Bir zamanlar hayatın normal akışında süren sokaklarımızda, şimdi sessizlik yankılanıyor. Her adımda, her köşe başında, bir zamanlar yaşanan mutluluğun izleri yerine, acının ve kaybın gölgesi düşmüş durumda. Terörün yaktığı ateş, sadece canlarımızı değil, umutlarımızı, hayallerimizi, en değerli anılarımızı da alıp götürdü. Şimdi geriye kalan sadece küller ve bu küllerin arasından doğmasını umduğumuz bir avuç umut. Terör, sadece bombaların patladığı yerlerde değil, milyonların yüreklerinde de yankılanan bir cehennemdir. Her kaybettiğimiz can, her yok olan hayal, bir halkın ruhunda derin yaralar açar. Bu yaralar, ne zaman iyileşir, nasıl iyileşir bilinmez; ama biz biliriz ki, her yara bir gün iz bırakır. Ve o izler, geçmişin karanlığını hatırlatan, geleceğin umudunu şekillendiren birer hatırlatıcı olur. Bir annenin evladını kaybettiği o an, bir babanın gözlerindeki çaresizlik, kardeşlerin birbirlerine sarılarak ağladıkları o kara günler… Terör, sadece fiziksel bir yıkım değildir; o, insanın içindeki en derin duyguları, en karanlık korkuları, en acı dolu anıları uyandıran bir canavardır. Biz, bu canavara karşı direnirken, yalnızca sevdiklerimizin değil, tüm bir ulusun onurunu, birliğini ve geleceğini de korumaya çalışıyoruz. Ancak bu karanlık günlerin ardından doğan her güneş, bize hatırlatır ki, terörün amacı bizleri sindirmek, bölmek ve korku içinde yaşamaya zorlamaktır. Ama biz, bu tuzağa düşmeyecek kadar güçlü, birbirimize kenetlenmiş ve inanç dolu bir milletiz. Küllerimizden doğan umut, her daim karanlığı aydınlatacak, kaybettiklerimizin anısını yaşatacak ve geleceğe olan inancımızı diri tutacaktır. Yas tutmak, unutmak anlamına gelmez. Aksine, yas tutmak, kaybettiklerimizin onuruna daha güçlü bir şekilde ayakta kalmak demektir. Terörün yarattığı bu acımasız yıkımın ardından, bizler yine bir arada, yine güçlü, yine umut dolu bir şekilde ayağa kalkacağız. Çünkü biz, küllerinden doğmayı bilen bir ulusuz. Ve bu karanlık günler de geçecek.
Terörün Çirkin Yüzü: Karşı Durmanın Zamanı Terör, toplumların huzurunu ve güvenliğini hedef alan, insanlık suçlarının en acımasızlarından biridir. Bu cani eylemler, sadece bireyleri değil, tüm bir ulusun vicdanını, birliğini ve geleceğini hedef alır. Terör, akıl almaz bir şekilde masumları hedef alır, kalleşçe saldırılarla toplumları korkutmaya ve sindirmeye çalışır. İşte bu yüzden, terörün her yüzü, her türü, kesinlikle ve kesinlikle kabul edilemez. Terör, bir ulusun kalbine saplanmış bir hançerdir. Her patlama, her saldırı, bu hançerin bir kez daha derinleştirilmesidir. Biz, bu hançeri savurup atmayı, terörü kökünden kazıyıp atmayı başaracak güce ve kararlılığa sahibiz. Ancak, bu mücadelede ne yazık ki her geçen gün, terörün karanlık yüzü bir adım daha yaklaşıyor. Bu korku ve şiddet sarmalından çıkmak, sadece hükümetlerin değil, her bir vatandaşın ortak sorumluluğudur. Teröristlerin amacı bellidir: Kaos ve korku yaratmak. Amaçları, insanları sindirip, umutsuzluk ve çaresizlik içinde bırakmaktır. Bu durumda, sessizlik ya da pasiflik en büyük hatadır. Savaşın her alanında, terörün her biçiminde, her türlü saldırıya karşı kesin bir tutum sergilemek, direnişi artırmak ve en sert önlemleri almak zorundayız. Terörün ne olduğunu bilmek, onunla savaşmanın ilk adımıdır. Teröristlerin bize sunduğu bu karanlık tablonun içinden çıkmanın yolu, birlik ve beraberlik içinde durmaktan geçiyor. Her birimizin, terörün asıl amacını anlaması ve buna karşı tüm gücümüzle mücadele etmesi gerekiyor. Terörün şiddetini, kanını ve gözyaşını durdurmak için ne gerekiyorsa yapılmalı. Asla teröristlerin sinsi planlarına hizmet edecek bir durum yaratılmamalı. Her bir saldırı, yalnızca terörün ne kadar çirkin olduğunu değil, onunla mücadele etme gerekliliğini de gözler önüne seriyor. Bu çirkin yüzle yüzleşmek ve bu mücadelede zafer kazanmak için topyekûn bir seferberlik şarttır. Her birey, her kurum, her güç birliği, terörün kökünü kazıyana kadar bu mücadelenin bir parçası olmalıdır. Şimdi terörü ve teröristi besleyen tüm unsurlara karşı sert bir tutum sergileme, bu karanlık günleri geride bırakma zamanıdır. Terörün yarattığı tahribatı durdurmak için, terörün kendisini yok etmek zorundayız.