MİLLETVEKİLİNDEN ve SEÇMENLERDEN BEKLENENLER

Günümüz Türkiyesinde Anayasa ile belirlenmiş kurallara göre ,Milletvekili aday adayı olmak, seçimlere katılmak, kendi dünya görüş ve düşüncesine göre partilerde görev almak, çalışmak Türkiye de yaşayan her insanın ve Türkiye Cumhuriyeti kimliği taşıyan herkesin hakkı,bu hak hiçbir şekilde engellenemez, milletvekili aday adayı olabilmek, aday adaylığını açıklamak için kimseden izin almaya da gerek yoktur ve Belirli bir kıstası da yoktur.

Ancak ; Milletvekili aday adaylığı süreci sonunda ,( Yüksek seçim kurulu Başkanlığınca seçim takvimleri ile açıklanmaktadır.) İşte esas o zaman işin rengi, siyasetin rengi, kişilerin rengi, milletvekili aday sıralamasına girebilmek için nerelerden geçmek, kimlerden izin almak, görüş sormak,fikir almak ve sıralamada kaçıncı sıraya girebilmek vs. vs……sıralama oyunu başlıyor.

Bu aday adaylık sürecinden sonra aday olabilme yeterliliğine sahip olanların ( Yüksek seçim kurulu şartlarını YSK sayfasında açıklıyor.)yani şartları uyan adayların adaylık sıralama  süreci içerisinde kurulacak temasları, verilecek sözleri, vaadleri, gibi ( yarışın en zor parkurlarının başında ) aşılması gereken bir handikapla karşı karşıya kalacaklar.( bu güne kadarki aday sıralamaları malum.)

işte burada belirlenecek yol, TBMM içerisinde görev yapacak ( hangi partiden olursa olsun ).o vekilin meclise girmesi ile çalışma sistemi, prensipleri,seçim süreci içerisindeki ekonomik  harcamaları, seçildikten sonraki yada seçilemedikten sonraki süreç içerisinde kaybının kendisine getirisi, götürüsü nün muhasebesi yapılmakta olacak mı..? ( Olacağı kesin..)

 Bu nedenle ; Rant ve çıkar amacı ile meclise gelmek isteyenler,ideolojisi için meclise gelmek isteyenler, vasat olarak sadece ismim NAM ALSIN diye meclise gelmek isteyenler, Milletvekilliğini  babadan oğula geçen bir hak gibi görenler ortaya çıkacaktır.Bunun içinde kendisi ile, ideolojisi ile dünya görüşü ile hiç ama hiç alakası olmayan partilerle dirsek temasına geçeceklerdir…!

Bu sıralama sürecinde belkide astronomik rakamlarla yer değiştirmeler,kaydırmalar, astronomik teklifler, pazarlıklar yapılacaktır. ( ama bunun resmi bir belgesi ve ispatı belkide hiç ama hiç olmayacaktır, sadece ve sadece fısıltı ve halkın kendisi ruhunda, bedeninde hissedecektir, ne zaman mı, satıldığı zaman anlayacaktır. “ Ama atı alan üsküdarı geçmiş olacaktır”.) Neyse bunlar olayın görünmeyen / kısmen görünen yüzleri……..

Bir Adayın Milletvekili olabilmesi için ; Öncelikli olarak kendi bölgesinde, sevilen,taktir edilen,kişiliği ile haraketleri ile,eğitimi, kültürü,sadakati ve insanlığı ile potansiyel olan, dinlenen ( ağa olduğundan,para babası olduğundan, aşiretinden dolayı değil, ) kendisi olabilen ve sadece kendisi olduğu için bu kimlikleri kazanan birisinin yada birilerinin olması olmaz sa olmazlardandır, ama Ülkemizde bu böylemidir..? Tartışılır……

Ayrıca vekil olduktan sonrada;

1-)Milletvekili, oy aldığı halkını satmayacak ( Seçimden sonra parti değiştirmek gibi ),

2-)Bir milletvekili seçim öncesinde ki kimliği,duruşu,davranışı ne ise seçildikten sonra da aynı kişiliğine sahip olacak..( Koltuk, makam karakterini bozmayacak.)

3-) Bir milletvekili vicdanlı olacak ( Vicdanını cüzdanı ile değiştirmeyecek.)

4-) Bir milletvekili Günü kurtarmanın derdinde olmayacak birde bunun dönüşünü düşünecek ( Halka karıştığında kendisine gösterilecek reaksiyonu hesaba katacak )

5-) Bir milletvekili halkına,kimliğine, inancına karşı sorumluluğunu bilecek,( hangi amaç ve maksatla meclise geldiğini unutmayacak.)

6-) Bir milletvekili bölgesinin yerel sorunlarını çok ama çok iyi takip edecek,çözülmesi noktasında gecesini gündüzüne katacak (halkın vekili olarak asılların yapması gerekenden fazlasını yapacak.)

7-) Bir milletvekili sadakatli,dürüst,olacak ( Hiçbir şekilde takiye yapmayacak,insanları dinlemeyi, kaale almayı bilecek )

8-) Bir milletvekili her zaman kendi öz savunmasını ve öz eleştirisini verebilecek ( hakkında çıkartılan ve çıkartılacak olan doğru yada yanlış tüm olaylara karşı akla uygun,kişiliğine helal getirmeyecek deliller ile belgeler ile kendi gerçekliğini ortaya koyacak.)

