ÖNEMLİ NOT: Bu yazıda anlatılan Şanlıurfa Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi'nde yaşadığım olay takriben 2 yıl önce yaşanmıştır. 


Dişçi koltuğuyla tanışmam 10-12 yaşlarında olmuştu. O zamanlar henüz kökleri oluşmamış arka dişlerimden birini çekilmişti. Çok geçmeden yerine yenisi çıktı. Yeni dişime gözüm gibi baktım diyebilirim. Bir iki gün unutarak aksatmanın dışında sabah akşam fırçalamayı ihmal etmedim. Ama bu durumda bile 33 yaşına geldiğimde ağzımda ilk çürüyen diş, o çocukken çektirdiğim ve yeniden çıkan diş oldu. Aradan geçen 21 yıldan sonra yine dişçi koltuğuna oturarak dolgusunu yaptırdım. 7 yıldır da o dolguyla idare ediyor. Yedi yıl önce bir dişimin dolgusunu yaparken, diş hekimi bazı dişlerimde ufak pürüzler olduğunu, yakın zamanda müdahale edilmesi gerektiğini söylese de malum korku/ihmal yüzünden o koltuğa bir daha oturmadım.
Ağrı sızılar iyice artmaya, soğuk ve soğuk yiyip içememeye başladığımda ise düzenli fırçalamama rağmen ağzımın içinde birşeylerin ters gittiğine kesin kanaat getirip koltuğa oturdum. Yetişkin ilk dişimin çekimi için Şanlıurfa Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’ne gittim.
Konunun asıl yazılık kısmı şimdi başlıyor.
Diş hastanesi dediğimiz bu yer, Esentepe’de, Devlet Hastanesi’nin yanında bulunuyor. Son derece modern dizayn edilmiş bir bina, onlarca diş hekimi ve poliklinik. Belki binlerce diş hastasından biri olarak, sağlam adam dedikleri bir hekimin kapısında sıraya girdim. Sıra bana gelince içeriye aldılar. “Hangisi?” diye sordu. “Üst, en arka” diyerek akıl dişimi işaret ettim. Günlerce sızısından uyutmayan o belayı gösterdim. Bir içten, bir dıştan hemen iğneyi yaptıktan sonra “Dışarıda bekle” dedi.
Daha önceden de diş için lokal anestezi yaptırdığımdan, ne zaman uyuşmuş olacağını az çok biliyordum. Bir süre sonra çekim için içeriye çağırdığında dişim henüz uyuşmamıştı. Damağı tam olarak hissediyordum. Sağlam adam denen hekime durumu söyledim. “Yok, yok. Tamamdır. Üst damak tam uyuşmaz, idare et” derken, önündeki o malum koltukta oturan adamın ağzına pamuğu sıkıştırıyor, diğer elinde de diş çekiminde kullandığı pense duruyordu. Koskoca diş hekimi, günde yüzlercesini çekiyor bilmeyecek mi diye düşünüp sustum. Önündeki hasta kalkıp gidince, elindeki penseyi bırakmadan beni koltuğa aldı. Aynı penseyi ağzıma götürüp dişime yapışınca, elini tutup çekerek “van minut” der gibi “bir dakka” dedim. O sırada penseyi ağzımdan çıkardı. Dilime değen bir parça, çürümüş dişten kopmuştu.
“Birincisi, dişim damağım henüz uyuşmamış ve ağrıyor. İkincisi, o penseyi biraz önceki hastanın ağzından çıkardın, şimdi benim ağzıma sokmaya kalkıyorsun” deyince, hiddetlendi.
“Kardeşim seninle mi uğraşacağım, dışarıda yüzlerce insan bekliyor” dedi.
Ben de “uğraşma, gereği yok” diyerek koltuktan kalkıp gittim.
Sosyal güvenceli çalışıyorum, işveren katkısıyla birlikte aylık 400 TL’nin üzerinde pirimim yatırılıyor. Gördüğüm muameleye bak diye söylendim kendi kendime.
Diş hastanesinden çıkıp, gazeteye döndüm. Olayı arkadaşlarla paylaştım. Daha önce diş olayıyla karşılaşmış kime sorduysam “Aman ha, hastaneye gitme. Hayvana bile öyle müdahale edilmez” demesinler mi.. Meğer oranın tadına varan bir daha önünden geçmiyormuş.
Ertesi gün Özel İnci-Sin Diş Hastanesi’ne kendimi can havliyle attım. Durumu anlattım. Son derece sevecen ve şakacı bir hekim, “Önce bir bakalım” dedi. Çekilmesi gerektiğine kanaat getirdikten sonra iğnesini yaptı. Devletin diş hastanesinde uyuşmayan diş, ne hikmetse burada 10 dakika sonra uyuştu. Çekimi için ise en fazla 20-30 saniye sürdü.
Dişime pamuğu sıkıştırdığım sırada, diş konusunda müdahaleden çok, muamelenin önemli olduğunu anladım. İnsana insanca müdahale edebilen, karşısındaki insanın hassasiyetlerini gözardı etmeyen bir diş hekimi çok önemli diye düşündüm. Ve o günden sonra dişlerimin hepsini yaptırmaya karar verdim.
Bu köşedeki yazıyı kazara okuyan olursa, diş konusunu hiç ihmal etmemelerini, en küçük bir pürüzde doğruca özel çalışan bir diş hekimine giderek muayene olmalarını ve gerekli işlemleri yaptırmalarını tavsiye ederim. İhmal ede ede o koltuğa oturursanız, hem uzun bir zaman hem de diş sağlığınızı kaybedersiniz. Sonuç olarak söylemek gerekir ki; diş ihmale gelmez.