Şeytanın Suçu Ne?

Bizde belki de dünyanın farklı insanlarında görülen bir durumdur: “Suçu başkasına atmak.”

B
u aralar ülkemizde ve dünyada yaşanan gelişmelere bakıyorum da herkes olumlu cenahını kendisinden, olumsuz cenahını ise başkasından gösteriyor. Oysa meselelerin çözümünde herkes dâhil edilip, herkesin görüşü alınıp istişareye bağlandıktan sonra adım atıldığında neticesi ne olursa olsun herkes sorumluluk üstlenir.

Atılacak adımların neticesinden emin olduğunuzda zaten kimseye danışma ihtiyacınızın olmadığını gösterir.

İstişare etmeden hareket etmenin riskleri çoktur. İstişare edilerek yapılan işlerin neticesi ise hep müspet, hayırlı ve verimli olmuştur. Hayatımızın farklı safhalarında uyguladığımız zamanlarda bunu görüyoruz. Bu bir evin eşyasını almaya karar verdiğinizde, otomobil almaya kararverdiğinizde, çocuğunuzun üniversite ve meslek tercihinde, mahallenizin, kentinizin ya da ülkenizin istikbalini ilgilendirecek tüm mevzularda geçerlidir.

İşte bu nedenle bin düşün bir söyle,bin bilsen de bir bilene danış sözlerini ortaya koymuş atalarımız.


Gelelim içinde bulunduğumuz duruma:


Gerginliklerle hayatını sürdürmeye çalışan 
insanlar, bunalımlarla çekişenler, sıkıntılardan dolayı şiddete başvuran veya maruz kalanlar, borç batağına sürüklenenler, intiharlar, cinayetler, hırsızlar, kapkaççılar… Bu manzarayla karşılaşmayanımız yoktur.

Oturduğumuz yerden de mangalda kül bırakmadan “ falan şöyle yapsaydı bunlar olmazdı, filan şu şekilde konuşsaydı bunlar gerçekleşmezdi. Ben aslında şunu yapmak istedimfalancalar karşı çıktı, filancılar fitne soktu. Ondan oldu tüm bunlar.”gibi ideal topluma ulaşmanın şartlarını sıralarken suçu başkasına atma alışkanlığımızla aklanmaya çalışıyoruz.

Ve olayların çözümünde başarısızlığı niye bana yüklüyorsunuz diye feryat edenler var. Ben ne yaptım ki sadece... diyor.

Oysa suç hepimizde. Farkına varmadığımız ve aramızda gezinen kıvılcımın aleve dönüşmesini göremememizdendir. Bunu fark ettiğimizde meseleyi çözeceğiz, ama bilmiyorum dinleyen olur mu?


Nedir bu küçük bir kıvılcım olup da aleve dönüşen şey?


İşte cevabı:

 

Günlerden bir gün şeytanın yolu bir köye düşmüş. Keyfi yerinde olan şeytan sırtını bir ağaca dayamış ve buzağısı kazığa bağlı olan ineğini sağan genç bir kadını uzaktan izlemiş.


Şeytan kadını epeyce izledikten sonra yerinden kalkıp kazığa bağlı buzağının ipini biraz gevşetmiş.


Buzağı bu az ötede annesinin sütünün kovaya sağılmasını aç karnına izlemeye daha fazla dayanamamış debelenmiş ve boynundaki ip çözülmüş. Koşarak annesini emmeye giden buzağı süt kovasını devirmiş.

Sağdığı süt ziyan olunca sinirlenen genç kadın eline geçirdiği odunu buzağıya vurunca yavru yere yığılmış. Yavrusuna saldırılan inek kayıtsız kalamayıp bir tekmede kadını yere serip öldürmüş.

 

Uzaktan geçmekte olan kadının kayınpederi, ineğin ´gelinini öldürdüğünü görüp ineği tüfekle vurmuş. Silah sesini duyan koca, karısını yerde cansız yatar vaziyette ve babasını da elinde tüfekle görünce silahını çekip babasını öldürmüş.

Kısa bir süre sonra gerçeği öğrenen genç adam, bu kadar acıya dayanamayıp intihar etmiş.

Bütün bu olayları bir kenardan izleyen şeytan;

"BU FELAKETİ DE BANA YÜKLERLER, BUZAĞININ İPİNİ GEVŞETMEKTEN BAŞKA BEN NE YAPTIM ŞİMDİ" demiş...