Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un katılımıyla açılışı yapılan Dünya Neolitik Kongresi dünyanın dört bir yanından insanın katılmasıyla başladı.

4-8 Kasım tarihleri arasında geçecek olan Dünya Neolitik Kongresi'nde Göbeklitepe ve Karahantepe başta olmak üzere özelde Şanlıurfa genelde ise Türkiye'nin tarihi turizm alanları konuşulacak.

Bugün açılışa katılan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, sergiyi gezdikten sonra açılış programına geçti.

Dünyada ilk kez Şanlıurfa'da düzenlenen Neolitik Kongresi İstanbul ve Harran Üniversitesi tarafından organize edildi.

I M G 20241103 W A0023

Düzenlenen kongreye Bakan Nuri Ersoy, Vali Hasan Şıldak, Büyükşehir Belediye Başkan vekili Sait Ağan, Milletvekilleri Asuman Yazmacı, Hikmet Başak, Mehmet Ali Cevheri, İbrahim Özyavuz, Harran Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Tahir Güllüoğlu, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, Haliliye Belediye Başkanı Mehmet Canpolat, Eyyübiye Belediye Başkanı Mehmet Kuş, Harran Belediye başkanı Mahmut Özyavuz, AK Parti Şanlıurfa İl Başkanı İlhami Günbegi, MHP il Başkanı Mahmut Güneş, Bazı Bürokratlar ve 63 ülkeden 664 bilim adamı katıldı.

Kültür ve Turizm adına önemli konuşmalar yapan Bakan Ersoy şunları ifade etti;

"Neolitik dönemin kalbi Anadolu topraklarında, insanlık tarihinin en önemli basamaklarından birinin izlerini taşımaktan ve bu eşsiz mirası dünya ile paylaşmaktan onur duyuyoruz. Tarihe tanıklık eden bu kadim topraklarda, Neolitik çağın başlangıcını keşfetmek, anlamak ve tüm insanlıkla paylaşmak adına, Dünya Neolitik Kongresi’nde sizlerle bir arada olmaktan büyük mutluluk duyuyorum.

Bakanlığımızın himayesinde, İstanbul Üniversitesi ve Harran Üniversitesi’nin işbirliği ile düzenlenen Dünya Neolitik Kongresine hepiniz hoş geldiniz…

Çok Kıymetli Misafirler,

Bugün burada sadece bir kongre için değil, tüm insanlığın ortak kültür mirasına bir adım daha yaklaşmak için toplandık. Göbeklitepe’den Karahantepe’ye, Sayburç’tan Sefertepe’ye kadar Anadolu’nun dört bir yanında kazı çalışmalarını sürdüren bilim insanları, uygarlık tarihinin en eski katmanlarını ortaya çıkararak, bu eşsiz mirası koruma ve gelecek nesillere aktarma gayreti içindeler.

Anadolu’nun insanlık tarihine yaptığı bu benzersiz katkının bir parçası olarak burada bulunan herkes, geçmişle geleceği birleştiren bir köprünün inşasında temel taşı görevini üstleniyor…

1960’lı yıllarda rahmetli hocamız Prof. Dr. Halet Çambel’in Çayönü kazıları ile başlayan Neolitik Dönem araştırmaları; 1990’lı yıllar sonrasında Güneydoğu Anadolu'da Fırat ve Dicle havzalarında gerçekleştirilen çalışmalarla desteklenmiştir. Bu çalışmalar Anadolu’nun, Dünya genelinde Neolitik Dönem’in ilk ortaya çıktığı çekirdek bölgelerden biri olduğunu ortaya çıkarmıştır.

Bu kapsamda Neolitik Dönemin çekirdeği olarak kabul ettiğimiz Göbeklitepe çevresinde bulunan Karahantepe-Sayburç-Çakmaktepe ve Sefertepe’de yürütülen çalışmalarla; Anadolu’da Neolitik Dönemi çok daha iyi anlamayı ve yorumlamayı başarmış bulunuyoruz.

Düzenlenen bu kongre ile Anadolu Neolitik Dönemi ile ilgili bugüne kadar edindiğimiz bilgileri, dünya çapında elde edilen yeni bilgiler ile de harmanlamış olacağız.

Bakanlık olarak; ülkemizde yürütülen arkeolojik faaliyetlerde elde edilen bilgilerin bilim camiası ile paylaşılması adına yapılacak tüm çalışmaları desteklemekten gurur duyduğumuzu ifade etmek isterim…

Bu yıl Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından organize edilen ‘Uluslararası Kazı, Araştırma ve Arkeometri’ Sempozyumunun 44’üncüsünü gerçekleştirdik. Hitit kazıları özelinde de, ‘Hititlerin İzinde Yeni Bilgiler ve Perspektifler’ Sempozyumunu Ankara Üniversitesi ve Hitit Üniversitesinin katkıları ile başarıyla düzenledik.

Arkeolojik kazı politikamızın sonuçlarını dünyaya duyurmak adına benzeri tüm organizasyonları Bakanlık olarak desteklemeye hazır olduğumuzu buradan duyurmak isterim.

Değerli Konuklar,

Bakanlığımızın himayesinde gerçekleştirilen Dünya Neolitik Kongresinde; 63 ülke ve 486 uluslararası kurumu temsilen, Neolitik konusunda uzman yaklaşık 1000 kişiden oluşan katılımcıların; 45 farklı oturum kapsamında, 687 sözlü sunum ve 62 poster sunumuyla kongreye katkı sağlamaları planlanmaktadır.

