Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul Yetimleri Derneği Şanlıurfa Şube Başkanı Mehmet Yavuz 18 Mart Şehitleri Anma Günü dolaysıyla mesaj yayınladı.
Sızlasa da gönüller düşenlerin yasından,
Koşar adım gitmeli onların arkasından.
Çanakkale;
bir savaşın çok ötesinde, yedi düvele karşı binlerce vatan evladının Vatan borcu, vatan sevdası için gittikleri kutlu bir cephedir.
Vatan savunması ve hürriyet sevdası ile cepheye koşan kahramanlarımızın yazdığı varoluş destanıdır. Bu destanı anlatmak, boynumuzun borcudur. Çünkü “ VATAN” dediğimiz bu mübarek toprak Şehit kanları ile sulanmış, diyeti ağır ödenmiş topraklardır.
ÇANAKKALE; inancın, fedakârlığın ve vatan sevgisinin en yüce mertebesi olan şehadetle taçlandığı kutlu bir direniştir. Şehitlerimizin kanlarıyla sulanan bu topraklar, bizlere bağımsız bir vatan bırakmanın bedelinin ne kadar ağır olduğunu gösteren en büyük nişanedir.
Çanakkale’ yi üç kelime ile anlatacak olursak;
“ GELDİLER, GÖRDÜLER, DÖNDÜLER.”
Evet GELDİLER;
1915 yılında, dünyanın en güçlü ordularına karşı koyan Mehmetçik, yalnızca silahıyla değil, iman dolu göğsüyle, vatan aşkıyla ve şehadete duyduğu özlemle savaşmıştır. Onlar, bir an bile geri adım atmayı düşünmeden, gözlerini kırpmadan şehadete yürümüşlerdir.
Evet Geldiler…
Ama Gördüler ki !
Çanakkale’yi Çanakkale yapan, gelenler değil; Çanakkale’yi Çanakkale yapan, gelenleri karşılayan ruhtur! O ruh, Hoca Ahmet Yesevî’nin mayaladığı asil ruhtur. O öyle bir ruhtur ki çelik ve barut, inancın, imanın, azmin karşısında erimiştir. O öyle bir ruhtur ki, “Ben esir yaşamaktansa özgür ölürüm” diyenlerin ruhudur. Çünkü onların davası büyüktü: Vatan davasıydı!
Mehmet Akif ERSOY’ un dizelerinde yankılanan gerçek de budur:
“Bastığın yerleri ‘toprak!’ diyerek geçme, tanı!
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı!”
O toprak, bugün üzerinde özgürce nefes alabildiğimiz, şehitlerimizin aziz kanlarıyla sulanmış mukaddes bir vatandır!
ÇANAKKALE RUHU; ÖZGÜRLÜĞÜN EBEDİ MÜHRÜDÜR!
Çanakkale ruhu, yalnızca bir savaşın değil, bir milletin dirilişinin, imanının ve şehitlik makamına olan inancının en büyük göstergesidir!
Seyit Onbaşı’nın sırtladığı mermi,
Siperde “Allah-u Ekber!” diyerek şahadete koşan Mehmetçik,
57. Alay’ın tamamının gözünü kırpmadan canını feda edişi…
Bunlar, bizlere şehitliğin ne denli yüce bir makam olduğunu gösteren en büyük örneklerdir.
O gün Çanakkale’de savaşan her bir askerimiz, bir nefer olarak cepheye gitmiş, ama birer şehit olarak cennete yürümüştür!
Ve bugün, eli kanlı terör örgütlerine ve onların kirli oyunlarına göz yumanlar bilmelidir ki;
Bu millet, ne Çanakkale’yi unutur, ne de teröre kurban verdiği aziz şehitlerini!
O şehitlerin ardında, gözyaşlarıyla dimdik duran anneleri, babaları, evlatları, eşleri var… Ve bu milletin yüreğinde Çanakkale ruhu, her zaman dimdik ayaktadır!
BİZE DÜŞEN: BU VATANA SAHİP ÇIKMAKTIR!
O gün Çanakkale’de vatan toprağına düşen evlatlarımız, bize kutlu bir miras bırakmıştır.
Onların şehadeti, bu milletin ruhunu ve bağımsızlık aşkını Sonsuza kadar koruyacak bir mühürdür.
Onlar, Allah katında diri olanlar, Peygamberimize komşu olanlardır.
Bugün bize düşen, o kahramanların emanetine sahip çıkmaktır!
Bu vatan, yalnızca bir toprak parçası değil, şehitlerin anlımıza yazdığı bir kaderdir!
Onların hatırasını yaşatmak, vatanın her karış toprağını namus bilmek, bayrağımızı şehitlerimizin kanı gibi kutsal bilerek dalgalandırmak bizim boynumuzun borcudur!
18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 110. yıl dönümünde,
Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere,
Vatan toprağına düşerek şehadet şerbetini içen tüm aziz şehitlerimizi
Rahmet, minnet ve sonsuz şükranla anıyorum.
Ruhları şad, mekânları cennet, makamları peygamberlere komşu olsun!