Manevi tefeciler, gidişat nereye?

 Etrafımızda olup bitenlere kayıtsız kalmanın çaresizlik ile ilgili olmadığını herkes bilmektedir. Bu ilgisizlik, hakikatin ruha değmemesi ile meydana gelen sarsıntılardır.
Sarsıntılar arasında, kendisinin doğru olduğunu zanneden ve şekilcilik ile söylemlerde kalan bütün hareketler olumsuzlukları önleyememektedir.
Kendine has bir dil, üslup, fikir ile pratiğe dökülmüş bilgi, her zaman hakkın haklıya teslim edilmesi, gelecek kaygılarını ortadan kaldıracaktır.
Ortada ki durum iç açıcı olmadığı halde işgal edilen zihinlere her gün verilen uyuşturucular ile belli bir seviyede ve sınırlı bir düşünce ile eylem sağlanmaktadır.
Yani kapitalizm ve batılı fikir(izm)ler neyi söyleyeceğimize karar verdikleri gibi neyi söylemeyeceğimize de karar vermektedirler.
Dünyevileşen insanlar, kalabalıklar arasında kaybolan insanlar ve nereye gittikleri belli olmayan menfaatperestler… Manevi komisyoncular ve manevi tefeciler adeta bizlere belli sınırlar çizerek oradan çıkmamıza engel olmaktadırlar.
Eyleme dökülmeyen her düşünce ve söylem anlamlı değildir. Güzel kelimelerle kalabalıkları uyuşturan kişiler, kahramanlık hikayeleri ile adeta ayağa kalkmanın mümkün olmadığı bir ortam oluşmasını sağlamaktadırlar.
Gelecek kaygısı taşımanın verdiği ehemmiyet ve bu geleceğin; nasıl tasarlanacağının fikrini oluşturmak için, bir düşünceye verilecek güç ile göstermelik ve makamının sabitesi için verilen güç bir olmamakta. Bu da, daha çok fakirlik ve kargaşa meydana getirmektedir.
Geleceğimizin bizi ne yöne götürdüğünü bilmemiz için neyi, niçin yaptığımızı bilmeli ve olayların kahramanlarını değil, olayın kendisinin ne derece kıymetli olduğunu araştırmamız gerekir.
Sürünün bir parçası olmamak için parçadan değil, bütüne odaklanan fikirler ve bu bütün ile hareket alanı genişletilen, hakikatli insanlar yaratmamız gerekmektedir.
Bu insanlar daha çok okuyan, araştıran ve yeni bir dil ile sahaya çıkan, çatışmayı değil birliği temsil eden bu temsiliyette, güç karşısında zehirlenmeyen düşüncelere ve düşünce adamlarına yatırım yapan birlikler oluşturulması gerekmektedir.