Ne yazık ki çok az şey yapabilirim. Teknolojinin dünyaya yaptıkları yok edilemez. Dönüşmüş bir toplum bir daha eskisine dönüştürülemez. Bazı anlamlarda geçmiş canlı gibi görünür (ama sadece gibi görünür). Kaçınılmaz ve karşı konulmaz bir biçimde modern biçimlerle ve modern düşüncelerle lekelidir.
İlerleme durdurulamaz (herhangi biri antibiyotiğin, klimanın, faxın icadına üzülür mü?). iş başında olan güçler, tuzağa düşürülemeyecek, kafeslenemeyecek, saptırılamayacak ve ehlileştirilemeyecek kadar güçlüdür. Kesin olan tek şey geleceğin geçmiş gibi olmayacağıdır. Fakat ne gibi olacağı bilinmiyor henüz.. İyi ya da kötü olduğu haliyle dünyaya bağlıyız.
Sorunlarımız ne olursa olsun kökleri şimdiki zamandadır. İnsanlar daha fazla nedenlerin ve sonuçların farkında olsalardı, iyileştirmeye doğru küçük, kararsız adımlar atmaya istekli olabilirlerdi. Tartışmasız iyi olan kavramlar, değerlerdir; hoşgörü, çoğulculuk, birbirine saygı, özgürlük. İş etiği, bir yurttaş olma sorumluluğu duygusu, güzele ve yüksek kültüre hürmet, dinsel inanç ve ahlak.. Modern toplumda bir çok şey bütün bu değerleri zayıflatmaya çalışır.
Zeki erkekler ve kadınlar teknoloji mucizeleri makinalar üretmek için ölesiye çalışırlar sonrada bu makinaları akılsızlıkla ve aptallaştırıcı eğlencelerle doldururlar. Herhalde daha önce hiçbir zaman bu kadar çok bağlantısız insan, insan enerjisinden ve ışığından kopuk insan olmamıştı.
Sorun modernliğin ürettiği huzursuzluktur. Aç, küresel, obur bir kültür. Hızlı, gösterişli ve içi boş başarıyı kuvvetlendirdi. Bir çok aydın insanın iyi, sağlam değer saydığı şeyleri güçsüzleştirir.
Aydınlanmış eğitim, kültürün kalbinde ki boşluğu gidermeye katkıda bulunabilir. Fakat kamuoyu buna istekli görünmüyor. Hoşgörüsüzlük, nefret ve saldırganlık yaşadığımız toplumun hastalıklarındandır.
İyi toplumu tarif edersek; diğer insanlara ve yaşam tarzlarına, dillerine, dinlerine saygı duyan toplumdur. Farklı kültürler ve değerler birbirine karışır ve birbirlerini zenginleştirir. Önyargı ve cehalet iyi toplumun güçlü düşmanlarıdır. Başladığımız yere geri dönmek istemiyorsak cehalet ve önyargıdan kurtulmalıyız.
Geleceğin yeniden inşasında dinin bu kadar güçlü bir rol oynamasının bir nedeni budur. Din, dil ve sanat gibi modern teknolojinin bir öğretisi değildir. Fakat din de evrilir ve çağdaş din – ne kadar kökten olursa olsun- asli olarak kendi zamanının bir parçası değildir. Din adamlarının duygularının yoğunluğu, coşkulu özelliği, bariz bir biçimde moderndir.