SİZİ TÜKETEN ÖFKEYİ GERÇEKTEN TANIYOR MUSUNUZ?

Neden öfkeleniyoruz?

Öfkelenmemizin içsel ve dışsal bir çok sebebi vardır.

Suçluluk, yetersizlik, değersizlik inançları, çocukluktan itibaren öfkeli anne-baba ile kurulan özdeşim,  üzüntü, yalnızlık, kaygı, kıskançlık, hayal kırıklığı gibi duygusal nedenler, bedensel bir engelin olması, yorgunluk, buna eşlik eden gerilim, dengeli beslenmeme, iyi uyuyamama, eşlik eden sağlık problemleri gibi etkenler , fiziksel koşullar; kalabalık, trafik, hava şartları, haksızlığa uğrama, toplumsal ve siyasi baskılar gibi çevresel nedenler, kişisel beklentilerin karşılanmaması, iş stresi, mobbinge maruz kalma, terfi alamama, müdür, patron ile yaşanan sıkıntılar, gerginlikler, maaştan memnun olmama, rekabet, aile içi iletişim problemleri, geçimsizlikler, anlaşmazlıklar, olumsuz hayat koşulları öfkelenmeye sebep olabilmektedir.

Öfke; istenmeyen sonuçlara, karşılanmayan beklentilere, doyrulamayan isteklere, karşılaşılan tehdit, hakaret ve engellemelere verilen duygusal bir tepkidir.

Öfke başa çıkılması gereken bir konu mu?

Son derece doğal duygusal tepkimiz olan öfke, kontrolden çıkmaya başladığında, yıkıcı bir davranış örüntüsü haline geldiğinde sadece kişiye değil kişinin yakın çevresine de zarar verir. Öfkenin ifade ediliş biçimi kişiden kişiye farklılık göstermektedir. Uygun ifade edildiği müddetçe son derece sağlıklı ve doğal bir duygudur.

Kişinin; ailesi, yetiştiriliş biçimi, ait olduğu toplumun kültürel özellikleri, kişinin eğitim durumu, beklentileri, öğrenilmiş davranışları, yaşı, öfke duygusunu nasıl yönettiğini veya yönetemediğini belirler. Öfkesini doğru biçimde ifade etmeyi öğrenen kişiler, yukarıda bahsettiğim yaşam içerisinde karşılaşılan zor anları idare edebilen, iletişim kanallarını doğru kullanabilen ve bu duygusunu yapıcı davranışlara çevirebilen kişiler olabilmektedir.

Öfke hangi duygularımızla iç içedir?

Suçluluk, korku, hayal kırıklığı, reddedilme, engellenme, bağımlılık, hayal kırıklığı, kaygı, kırgınlık, anlaşılmama, çaresizlik duyguları öfkeyle yakından ilişkili duygulardır.

Depresyon, anksiyete bozukluğu gibi ruhsal sorunlar, kişilik bozuklukları, madde ve alkol bağımlılığının varlığında da sıklıkla ortaya çıkan bir duygudur.  Bir tür kızgınlık ifadesi olan öfke kontrol edilmediğinde saldırganlık gibi yıkıcı davranışlara dönüşebilmekte, hafif bir gerilim oluşturabileceği gibi, yıkıcı bir patlamayla da sonuçlanabilmektedir.

Öfke bir kişilik özelliği midir?

Hayır.

Çeşitli koşullarda ortaya çıkan bir duygudur. Ancak kimi zaman temelleri çocukluktan itibaren atılarak kişide kalıplaşmış bazı davranış örüntüleri görülebilir. Anne-baba özdeşimi ile kişi ilerleyen yıllarda bazı roller ile kendini ifade edebilir.

Zalim rolü : Öfkeli kişi gibi olma (Kendini yetersiz, değersiz ve sevilmeyen kişi olarak gören kişi genelde bu roldedir.)

Bu kişi aciz, çaresiz ve kontrolsüz duygularından ötürü sert çıkışlar yapabilir. Çoğu zaman kendi problemleri için herkesi ve her şeyi suçlayabilir.

Mağdur rolü (Kurban rolü) : Kendine öfke kusan birilerini çevresinde bulma eğilimindedir.

Sessiz gözlemci rolü : Tüm duygularını bastırma eğilimindedir. Mantıkla, mükemmeliyetçi hareket etmeye çalışır.

Öfkenin olumlu bir tarafı var mıdır?

Evet.

Öfkenin kişiyi uyarıcı, koruyucu, harekete geçirici bir işlevi vardır. Tıpkı korku ve kaygıda olduğu gibi kişinin tehdit veya tehlike karşısında kendini korumak için verdiği iç güdüsel bir tepkidir. Bu anlamda öfke aynı zamanda organizma için yararlı ve koruyucu bir duygudur. Öfkenin, kişinin kendine ve başkalarına zarar verici bir davranışa dönüşmeden, duygu olarak kalması  halinde, sağlıklı bir tepki olduğunu söyleyebiliriz.

Öfke fiziksel ve zihinsel olarak bizi nasıl etkiler?

‘’Keskin sirke küpüne zarardır.’’ Sözünde olduğu gibi öfke de öncelikle kişinin kendisine zarar veren bir duygudur.

Öfkelenen kişide bazı fizyolojik değişiklikler görülür. Kalp atışının artması, terleme, göz bebeklerinin büyümesi, kortizol hormonunun düzeyinin artması, kan basıncı ve kan şekerinde yükselme gözlenmesi gibi. Kontrol edilemediğinde ve olumsuz davranışlarla ifade edildiğinde, uykusuzluk, dikkatsizlik, unutkanlık gibi zihinsel sorunlara, depresyon, uyku, kaygı bozukluğu gibi ruhsal sorunlara, yeme bozuklukları, madde-alkol bağımlılığı gibi davranışsal sorunlara yol açabilir.

Bunların yanında kronik öfke kalp ve damar hastalıklarına, tansiyon ve şeker hastalığı gibi ciddi sağlık sorunlarına da sebebiyet verebilir.

Öfke hangi noktada ‘nefret’ boyutuna ulaşır?

Öfke süreklilik gösteren bir hal aldığında nefret boyutuna ulaşır. Nefret öfkeden daha kötü sonuçları olan ve hem kişiye hem çevresine kalıcı hasar bırakan yıkıcı bir duygudur.

Öfke yaşamın içinde olağan ve sık rastlanan bir durum olduğu için çoğu kişi tarafından kontrol edilmesi ve yönetilmesi gereken bir duygu olarak görülmemektedir. Günümüzün stresli ve zorlayıcı yaşam koşulları içerisinde insanların sinirli, gergin, çaresiz, engellenmiş hissetmeleri sık rastladığımız bir durumdur. Buradaki önemli nokta öfke öncesinde zihninizden geçen düşünceler ve iç konuşmalar ve öfkeyi ifade ediş biçiminiz, davranışlarınızdır.  Kişinin kendisine ve çevresine zarar vermeden bu duyguyu kontrol alması önemlidir.

Bir sonraki yazımda öfkeyi nasıl yönetecebileceğimizden ve kontrol edebileceğimizden bahsedeceğim. Görüşünceye dek sevgiyle kalın!

 Psikolog Hande Dutar

FizyoHayat Sağlıklı Yaşam Merkezi-Psikoterapi ve Danışmanlık Servisi

Şanlıurfa