Bu yılın başlarında Şanlıurfa’da yeni bir gazeteci cemiyeti kurulunca bir çağrı yapmıştım. Sekiz gazetenin yanında 5 cemiyetin olmaması gerektiğini, kentteki tüm gazetecilerin tek cemiyet altında birleşmesi gerektiğine işaret etmiştim.
Bu çağrımı fiili olarak da o zaman yeni kurulan Şanlıurfa Çalışan Gazeteciler Derneği Başkanı Urfanatik Gazetesi Sahibi Tahir Gülebak ve Şanlıurfa Gazeteciler ve Yazarlar Derneği Başkanı Celal Çiftçi ile paylaşmıştım. Her ikisi de birleşmenin kesin ve koşulsuz gerçekleşmesi gerektiğinde hemfikir olduklarını ayrı ayrı beyan etmelerine rağmen, birleşme konusunda o günden buyana hiçbir adım atmadılar. Doğrusu birleşme fikrini ateşleyen bir kıvılcım çakılmadı. Şanlıurfa GAP Gazeteciler Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Müslüm Abacı da ayrılmaların arkasında yatan sebepler bilinmeden birleşme çağrısı yapmanın anlamsız olduğu yorumunu yapmıştı.
Ayrılma sebebini bilmeyen mi vardı?
Kemal Kapaklı bundan on yıl önce cemiyet başkanlığını bırakmak istemiyordu. Kapaklı’ya muhalif olanların ilki GAPGündemi gazetesinin sahibi Veysel Polat’tı. Bir kongrede yönetime aday olmuş, ardından cemiyeti olumsuz şekilde eleştirdiği gerekçesiyle ihraç edilmişti. Şanlıurfa’nın ilk cemiyeti olan GAP Gazeteciler Cemiyeti bu ihraçtan sonra hemen hemen hiç yeni üye kazanamadı. Olan üyelerin de çoğunu kaybetti.
Aradan geçen zamanda büyük kamplaşmalar oldu. Taraf tutmalar, atışmalar, sataşmalar hatta mahkemelik durumlar bile yaşandı. Olmaması gereken durumlardı ve bir süre sonra aklıselim hakim oldu. Tüm gazeteciler ramazan ayının hayır bereketiyle bir araya gelmeye, iftar sofralarında yanyana oturup görüşmeye başladılar. Bu yakınlaşmanın başını ise Kanal Urfa Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Toru çekmişti. Ardından devamı da geldi. Cemiyetler birbirlerini davet ettiler. Çeşitli mesleki konuları konuşmak üzere zaman zaman zoraki de olsa bir araya gelmeler yaşandı. Gazeteciler için toplu konut projesi gündeme geldiğinde ise bu birlikte hareket etme yaklaşımı daha da olumlu hale geldi. Yani birlik beraberlik olmanın faydasını gazeteciler gördü. Urfa’da görev yapan gazeteci, muhabir, kameraman, ajans çalışanı, matbaacı gibi 240 kişi ev sahibi oldu. Bu hafta teslimatı başlayacak olan evler de bu birlikteliğin bir meyvesiydi.
Önceki gün Urfa Şafak gazetesinden Mehmet Ağaslan arkadaşımız Şanlıurfa’nın ilk gazeteci cemiyeti olan GAP Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Kemal Kapaklı ile bir röportaj gerçekleştirmişti. Kapaklı, röportajında Şanlıurfa’daki tüm gazetecilerin tek çatı altında birleşmesi gerektiğini bu kez daha samimi ve tutarlı ifadelerle dile getirmişti. On yıl önce gazeteciyi cemiyetten ihraç ederek ayrışmanın önünü açın Kemal hoca, aradan geçen zamanda belki de yanlış yaptığını anlamıştı. Gerçi o yıllarda tüm gazeteciler tek çatı altında birlik halindeyken Veysel Polat’ın bir anda ortaya çıkıp yönetime aday olması, yıllarca bu şehirde mesleğe emek vermiş olanların da kolay kabul edemeyeceği bir hadiseydi. Bir yanda uzun yıllardır gazeteciliğin kahrını çekenler, diğer yanda 15 günde bazen de ayda bir gazete çıkararak sektörde kendini ispatlamaya çalışan Veysel Polat vardı. Eskilere göre bu durum kabul edilemez bir tutumdu. Ama o zaman, şimdiki gibi konuşarak, tartışarak doğru bir karar alma ortamı belki de oluşamıyordu.
Kemal Hoca’nın “Bütün gazeteciler tek cemiyette birleşmeli” sözü önemsenecek ve duyarlı gazetecilerin bu çağrıya kulak vereceğine hatta fiiliyata dönüştüreceklerine inanıyorum. Meslekteki 40 yılı aşkın engin tecrübesi, oturduğu makamı dolduran karizması, ne konuştuğunu bilen dili ile Kemal Kapaklı hocanın yapıtığı çağrı çok anlamlı ve karşılık bulması gereken bir çağrıdır.
Kemal Hoca gazetecilerin birlik ve beraberlik içinde olmamasının acısını yaşadığını, çağrılan bir toplantıda 5-6 cemiyet başkanının şişe gibi dizilmesini kabul edemediği için artık toplantılara katılmadığını, 10 tane gazetenin olduğu yerde altı cemiyetin olmasının abes, kimliğimiz, kişiliğimiz, mesleğimiz açısından utanılacak bir hadise olduğunu söylüyor. 10 tane gazetenin her birinde gerçek anlamda çalışan on gazeteci olsa da bu sayının 6 tane cemiyet kurmaya yeterli olmadığını hatırlatan Kemal Hoca, benlik duygusundan sıyrılmanın gerektiğini ve birlik beraberliği ısrarla vurguluyor.
Sayın Kemal Kapaklı’nın bu çağrısının, meslektaşlarım için çok önemli olduğunu hatırlatıyorum. Girin aşağıda linkini verdiğim röportajı dikkatlice okuyun. Hangimiz bu sözlerin altına imzamızı atmayız?
Gelin meslekle gerçekten uğraşan gazeteciler olarak tek çatı altında buluşmanın ilk adımlarını atalım diyorum. Kimin gerçekten gazetecilik yapıp yapmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Hepimiz tek çatı altında buluştuktan sonra ister başkanlığa en uygun ismi ortak belirleyip tek liste halinde seçime gidelim, istersek birden çok aday koyup hizmet için yarıştıralım. Kemal Hoca’nın söylediği gibi kaybeden kazananı kutlayıp, ona destek olsun.
Mesleğimiz açısından böylesi onursal bir konuyu yaptığı röportajla tekrar gündeme getirdiği için Mehmet Ağaslan’a ve samimi görüşlerini meslektaşlarıyla paylaştığı için Kemal Kapaklı Hocamıza şükranlarımı sunuyorum.