CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, eş dost, akrabaya yönelik kayırmacı atamaların CHP'ye de sıçradığını kaydederek, "Baba milletvekili, çocuğu PM üyesi ama arsızca hala aile saltanatının devamını istiyor. Bunu acil ve sert bir şekilde önlemeliyiz. Mücadele etmeliyiz. Çocuklarını, eşini, yeğenini, yancısını, ailesini, akrabalarını kadrolara nepotizm yaparak taşıyan siyasetçiye ceza vermeliyiz" dedi.

CHP 31 Mart tarihinde gerçekleştirilen Mahalli İdareler seçimlerinden Türkiye'nin birinci partisi olarak çıkarken, İzmir'de de Büyükşehir ve 28 ilçe belediyesini kazandı. "Değişim" temasıyla yola çıkarak, İzmir'de 3 ilçe belediye başkanı dışında tüm belediye başkanlarını değiştiren ve Aliağa ile Menemen dışında İzmir'in tüm ilçelerini kazanan CHP'de "Kadro" değişimi de hız kesmeden devam ediyor. Yeni belediye başkanları kendi kadrolarını kurma çalışmaları kapsamında belediye şirketlerinin Genel Müdür ve yönetim kadrolarında, Özle Kalem Müdürlüklerinde ve belediyenin yönetim kadrolarında değişimi sürdürüyor. 

"NEPOTİZM BİR HASTALIKTIR"

Süreçte hem parti içinden hem de diğer siyasi partilerden CHP'ye atamalarda "Nepotizm" yani akraba, eş, dost kayırmacılığına ilişkin eleştirileriler de geliyor. Nepotizm eleştirilerinin yanı sıra göreve gelen yeni belediye başkanlarının, koltuğu devraldığı önceki dönem CHP'li belediye başkanlarına yaptıkları "Borç" çıkışları da İzmir gündeminde önemli yer tutuyor. Seçimlerin ardından yaşanan gelişmeleri siyasetin tecrübeli ismi CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan GÜNDEME BAKIŞ'a değerlendirdi. Özkan, Nepotizmle mücadele kapsamında çarpıcı açıklamalarda bulunarak, nepotizmin bir hastalık olduğunu kaydetti. 

"BU HASTALIK BİZE DE SIÇRADI"

"Bugüne dek CHP'den AK Parti'ye yönelik nepotizm eleştiriyorsunuz yapıldı ama sizin partinize yönelik de kayırmacılık iddiaları gündemde. Eş, dost atamaları var. Ne yapacaksınız" sorusunu yanıtlayan Özkan, "Öznel ve adil olmayan bir şekilde liyakat ve eğitimi olmadığı halde sadece yandaşlar ve aileler için yapılan ayrımcılıkları önlemek ödevimizdir. Genel Başkanımızın bu konudaki yaklaşımını sonuna kadar destekliyorum. Çünkü bu hastalık ne yazık ki bize de sıçradı. Yakın, eş, dost kayırmacılığı; Nepotizm. Bunlarla mücadeleyi kaybedersek, kayboluruz. Eş, aile fertleri ve yakın akrabaları kamu kadrolarına yerleştirmek veya siyasi kadroları bunlardan oluşturmak bir hastalıktır" dedi.

"AKRABALAR KADROLARIN YERLEŞMESİNDE ETKİLİ OLUYOR"

Karaköprü'de Çelik dönemi resmen başladı Karaköprü'de Çelik dönemi resmen başladı

Nepotizmle mücadele kapsamında ne yapacağını anlatan Özkan, "Bu hastalığı engellemek kaçınılmaz ödevimizdir. Bu hastalığın adı Nepotizmdir. Akrabaları, aile fertlerini kadrolara doldurmak CHP’nin ilkelerinin yok sayılmasıdır. Bu konuda çok üzgünüm son iki dönemdir çok kötü bir sınav veriyoruz. Babalar, oğullar, yeğenler, eşler yakın akrabalar hem delege seçimlerinde hem de belediyelerin yeni kadrolarının yerleştirilmesinde baskın oluyor. Ak Parti’nin tükenmesine yol açan hastalık olan Nepotizm bize de sıçradı bunu Özgür Özel’in görmesi ve dillendirmesi çok önemlidir" ifadelerini kullandı. 

"BABA MİLLETVEKİLİ ÇOCUĞU PM ÜYESİ"

Özkan, "Özgür Özel’den önce yok muydu" sorusuna ise, "Olmaz olur mu? Geçmişte de çok mücadele ettik ama söz geçiremedik. Bakın bir örnek vereyim. Baba milletvekili, çocuğu PM üyesi ama arsızca hala aile saltanatının devamını istiyor. Oğul babası ısrarla milletvekili olmak istediği için milletvekili olamadı. O adam dönem dönem milletvekilliği yaptığı halde hala milletvekili olmak için yırtınıyor. Bunu acil ve sert bir şekilde önlemeliyiz. Mücadele etmeliyiz. Çocuklarını, eşini, yeğenini, yancısını, ailesini, akrabalarını kadrolara nepotizm yaparak taşıyan siyasetçiye ceza vermeliyiz. Yapılan atamaları, seçimleri yapılamaz hale getirmeliyiz. Nepotizme karşı Tüzük kurultayında bir önerim olacak. Ancak medyanın da bu konuda denetim görevini yapması çok önemli" yanıtını verdi.

