Urfa bu Urfa değil...

Türkiye'nin en Huzurlu Kenti olan Şanlıurfa  Suruç ve Ceylanpınar saldırılarının ardından bir anda  elde ettiği güzellik ve kazanımlarını kayıp etmeden derhal gerekli  önlemler alınmalıdır.

Türkiye çok kritik bir dönemden geçiyor. 7 Haziran seçimleri sonrası  Meclis'te Koalisyon aritmetiği ortaya çıkması üzerine sınırlarımızın öte tarafında hareketlilik başladı.  Suriye'de devam eden iç savaş, ABD'nin Irak'a yaptığı  körfez harekatı sonrası yıllarca kaldıktan sonra Şİİ Lider Maliki'ye Irak'ı bırakarak terk etmesiyle  silahlanan İŞİD 'in pisliğini Türkiye temizlemek zorunda kalıyor. Irak ve Suriye'de üst kimliğin yok olmasıyla  mezhep, etnik yapı ve aşiretlerden oluşan çeteler bölgeyi adeta kan gölüne çevirdi. ayrı ayrı üniformalarla silahlanan bu örgütlerin tek hedefi var.  Bu hedef ' Ortadoğu'da büyük İsrail Devletini' kurmaktır. İsrail, ABD ve akıl hocaları İngilizlerin uygulamaya koydukları senaryo işliyor. Bu filmin finansörü ve güvencesi ile İran'dır. İran, son çeyrek asırda İslam coğrafyasında akan Kan'ın tek sorumlusudur. İran, ABD ve İsrail'in en büyük destekçisidir. Katil Beşar Esed 'in bugüne kadar  Şam'da  kalmasında rol alıyorlar.

Gelelim Urfa'ya...

Ben bir Urfa aşıyım. Urfa konu olunca çok duygusal ve hassas oluyorum. 2011 yerel seçimlerinden sonra Urfa üzerinden gizli eller devreye girdi. Her siyasi ortamda “ Urfa modeli” diye bir model sürekli dile getirildi.  O model 'Sünnisi, Alevisi,  Türkmeni, Kürdü ve Zazası ile huzur içerisinde bin yıldır kardeşçe yaşamak demekti. Peygamberler Şehir olması münasebetiyle  Manevi -huzur ortamı, ve Kardeşlik bağlarının güçlü olması ile ,'Hizbullah, PKK'  başta olmak üzere farklı örgütlerin yıllarca Urfa'da zemin bulamadı.

GAP'ın devreye girmesi, uçsuz bucaksız arazilerin sulanması, sanayi ve Turizme yapılan yatırımlarla  cazibeli bir kent olan Urfa özellikle 1990’lı yıllardan itibaren büyük metropolle dönüştü...Türkiye'de en fazla göç alan Kent oldu. Bu göçle birlikte  Aşiretçilik bağı koptu, aile bağları azaldı,  ve siyasal bilinç de farklılaştı. Son 10 yılda Urfa çok büyüdü, bu büyümeye karşılık  Urfa'yı küçük beyinliler yönetti. Urfa'ya gelen Valiler, Belediye Başkanları, ve Bürokratlar bugün Urfa'nın % 90'ı gecekondulaşmasına yol açtı. Eğitim, sosyal, kültürel  , Din ve ekonomik alanda yeterli hizmet ve yatırımların gitmediği  Gece-kondu bölgelerinde bugün kontrolü çok zor olan bir 'GENÇLİK' ortaya çıktı. Bu gençlik  7 Haziran seçimlerinde siyasal  değişime imza attılar. Bu gençlik 7 Haziran'da sandığa sahip çıktı ve 2019 yerel seçimleri öncesi bir mesaj verdiler.Bu mesajı halk anladı ancak Siyasiler ve Belediye Başkanları anlamış değiller.  Son 20 yılda Urfa gençliğini ihmal eden dönemin Valilerinin, Belediye Başkanları Ahmet Bahçıvan- Fakıbaba ve ekibini, Siyasi iktidarın temsilcileri ve teşkilatlarının büyük bir vebali olduğunu düşünüyorum.  Urfa Gençliğinin elden gitmemesi için derhal kollar sıvanmalıdır. BŞB, Haliliye, Eyyübiye , Karaköprü  ve diğer ilçe Belediyeleri bir yıllık 'Lale-çicek, böçek, iftar yemekleri, temsili ağırlama, yurt içi-dışı gezilerine harcadıkları bütçeleri kısarak  gençleri kazanmak için yatırımlar ve hizmetler yapmalılar. 

Suriye'lilerin sokaklarda daha fazla görünmesinin oluşturduğu  olumsuz hava algısının arttığı günlerde Suruç ve Ceylanpınar ilçelerinde yaşanan kanlı baskınlarından sonra  Urfa'da halkın üzerinde ki korku - baskı endişe hissedilir derecede arttı. Türkiye'nin en huzurlu kenti olan, her etnik yapının kardeşçe yaşadığı Urfa'da halkların bir biriyle bir sorunu yok, olamazda, Urfa'da halklar hiç bir zaman karşı karşıya gelemez, bu kardeşliğin devam için tüm Siyasilere büyük görev düşüyor, herkes söz ve söylemlerinde dikkatli olmalılar. Halkın üzerinde ki korku-baskı algısını kırmak gerekiyor. Vali İzzettin Küçük ve BŞB Celalettin Güvenç ile tüm STK'lara büyük görev düşüyor. En büyük görev ise BŞB Güvenç'e düşüyor. Seçilmiş birisi olan Güvenç, oluşan kaos ortamından halka moral vermek  için ne gerekiyorsa yapmalıdır. Urfa halkının gelecek ile ilgili büyük endişeleri var. Bu endişelerinin neler olduğunu iyi tespit edip, O'na göre önlemlerini almalıdır. Urfa'nın geleceği sadece, yol, su kanal, konut yapmak değildir. Urfa'nın geleceği yeni nesillerin elindedir. Ben bu konuda dilim döndükçe konuşmaya devam edeceğim.

Yeniden görüşmek dileği ile...