Profesyoneller kamuoyunca her zaman, toplumda en büyük itibara sahip kişiler olarak görülüyor; ne var ki bu kanı, onların parasal durumuna aynı ölçüde yansımaz.. İncelemek istedikleri sorunları özgürce kendileri seçmek ister ve bunun yolunu arar. Bilim ile uğraşan kişi kendi alanında kariyer sahibi olmak ister şirkette bir kariyer edinme peşinde koşmaz. Dolayısıyla bu insanların yaşadığı “kariyer tatminsizliği” kendilerine tanınmayan “özgürce karar verebilme” yokluğundan kaynaklanır. Profesyonelliğin etik (ahlak) değerleri konusunda duyarlı ve güçlü temele sahiptirler. Topluma yararlı olma istekleri hep daha fazladır. Kariyerde ağırlık, yaratıcı sezgi, hayal gücü, teknik beceri, değişimi idare etme yeteneği gibi nitelikler profesyonellikle özdeşleştirilmiştir.
Prestij ya da itibar profesyonellikle özdeşleştirildiği için, birçok meslek kolu itibarlarının toplumda kabul görmesini talep eder; bu nedenle bugün “profesyonel” sınıflandırmasının artık anlamsız bir etikete dönüşüp dönüşmediği bir merak konusu olma noktasına geldi. Şöyle de ifade edilebilir: profesyonellerin çoğu bugün organizasyonlarda çalıştığına göre, organizasyonlarda yapı itibariyle uzmanlık özerkliğini ve etik standartları tehdit ettiğinden, doğal olarak şu soru geliyor: acaba profesyonel sınıflandırma üye sayısının önemsenmeyecek kadar küçüleceği noktaya kadar düşecek mi?
Profesyonellerin sayısı her geçen yıl artacaktır. Hizmet sektöründe bugün olduğu gibi merkezi konumlarını sürdürecektir.
Wilensky’ye göre “herkesin profesyonelleşmesi” kitabında; ortada böyle bir büyümeyi yavaşlatacak tehditler mevcuttur. Örneğin, işin uzmanlardan çok uzman olmayanlarca denetlendiği mesleklerde katıksız profesyonellikten söz etmek yersizdir. Başka mesleklerde de, örneğin gayrimenkul komisyonculuğunda, verilen hizmetin aşırı ticari amaçlı oluşu hizmet ahlakı kavramını hemen tümüyle yok etmiştir. Satış veya teknik özellik arz eden diğer meslekler ise temelde bilgiye dayanır. Bu bilgi ya, aşırı genel veya muğlak veya pratisyen aşamasındaki profesyonelin özerklik yetkisini kullanamayacağı kadar kısıtlı veya spesifiktir.
Bu nedenle Harold Wilensky, her ne kadar bir takım meslekler arasında yüksek düzeyde iş eğitimi ve performans standardı sağlayan kurumların gelişmesini onaylayıp alkışlasa da, bu yapısal adaptasyonların, geleneksel profesyonel mesleklerle özdeşleştirilen yüksek eğitim programlarıyla elde edilen uzmanlığın gerisinde kaldığını söyler.
Saygıyla