“Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli,

Ebedî, yurdumun üstünde benim inlemeli”

 

Hain darbe girişimi karşısında ne yazabiliriz?

Neyi irdeleyebiliriz?

Cumhurbaşkanı dimdik halkının başında, Başbakan görevinin başında.

Millet sabahlara kadar nöbette, bayrağına, vatanına, toprağına, geleceğine sahip çıkıyor.

Sağcısı, solcusu, demokratı, İslamcısı, liberali ile her kesim el ele vermiş “Vatan sana canım feda” derken kim ne diyebilir, hangi kelime milletin bu duruşunu izah etmeye yetebilir.

Dilimiz dönmez, kelimeler yetmez bunu anlatmaya.

Durumu anlatmaya yetecek en güzel kelimeleri İstiklal Marşı Şairimiz M. Akif Ersoy söylemiş zaten.

15 Temmuz'u 16'ya bağlayan gece, saat 01.00 sularında minarelerden okunmaya başlayan ezanlar, verilen selalar milleti namaza değil, vatanına sahip çıkmaya çağırdığında gözlerimiz yaşardı. Ezanları duyanlar, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın sesine kulak verenler akın akın sokaklara döküldü.

Aracı olanlar araçlarıyla, aracı olmayanlar yaya olarak evlerinden çıkıp meydanlara akıp, tankların önüne bedenlerini dikiverdi. Üzerlerine bomba atılan, kurşun yağdırılan, tank paletleri ile ezilen 60’ı polis, 3’ü asker, 145’i sivil toplam 208 şehidimiz var. Allah şehadetlerini kabul etsin.

Hain darbe girişimi karşısında Türkiye öyle muhteşem birlik ve beraberlik ortaya koydu ki, hükümete ilk desteği MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli anında verdi. Ardından CHP hatta HDP bile bu hain hesaba karşı olduklarını açıkladı. Savaş uçaklarıyla bombalanan TBMM çatısı altında bir araya gelen iktidar ve muhalefet partileri ortak bir deklarasyona imza atıp, böyle bir durum karşısında parti farkı olmadığını açıkladılar.

TRT 1’de uzun süredir yayınlanan “Seksenler” adlı filmden dolayı “darbe” olayına tanık olan çocuklarımız, birebir tanık olarak olayın ne olduğunu yaşadı.

Meydanlara dökülerek devletine, vatanına, bayrağına sahip çıkan milleti gören Suriye vatandaşları da hemen her yerde millete katıldı. Türklerin vatan sevgisinin bir başka olduğunu dile getirdiler, ellerinde Türk bayraklarıyla meydanlarda yerlerini aldılar. “Biz, ülkemizde bunu yapamadık” dediler.

TRT ekranlarında zorla okutulan darbe bildirisi, vatandaşların tankların önüne çıkması, işgal edilmiş havaalanı, yayın kuruluşları gibi yerleri basarak askerleri çıkarması, üç günden bu yana askeriyelerin önünde nöbet tutması tarihe geçecek olaylardı.

Her şeyden de önemlisi; sözde sokağa çıkma yasağına rağmen, milletin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tek sözü ile sokaklara dökülmesi, taşkınlıktan uzak durması, sağduyunun hakim olması, kışladan çıkan askerleri darbecilerden ayırt etmesini bilmesi takdir edilecek hadiselerdi.

Siyaset, millet ve medyanın sağduyusu ile Türkiye, 36 yıl sonra yaşanması muhtemel bir darbe girişimini bertaraf etti. Fakat bu girişim, şimdiye kadar yaşanmış darbe girişimlerinden çok farklıydı. Genelkurmay Başkanı esir alınmış, TBMM bombalanmış, millete kurşun sıkılmıştı.

Tekrar şehitlerimize rahmet, yaralılarımıza acil şifalar dileyelim.

Adı FETÖ olsun yada başka bir şey olsun fark etmez, bu milletin geleceğine kasteden hainlere Allah fırsat vermesin.