Bu Kongre ayrıca; dünyanın çeşitli yerlerinde, farklı zaman dilimlerinde, farklı kültürel ve sosyo-ekonomik yörüngeleri takip ederek gerçekleşen çeşitli Neolitik oluşumlara ilişkin tartışmaları da bir araya getirecektir.

Kongre kapsamında; farklı bölgelerdeki Neolitik yaşam biçimleri, dönüşüm süreçleri, nedenleri, sonuçları, toplumsal örgütlenme modelleri, doğal çevre ortamı, beslenme özellikleri ve geliştirdikleri teknolojileriyle birlikte bütüncül bir yaklaşımla ele alınacaktır.

Bu buluşma sözkonusu başlıkların küresel ölçekte tartışılmasını sağlayacak ilk bilimsel toplantı olması bakımından da büyük öneme sahip olacaktır.

Türkiye’nin zengin kültürel ve tarihi mirasını koruma ve geleceğe taşıma amacıyla başlatılan Geleceğe Miras Projesi, ülkemizin farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış kadim topraklarında, bu medeniyetlerin izlerini korumayı ve tanıtmayı giderek daha önemli hale getirmiştir.

2018 yılında başlatılan 12 Aylık Kazı Programı ile temeli atılan proje; bu programın başarısının ardından, kültür turizmini geliştirme vizyonunu daha da netleştirerek hayata geçmiştir.

Geleceğe Miras Projesi, Türkiye’nin arkeolojik zenginliklerini bilimsel bir bakış açısıyla ortaya çıkararak, geçmişin kültürel mirasını günümüzde yaşatmak ve gelecek nesillere aktarma vizyonu ile yürütülmektedir. Geleceğe Miras Projesi, Türkiye’yi dünya genelinde bir kültürel cazibe merkezi haline getirmeyi hedeflemektedir.

Bu projeyle, son 60 yılda Türkiye’de arkeoloji alanında yapılan çalışmalara eşdeğer bir başarıyı, önümüzdeki dört yıl içinde gerçekleştirmeyi planlıyor ve bu dönemin “Türk Arkeolojisinin Altın Çağı” olarak anılmasını amaçlıyoruz.

Ülkemizde Osmanlı İmparatorluğu geleneğinde başlayan arkeolojik çalışmalar, Türkiye Cumhuriyeti’nin yetiştirdiği bilim insanlarıyla altın dönemini yaşamıştır.

Başkan Gülpınar, 'Şanlıurfa Olimpiyatlara Hazırlanıyor' Başkan Gülpınar, 'Şanlıurfa Olimpiyatlara Hazırlanıyor'

Bugün Türk arkeolojisine altın çağını yaşatan hocalarımızın öğrencilerinin Anadolu’nun dört bir yanında yaptıkları arkeolojik çalışmalar ile yeni bir altın çağ başlatıyor olmaları hepimiz için bir gurur kaynağıdır.

Şu anda, ülkemiz genelinde toplamda 750 arkeolojik kazı ve araştırma yürütülmektedir. Bu çalışmalar, geçmişimizi aydınlatan önemli veriler sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda gelecek nesillere bırakacağımız değerli bir mirasın temellerini de atıyor.

Bakanlığımızca başlatılan "Geleceğe Miras Projesi" kapsamında 224 kazı alanımız projeye dahil edilmiştir. Bu proje, arkeolojik alanlarımızın korunması ve geliştirilmesi amacıyla özel olarak tasarlanmıştır ve bu alanlarda yürütülen çalışmalara önemli katkılar sağlamaktadır. 2024 yılının başından bu yana, kazı çalışmalarına toplam 3.4 milyar lira finans sağlanmış olup; yıl sonuna kadar kazı alanlarında yürütülen kazı, çevre düzenleme, restorasyon gibi tüm faaliyetler için toplamda 6 milyar liralık bir bütçe ayrılmıştır.

Bu bütçe, çalışmalarımızın hız kazanmasını ve kalıcı eserlerin korunarak geleceğe aktarılmasını sağlamaktadır.

Yıl sonu itibarıyla, kazı ve araştırma alanlarımızın sayısının 765’e ulaşması öngörülmektedir. Bu hedefe ulaşmak için titizlikle çalışmaya devam ediyoruz. Her bir kazı, geçmişimize ışık tutacak yeni bilgiler açığa çıkarmakta ve tarihimizi daha iyi anlamamıza katkı sağlamaktadır.

Sözlerime son verirken, ülkemiz coğrafyasında, geçmişten günümüze kadar hayat bulmuş tüm uygarlıkların varisi ve hamisi olarak devraldığımız kültürel birikimin zenginliğiyle, arkeolojik çalışmalara, kültürel mirasımıza layık olacak titizlikte devam edeceğimizi belirtmek isterim.

Dünya çapında neolitik dönem uzmanları ile arkeolojiye gönül veren katılımcıları bir araya getiren bu değerli organizasyonda çok önemli bilimsel metinlere ulaşılacağına inancım tamdır. Dünya Neolitik Kongresi’nin düzenlenmesinde emeği geçen ve kıymetli katkılarıyla burada bulunan tüm bilim insanlarımıza teşekkür ederim.

Bu duygularla hepinizi sevgi ve saygı ile selamlıyorum…

URFASTAR