Sonbahar; hüznün ,  ayrılıkların  ve maalesef acıların mevsimidir. Bazı günler  Yaratılanların en şereflisi kul, gömülüyor karamsarlığın dehlizlerine, çıkmak  istiyor; ama hüzünlerin ve  acıların  pençeleri  onu bırakmıyor. Bugünlerde o günlerden bir gün!!!

        Halep,Musul,Arakan kanlar içinde Ümmet zalimlerin bombaları ile şahadete eriyor.Allah’ın emaneti yavrularımız,yaşlılarımız,kadınlarımız ve gençlerimiz  beton molozlarının altında o mukaddes bedenleri ile beşer hayata veda ediyor.Bu ah, bu kahır bir gün bu zalimleri yakacak ve yerle yeksan edecektir.

       Görsel basında Yayınlanan görüntüler bizi bizden alıyor, insanlığımızdan ve Müslümanlığımızdan utandırıyor.Utanmak yetmiyor kendimizden nefret ettiriyor.Aslında ölen sadece Halepli,Musullu, Arakanlı değil,Ümmet yani bizler ölüyoruz.Bu zulüm , hadsizlik,alçaklık dalga dalga yayılıyor.
        Bu acı, bu kin daha da büyüyecek, biliyoruz. Bugün Halep'e yaşattıklarını yarın Tüm İslam Ülkelerine yaşatacaklar. Atlantik'ten Pasifik'e uzanan kuşakta taş üstüne taş bırakmak istemiyorlar, biliyoruz. Ama bilmiyorlar bir ölür bin diriliriz. Haritaları değiştirseler de İnancımızı değiştiremeyecekler…
       Halep'i vuranların  nasıl bir ittifak ve  nasıl bir ortak amaç içinde oldukları şaşırtıcı? Bölge ülkelerinin, coğrafyamıza saldıran küresel 
istilacıların gölgesi altında ihaleler kovalamalarından, önlerine atılan paylara saldırmalarından daha aşağılayıcı ne olabilir?
        Bu istilacıların bir gün onları da Halepten  beter edeceklerini bilmiyorlar mı? Nasıl oluyor da bu istilacılar ile aynı paydada birleşiyorlar.Yeryüzünün  bu kadar mukaddes emaneti ve meleği –çocuklar- şehit olurken ve bununla birlikte bir milletin geleceği ve hayalleri yok olurken. Bu senaryonun içinde olan bölge ülkeleri er geç uyanmalıdır.
       Biriken acıların bölgede büyük öfkeleri doğurduğu ve bu  öfkelerin yarınlarda şiddetli intikamlara sahne olamamasını ve Müslümanların bu şer odaklarının tuzaklarından bir an önce kurtulmalarını Cenabı Allah’tan dilerim.