Mal, mülk, toprak, para… sahip olunan herşeyin Allah hayırlısını versin. Hayırla işletmeyi, ağız tadıyla yemeyi nasip etsin.
Ne yazık ki günümüzde bitmek bilmeyen toprak kavgaları can almaya devam ediyor. Son olarak dün sabah Suruç’ta meydana gelen toprak sulama tartışma yüzünden çıkan kavgada 4 kişi hayatını kaybetti. En ufak bir incitici söz üzerine yaşanan tartışmalar, yapılan anlamsız yorumlar ve sonucunda çıkan kanlı kavgalar ne yazık ki canları yitirdi.
Kimin, hangi taraftan öldüğünün bir anlamı yok. Şu 3 günlük dünya dedikleri yerde zaten herkes birgün eceliyle ölmeyecek mi? Neden ömürlük psikolojiye işlenen travmalar oluşsun, neden birileri üzülsün. Ecel yerine Azrail olmaya ne gerek var. Bu mu peki Müslümanlık, bu mu din kardeşliği. Ya hepsini geç, bu mu akrabalık Allah aşkına. Birbirine akraba olduğun halde neden öldürüyorsunuz, yada neden birileri ölüyor.
Düşünün, bir Babalar Günü’nde bir baba ve 3 oğlu yok yere toprak sulaması yüzünden çıkan kavgada ölüyor. Olacak şey değil. Toplum bilinçlendirilmeli dedikçe toplum yobazlaştı, kalıplaştı ve düşünemez oldu. Toplum cahilleşti. Toplum öyle bir hal oldu ki, düşünme yetisini kaybettiği için hayatını kaybediyor. Bunun sonucunda giden geri gelmiyor.
Toprağın derdin var demem ki olay tam da bu aslında. Bugünlerde ihtiyaç duyulan manevi havalardan birisi huzurlu bir ortam yaşamak. Ne yazık ki para, toprak, mal, mülk huzur vermiyor. Aksine can üstüne can alıyor.
Yaşanan olaylar unutulmuyor, geleceğin çocuklarında iyi izlenimler bırakmıyor. Bırakmadığı için de geleceğin çocuklarından umut beklenilmesi boşadır. Çünkü çocuklar hep büyüklerinden ne gördüyse ona göre hayat çizgisini çizer ve muhakkak ki benzerlikler çokça aynıdır.
Şahsen benim gelecekten umudum cahilliğin bir önce ortadan kalkmasından yanadır.