınmaması sayılır. Oysa AK Parti kurulduğunda işin yükünü aşiretler sırtlamış ve toplumsal bağlayıcılık etkisi göstermişlerdi. Kendinden listeye isim girmese bile aşiretler anlaşmaya varmış ve ortak isimlerde aşağı yukarı ittifak etmişlerdi. 2015 seçimlerinde batının “demokratik bireyselleşme” söylemlerine daha çok meyleden AK Parti, bir misyon partisi olduğu havasına kapılarak “toplama” bir parti olduğunu unuttu ve bölgede aşiret faktörünü görmezden geldi. Bölgenin büyük aşiretleri olan Bucaklar, İzollar, Badıllılar, Kırvarlar, Mersaviler, Mırdesiler ve isimlerini sıralayamadığım çok sayıda büyük aşiret tabir yerindeyse reddedildi. AK Parti Şanlıurfa teşkilatında aşiretleri temsil eden isim olan Mustafa Zahit’in adı çizilerek büyük bir hataya düşüldü ki, il ve merkez ilçe teşkilatının kurulmasında yapılan anlaşmaya binaen Merkez İlçe Teşkilatı güya aşiretlerin, İl Teşkilatı ise aşiret olmayan isimlere teslim edilmişti. On yıl boyunca gecesini gündüzüne katarak işinden gücünden, ailesinden, sağlığından fedakârlık eden nice Mustafa Zahit’lerin, Mustafa Yavuz’ların derdi neydi ki kullanılıp atılmayı kendine yedirsin. Bölgenin demokratik dinamikleri olan aşiretlerin tamamen gözden çıkarılması, onları temsil eden isimlerin yabana atılmasıyla oldu.

·      İL TEŞKİLATI

AK Parti’nin 2011 genel seçimlerindeki Şanlıurfa’daki yüzde 64,80 olan başarısını, yüzde 46,71’e düşüren diğer önemli bir etken ise, Gazeteci Reşat Uzun’un da seçim sonrası analizinde belirttiği gibi “Urfa'yı tanımayan ve Urfa'nın gerçeklerini hiç bilmeyen İl yönetimi ve SKM çalışanları”ydı. Mütevaziliği, ağırbaşlılığı, efendiliği ile Urfa şehir merkezinde yaşayan, partililerce “şehirliler” diye anılan kesimin şüphesiz en uygun gördüğü isim İl Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül.. Beyazgül, sayılan hasletleri ile makam koltuğuna yakıştırılsa da Urfa’nın demografik yapısına uymayan bir isim olmuştu. Beyaz Urfalıların Beyazgül’ü topluma öyle bir yabancı isimdi ki, Kürtçe, Arapça, Zazaca konuşan hiç kimse ile tek cümle konuşamazdı. Nüfusunun hemen hemen dörtte üçü Kürtçe konuşan bir toplumda, o toplumun anadilini bilmeyen bir parti başkanı ile AK Parti yüzde 18’in üzerinde oy kaybetti. AK Partili büyükşehir belediye başkanı Celalettin Güvenç Topçu Meydanı'nda yuhalandığında, beş on saniye konuşup kürsüyü terketti. Ancak perde önünde duran teşkilatçılar bu durum karşısında oldukça tecrübeliydiler. Ne de olsa Suruç'ta, Akçakale'de bol bol yuhalanma pratiği yapmışlardı.

AK Parti İl Başkanlığı koltuğunun ağırlığını taşıyamayan, o koltuğu dolduramayan başka isimler de vardı. Mehmet Ekinci – Mustafa Zahit dönemi hariç, teşkilat hiçbir zaman barışık olmadı. Aynı binayı paylaşmalarına rağmen tamamen farklı dünyalarda yaşadılar.

·     GENÇLİK KOLLARI

AK Parti’ye Urfa’da oy kaybettiren tek başına Beyazgül de değildi tabi ki. Partiyi bugün tek başına iktidardan eden, bir “ağaç kurdu” gibi içten içe kemiren hareket, en temel dinamik olan gençliği de bitirmişti. Milli Gençlik Vakfı emneti olan gençliği bitiren son hareket, partiye yıllarca emek veren Abdülkadir Kirli’nin “pis” bir siyasi oyunla gençlik kolları başkanlığı görevinden alınmasıyla olmuştu. Yaşı gereği gençlik kolları başkanlığı yapamayacak olan Kirli, on yıllık emeğinin karşılığında teşekkürle uğurlanacağına “görevden alınma” sinsiliğiyle bitirilmeye çalışıldı. Kirli’nin döneminde karşılık beklemeden direklere çıkarak afiş asan, büyük bir heyecanla konvoylar oluşturup belde belde gezen gençlerin yerini parayla tutularak çalıştırılan personeller almıştı.

·      GÜVENÇ VE YABANCILAR

AK Parti’nin oy kaybının bir büyük nedeni ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Şanlıurfa mitinginde yuhalanmasıyla dikkat çeken Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Celalettin Güvenç ve onun icraatlarıydı. Bir yanda Urfalı  güçlü aday olan Prof. Dr. Abdullah Ekinci, diğer yanda Recep Tayyip Erdoğan’ın referansıyla Urfa Valisi vardı büyükşehir başkanlık yarışında. Recep Tayyip Erdoğan’ın hatırına Vali Belediye Başkanı olmuş ama millet huzursuzdu. Ardından Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Urfalı olmayan bir isimden seçildi. Başkanlık koltuğuna oturan isim hazmedilemeden Balamir Gündoğdu ismi Urfa’ya dayatıldı. Urfalı Güvenç’ten çok şey beklemesine, işleri yoluna koymasını beklemesine rağmen Güvenç doğru yolları bile tersine çevirdi, Atatürk Bulvarı’nın trafiğini allak bullak ederek iki kişinin ölümüne neden olan düzenlemeyle nam saldı.

·      20 BİN OY 3 VEKİL

AK Parti’nin Urfa’daki hezimetinin en kârlı çıkan isimleri ise şüphesiz parlamento kapısını aralayan 7 milletvekili oldu. Seçmenin gözünde Birecik ve Halfeti oylarını yönlendirecek olan, bu ilçelerin adayı olan Mazhar Bağlı, Hamide Sürücü ve Ahmet Eşref Fakıbaba’nın ilçelerinden AK Parti’ye sadece 20 bin oy gelmişti. Oysa AK Parti’nin Urfa’daki en büyük rakibi HDP bu iki ilçeden 28 bin oy almıştı. Seçmen aritmetiğine göre bir milletvekili için 54 bin oy gerekirken, AK Parti 20 bin oy ile üç milletvekilini bu ilçelerden çıkarmıştı. Ahmet Eşref Fakıbaba’nın geçmişteki emeği bir yana, Milletvekili seçilen diğer iki ismin gönlü ne kadar rahattır merak edilir.

AK Parti bir yandan koalisyon hesapları yaparken, diğer yandan da 2023’ü, 2071’i unutmadan yeni stratejiler geliştirmeli ve seçmenini niye kaybettiğinin hesabını iyi yapmalıdır. Aksi takdirde misyonunu tamamlayan ve biten bir hareket olarak demokrasi tarihimizdeki yerini alacaktır.