Şanlıurfa'da artan uyuşturucu kullanımının tehlikeli boyutlara ulaştı. Şanlıurfa geçiş yolu üzerinde olması sonucu, uyuşturucu ticareti yapılması açısından coğrafi bir özelliği var. Bölgedeki çatışmalı hal bu tür bir faaliyetin yapılmasını kolaylaştıran bir unsur haline geldi
uzmanların ve yetkililerin tüm uyarısına rağmen uyuşturucu kullanımı ilkokullara kadar indi ve ne yazıktır ki, buna bağlı olarak da ölümler de yaşanmaya başladı. Şanlıurfa'da geçtiğimiz yıl 23 yaşındaki bir genç, uyuşturucu kullandıktan sonra ölü bulunmuştu.
Yanı başımızda bulunan komşumuz Suriye'de iç savaş devam ederken, Türkiye'de en çok Suriye'linin bulunduğu il kuşkusuz Şanlıurfa'dır. Suriyelilerin gelişi ile birlikte Şanlıurfa'nın kimyası, havası,ve yaşam tarzı değişti.
Şanlıurfa'da son yıllarda toplum içinde büyük tahribatlar söz konusu olduğu. Bu tahribatlar içerisinde de ahlaki değerler ve madde bağımlılığı var. Madde bağımlılığı kullanımı özellikle küçük yaşlara kadar indiği söyleniyor. Elbette madde bağımlığının artmasında Devletin suçu kadar toplumun yani bizlerinde büyük bir kabahati ve sebepleri vardır. Ben şahsen Şanlıurfa'da bir kesim tarafından bilinçli bir şekilde çocuklar ve gençler üzerinde tahribat çalışması yapıldığını ifade etmek istiyorum. Gelinen süreçte madde bağımlılığı kullanımı Şanlıurfa'da önlenmesi zor sonuçları ortaya çıkartacaktır.
Bu gençleri zehirleyenlerin sebepleri ve sorunlar belli…
Geçtiğimiz hafta başında Vali İzzetin küçük'ün de katılımıyla il emniyet Müdürlüğünde kaçakçılık şubesinin ele geçirdiği 180 kilo Eroin basına aktarıldı. Bu 180 kilo eroinle 500 bin gencin zehirlenmesi mümkün olduğu ifade edildi.
Devlet, kimlerin uyuşturucu maddesi sattığını ve ürettiğini çok iyi biliyor. Urfa özellikle pilot il ilan edilmiş durumda. Süleymaniye ,Devteşti, Eyyübiye ve diğer kenar semlerde gündüz gözüyle uyuşturucu satanların kimlikleri belli. Mücadelenin kurumsal olarak yapılması lazımdır.Vali İzzettin Küçük,Belediye Başkanları,STK'lar Âlimlerimiz, rehberlerimiz, kanaat önderlerin bu konuda çalışmalar yapmalılar. Uyuşturucu kaynağının kurutulması noktasında en etkili noktalardan birisi de şüphesiz ki resmi kurumlardır. Resmi kurumlar eğer ki bu tür illetleri toplum içinde yaymak isteyen bunun çabasını veren kişi veya mercilere karşı caydırıcı önlemler almazsa belki bir manada toplumun toplumsal mücadele vermesinin de bir anlamı kalmayacaktır. Urfa gençliği elden gitmeden İl Emniyet Müdürü Eyüp Pınarbaşı ve ekibinin zehir tacirlerini bu memleketten uzaklaştırmasını, İl Milli Eğitim Müdürü Metin İlci ve Aile ve Sosyal il Müdürü Murat Demirkol'dan ise öğrenci ve velilere yönelik bir çalışma içerisine girerek toplumu bilinçlendirmeye gitmesini arzuluyorum.
Asıl büyük sorumluluk ise Müftülük ve din görevlilerine düşüyor. Eğer ki aile eğitimi düzenli bir şekilde İslami bir terbiye ile verilirse, çocuklar İslami bir terbiye ve edeple büyürlerse, çocuklarımıza Allah korkusunu aşılayabilirsek, bununla beraber Allah sevgisini, muhabbetini aşılayabilirsek, Peygamberimiz Hz. Muhammed'in hayatını çocuklarımıza öğretebilirsek onları koruma altına almış olabiliriz. Temel sorun budur diye düşünüyorum.
Şanlıurfa Türkiye'nin en genç nüfusuna sahip kent olduğunu ifade eden Belediye Başkanlarımıza da büyük görevler düşüyor. Uyuşturucu ile mücadelenin ortadan kaldırılmasına yönelik bir çözüm programları olmalıdır.Toplumsal mücadelede çözüm üretirken bu sorunun kaynağının kurutulması lazım. Bu ancak toplumsal mücadele kadar, alta yapı ile çözmek mümkündür. Gençlerin ortak arkadaş, ve sosyal aktivitelere katılmaları sağlanmalıdır. bu sağlamak için her mahalleye sosyal tesisler,spor alanları, ve en önemlisi Devletin şefkat yüzünü görmeleri lazımdır. Belediyelerimiz topluma kazandıracakları en büyük yatırım ve projeleri gençlere yönelik olmalıdır.
Başka bir konuda görüşmek dileği ile ...