"AİLE KLANI OLUŞTURULAMAZ"

Belediye kadrolarında gündeme gelen akraba atamalarının hatırlatılması üzerine konuşan Özkan, "Babaları ya da aileden birileri aktif görevde olanı bilmiyorum. Babadan ya da anneden CHP kültürü ile yetişen, gençlik kollarından çabalamış, aktif üyelik yapmış mücadelede öne çıkan kimseye hiç bir şey denemez. Onlar emekleri ile oradalar. Baba, anne, abi, kardeş görevden çekilmiş ama aileden birileri emekleri ile göreve gelmiş, alkışlarım. Doğrusu emek vererek mücadeleden gelmektir. Ama gezmiş dolaşmış, işini yapmış, babamın hakkını devraldım annemin hakkı diyerek milletvekilliği, belediye başkanlığı, meclis üyeliği almak olmaz, olamaz. Eşler, çocuklar, kardeşler, hısımlar aile klanı oluşturacak biçimde üst düzey yönetimlere atanmaz, liyakat zinciri bozulamaz" açıklamasında bulundu. 

"PARTİMİZE ZARAR VERMESİNİ ENGELLEYECEĞİZ"

"Böyle davrananlar CHP ilkelerini çiğnemiş, mücadelemize zarar vermiş olurlar" diyen Özkan, "Bunların iyi bir iş olmadığının örneği AKP dönemidir. Nepotizm hastalığı AKP‘yi bitirdi. Bu hastalığın partimize zarar vermesini engelleyeceğiz. CHP kimsenin çiftliği değil. Milletin örgütlü gücü. Umudu. Bu uygarlık ölçüsüdür. Size bir örnek vereyim. Eski Fransa Başbakanı François Fillon, karisi ile bir başkasını Meclis'te çalışıyor göstermekten 4 yıl hapisle yargılandı ve mahkum oldu. Fillon ayrıca 375 bin euro ceza ödeyecek ve 10 yıl seçme - seçilme hakkından mahrum kalacak" diye konuştu.

"DÜZENİN DEĞİŞMESİ ŞARTTIR"

AK Parti'den devralınan belediyelere yönelik eleştirilerin yanı sıra CHP'li belediyelerden alınan birçok belediyede yaşanan borç çıkışlarına yönelik de soruları yanıtlayan Özkan, "Ekonomimiz bunalımda. Belediye gelirleri düşük ve tahsil sorunu var. Belediyeler AKP çürümesinin etkisi altında. Borçlanmadaki fark har vurup harman savurmadır. Olur olmaz işlere milletin parasını gömmektir. Balıkesir örnektir. 15 milyar borç, 5 milyar gelir! Olmaz. Olamaz. Ama AKP belediyeciliği yapmış. Biz yapamayız. Onaracağız. AKP belediyeciliği ve yönetme anlayışı ile, düzeniyle gitmez gidemez. Yolsuzluk ve israf nedeniyle, çürüme nedeniyle düşüyoruz, çöküyoruz. Açlık sınırının altında asgari ücret ödenen bir ülkede, düzenin değişmesi şarttır" dedi.

"REZALET! HİÇBİR ŞEY YAPILMIYOR!"

Deprem konusunda da önemli açıklamalar yapan Özkan, "127 bin İzmirli ölecek diyorsunuz, kent yıkılacak diyorsunuz. Söylüyorsunuz da ne oluyor" sorusunu ise şöyle yanıtladı: 

Rezalet. Hiçbir şey olmuyor. Ne yerel yönetimler ne de asıl sorumluluğu bulunan AKP iktidarı hiçbir şey yapmıyor. İzmir’in diri 15 fayı var. Bunlar 6,8 ile 7.2 büyüklüğü arasında şiddet üretecek. İzmir ayrıca Manisa ve ilçeleri ile Aydın kaynaklı bir depremden çok olumsuz etkilenecek. 85 bin yapı kaybımız bekleniyor. İyimser tahminle 127 bin ölümüz olacak. Buna rağmen hiçbir şey yapılmıyor. Yapı stoğumuz rezalet durumda. Acilen kentsel dönüşüme başlamalıyız. Acilen. 

"İZMİR'İ TSUNAMİ DE VURACAK"

Öncelikle depremden en az etkilenmesi beklenen Çeşme de ve Foça da arama kurtarma timleri eğitimi vermeliyiz. Depreme müdahale tekneleri yaptırmalıyız. Çünkü İzmir’i tsunami de vuracak. Kora yolu ulaşımı biteceği için denizden müdahale ve ilk sağlık bakımı için tekneler çok önemli. Kurtarma çalışmaları için küçük müdahale araçları kesme, delme, kaldırma amaçlı edinmeliyiz. Dışardan yardım gelene kadar biz enkaza müdahale etmeliyiz. Yoksa Hatay’ın durumuna düşeriz. İnsanlar enkaz altında can verir. 

"ASKERİN DEPREMDEN SAĞ ÇIKMASINI SAĞLAMALIYIZ"

Valiliğin acilen okulları, hastaneleri ve kamu binalarını güçlendirmesi şart. Toplanma yerlerini düzenlemesi, ilk yardım ihtiyaçlarını depolamadı ve AFAD depolarını depremden etkilenmeyecek yerlere taşıması şart. Su içme suyu sorunu yaşanacak. Acilen isale hatlarını buna uygun yapılandırmalıyız. Salgın hastalık ve erozyon için önlem almalıyız. Toplanma alanlarında jeneratör, internet, ilaç, yiyecek. Tuvalet, su ve diğer ihtiyaç sorununu çözmeliyiz. İzmir için bir ayıp olan Afet Koordinasyon Merkezi eksikliğini gidermeliyiz. Ege Ordu Komutanlığına yetki vermeli ve deprem sırasında askerin etkin kullanımını sağlamalıyız. En önce de askerin depremden sağ çıkmasını sağlamalıyız. Onların binaları da riskli. Kaynak gündemebakış