9-) Bir milletvekili vekil seçilmeden önceki ailesinin,çevresinin ekonomik durumları ile ilgili sorumlulugu alacak ve bu günkü durumu ile meclise geldikten sonraki durumunu sürekli gözden geçirecek.( Dünyalığını kurtarma,dünyayı satın alma ile ugraşmayacak, “ Karuna kalmayan bu dünyanın kendisine de kalmayacağını unutmayacak.)

10-) Bir milletvekili Vekillik zırhının ( dokunlmazlık zırhının ) arkasına saklanarak, fiziki gücünü,devlet gücünü kullanmayacak,sokak daki vatandaş ile kendisi arasında bir farkın olmadığının bilincinde olarak haraket edecek.( Nasıl olacaksa bu iş…? )

11-) Bir Milletvekili paranın gücü ile o makama geldi ise başka bir paranın gücünün kendisini malzeme yapacağını bilecek ve o bilinçle ( seçim çalışmalarındaki harcamaları,gayri meşruu değil meşruu zeminlerde ve hesabını verecek şekilde ) yapacak.

12-) Bir Milletvekili nin aldığı yetkinin ( Vekaletin ) ateşten gömlek giymek olduğunu, yetimin,yoksulun,fakir gurabanın,dulun,yaşlının,gencin,köylünün,çiftçinin,memurun,emeklinin,sokak çocuklarının,kimsesizlerin tümünün vebal ve günahını üzerine alarak kendine ATEŞDEN GÖMLEK DİKTİRDİĞİNİ ve .Bunu giyerek yola çıktığını,Davranışının,konuşmasının,hak aramasının,bu bilinçle olması gerekir.

13-) EN ÖNEMLİSİ de Vekil, kendisinin asıl olmadığını, asıl olanın halkın kendisi olduğunu,verilen geçici yetkinin geri alınabileceğini unutmayarak,YERİ GELDİĞİNDE KENDİSİ ÇEKİLMEYİ, İSTİFA ETMEYİ, HALKI ADINA KİMSENİN MAŞASI,UŞAĞI OLMAMAYI, BU UGURDA HER ŞEYDEN VAZ GEÇMEYİ GÖZE ALACAK kadar Mert,Cesur,Dürüst,Yürekli,kişilik sahibi,eğitimli, donanımlı,BİAT ETMEYEN,olmalıdır.

Bunların olabilmesi içinde Seçmen Halka Düşen Görev  ;

Kime oy verdiğini,ne için oy verdiğini,niye oy verdiğini iyice sorğulamalı,

kendi Oy”una sahip çıkmalı, oy”unu Namusu olarak kabul etmeli,

kısa süreli rahatlama adına oy”unu dolayısı ile Namusunu satmamalı,

Oy”un bir yasal vatandaşlık hakkı olduğunu ve kutsal olduğunu bilmeli,

Oy”unu, toplu ver kurtul anlayışı ile değil ( bir aşiretin Şeyhine,bir tarikatın pirine.,bir toprak ağasının kucağına düşmeden, kendi bilinci ile kullanmayı,demokrasiyi içine sindirerek, ben kendim oyumu kullandım,burada sorumluluk bana aittir.)  yargılayan,sorğulayan,hesab soran bilinci ile haraket ederek oyunu kullanması gerektiğini bilmelidir.

Aksi taktirde ,seçim süreci içerisinde kendisine,kendilerine verilecek, bulgurdur,makarnadır,yağdır,şekerdir,üç beş kuruş paradır, sadece birkaç gün kendisini idare eder ama sonra 4-5 yıl boyuna ve belkide kendisinden sonraki torunlarının torunlarına kadar bunun acısını,eziyetini,sorumluluğunu yaşamasına neden olacağını unutmamalıdır.)

Bulgur ile makarna ile verilen veya toplu kullandırılan oyların,geri dönüşününde aynı olacağını unutmamalıdır. “ tatlı tatlı yemenin acı acı çıkartması da var.”

( oy kullanma demokrasisi reha da nasıl olacaksa……! ) Bunu da oyunu kullanacak kişiler kendilerine sormalı,gerekli bilgiyi ve yardımı istemelidir.

Bir vatandaş olarak naçizane, milletvekili olacak tüm insanlarda olması gereken özellikleri,halkın beklentisi,duygusu ve kalemi olarak dile getirmek istedim.

Belki eksik bile yazmış olabilirim, ama kanaatime göre halkım Halkın gerçek vekilinde olmasını, görmesini istediği şeyleri ana başlıklar halinde burada görür gibidir.

 Aslolan ,Halkın talepleri,istemleri, Barışı, Huzuru birlikte yaşamı ve KUL HAKKI nı göz ardı etmeden bu göreve layık olabilmektir. Urfa ( Reha ) halkı eski halk değil,seçmen eski seçmen değil ( olmamalıdır…! ) dolayısı ile vekillerimizinde bu seçmen profiline göre haraket edeceklerdir. İNŞALLAH…..!

Tüm Vekil adaylarımıza şimdiden başarılar diliyorum, 

Sevgilerimle ve Aşk ile..