“Ne çok yalan söylüyorsun” dedim, “dünya yalan” dedi.
Allah’ın yalanla işi mi olur?
Allah dünyayı yaratmış, zamanı geldiğinde yok edecekse buna yalan denemez.
Olsa olsa gelip geçici denebilir.
Yaratılmışların hepsi de bir süre sonra ölüp giderler. Ölüp giden her şey yalan mı?
Şüphesiz hayır.
Dünya yalan değil, yaratılmışlar da yalan değil.
Fani dünya demek daha doğru.
Cumartesi günü Habertürk’te Oylum Talu’nun sunduğu Burası Haftasonu adlı programın ilginç bir konuğu vardı. İlginç olması kişinin şahsiyeti değil, mesleğiydi.
Yalan tespit uzmanı, yazar Çağlayan Babacan.
Yalan makinesini duymuştum da, yalan tespit uzmanlığını ilk kez duydum.
Programda yalanla ilgili çok şey konuşuldu.
Babacan, deliler ve ölülerden başka herkesin yalana başvurduğunu söylüyordu.
Oldukça güzel tespitleri de vardı.
Programı izledikten sonra ben de hayatımdaki yalancıları gözden geçirdim.
Bir, iki, üç, beş, on, yirmi….
Ne kadar da çok yalancı varmış çevremde.
Yalan uzmanı herkesin yalan söylediğini iddia ediyor.
E yalan yok, ben de bazen yalan söylerim.
Yalana, yapmak istemediğim bir işi bana yaptırmak isteyenleri başımdan atmak için ara sıra başvururum.
Bunun dışında önemli büyük yalanım yoktur.
Ama çevremdeki arkadaşlarımın durduk yere attığı yalanları da havada yakalamayı çok severim. Havada yakaladığım yalanı bir başımda, bir omzumda sektirdikten sonra şutu çekip, yalanı atanın suratında patlatırım. Bazen de sesimi etmeyip, attığı yalanda boğulmasını beklerim.
Öyle yalancı arkadaşlarım var ki anlatılamaz.
Yalan öyle hayatına işlemiş ki, sosyal medya hesaplarının hiçbirinde gerçek adını kullanmıyor. Konuşmasının yüzde 80’i yalan. Yılların arkadaşlığını yüzde yirmilik tarafıyla sürdürüyoruz dersem yalan olmaz.
Uzmanlar araştırmış.
Yalan uzmanları değil, psikiyatristler.
Yalan bir hastalık değil, bir davranış bozukluğudur diye tespit etmişler.
Yine çok yalan konuşanların matematiksel IQ’sunun değil, sosyal ilişkilerden kaynaklanan zekasının yüksek olduğu ortaya konmuş.
Yani, yalancılar ne kadar çok insanla bir araya gelip, ne kadar çok sosyal ortamda bulunuyorlarsa yalan atma kapasiteleri de o kadar genişliyor.
Yalan konuşan kişinin davranış bozukluğunun bir nedeni de, kime ne yalan söyledim diye sürekli aklında tutma gereği duyması.
Bir de yalanla sürdürülen meslekler vardı.
Tanıdığım birkaç kişi, sırf yalanla işlerine devam ederdi.
Kırk yalan Reşo, Yalan Dünya gibi lakapları vardı.
Bir müşteri işini getirdiğinde veya bir sipariş aldığında yalanla başlardı işe.
İşin teslimatı geciktikçe yalana devam eder, yalanını yalanla beslerdi.
Konu yalan olunca herhalde en çok yalan söyleyen politikacılardır.
Çünkü doğrudan insanlara hitap eden, en çok sosyal olması gereken kişiler politikacılar.
Uzmanlara göre her insan yalan konuştuğuna göre, en sosyal olan kişiler de politikacılar ise o zaman en büyük yalancılar da politikacılardan çıkar demek doğru olur mu bilemem.
Belki de yalanı çok olan politikacı olur.
Bu arada yalan dünya demek yerine, yalan dünyası demek de bence daha mantıklı.
Sebebi ne olursa olsun, az yalanlı bir hayatınız olması dileğiyle…