EY TABULARINI YIKAMAYANLAR ; Reha, tarihi kökleri 12.000 yıl öteye ( son göbeklitepe kazılarına göre ) giden ,belkide daha eski bir insanlık, medeniyet veinançlar tarihi kokan, her türden inancın, ırkın, renklerin birlikte olduğu bir şehir, ve bu şehirde, binlerce ( Yeniçağ dönemi )yıldır da, beraber yaşamış yada yaşamaya çalışmış birliktelikler,( ermenisi,yahudisi, Kürdü,Türkmeni, Alevisi, Sünnisi )…..
Geçmişin karanlıklarını eşelemeye, geçmişin kirli çamaşırlarını ve yapılan, yapılmak istenen, pislikleri ortaya çıkartmaya, kapatılmak istenen yaranın üstünü kaşımaya, yarayı yeniden kanatmaya gerek yok…. Yok olmasınada,..!
Genelde Türkiye ,özelde de Urfa ( Reha ) da yüzlerce yıldır, birlikte yaşayan tüm inançların,ırkların,dillerin insanları ile köylüsü, şehirlisi, kasabalısı hiç ama hiç fark etmez Türkmen Alevi-Kızılbaş yada Alevi-Bektaşi inanç ve öğretisi içerisinde olan kısas,sırrın ve Akpınar ( Büyükşehir olması hesabı ile ) mahallelerindeki Türkiye Cumhuriyetinin Vatandaşları, Askerliklerini yapan, kamu kurum ve kuruluşlarının tamamında aktif ve en ideal hizmet yapan,inancı ve kültürü gereği hizmet erki içerisinde inanç ve ırk ayrımı yapmadan herkese her inanca eşit mesafede hizmet sunan,okullarında birlikte öğrenim gören, askerliğinde brlikte askerlik yapan,ticaret yerlerinde birlikte ticaret yapan insanlar,hiç ama hiçbir zaman ne alevilerden zarar görmüşlerdir, nede aleviler onlardan zarar görmüştür.
Ta ezelden berri urfa özelinde birbirlerini tanır, birbiri ile kaynaşır, geçinir, ve birbirilerinin huyunu,husunu, inancını,düşüncesini bilmelerine rağmen kimse kimseye öteki gözü ile bakmaz, istesede bakamaz.
Çünkü;Hiç birbirine zararı olmamış insanların öteki gözü ile bakmasını gerektirecek bir durum yoktur, siyasi düşünceleri farklı bile olsa, inançları farklı bile olsalar birlikte yaşar giderler,
Amma ; gel görki, Devlet yapılanması, devletin yönetim kadrosu, devletin resmi ideolojisi alevi-kızılbaş inanç ve zihniyetini ne hikmetse bir türlü içine sindiremiyor, kabullenemiyor,öteki olarak görüyor.
Her ne kadar, seçim zamanları gelende, yönetimlere yedek listeden,(,,! ) koysalar bile sadece ve sadece oy deposu, arka bahçe, kullanılabilir bir potansiyel ,ya suçlu yada avlanacak av ( Çantada keklik..! ) olarak görme alışkanlıklarından, taktıkları at gözlüklerinden bir türlü vaz geçemiyorlar, Kendi tabularını bir türlü kıramıyorlar,yıkamıyorlar. Sanki sünni inancında olanlar Yaradanın öz kullarıda, alevi-kızılbaşlar,yada ötekiler üvey evlatları.mı…?
EY HALİLİYE BELEDİYESİ,MECLİSİ, EY BÜYÜKŞEHİR MECLİSİ ; Artık, birilerinin zamanın birinde söylediği ve halende aynı ekolun temsilciliğini yaptığı bu aptalca zihniyetten bu TABU alışkanlıklarınızdan vaz geçiniz, Bu ülkede,bu şehirde sadece Sünni inancında olanlar yaşamıyor, sadece onlar vergi vermiyor,askerlik yapmıyor,hizmet sektöründe, ticaret sektöründe çalışmıyor, sadece onlar Allahın yarattıkları kullar değiller, artık köhnemiş TABU ALIŞKANLIKLARINIZI BIRAKIN ve etrafınıza bakın, sizden farklı Belediyecilik yapanları görün,( İstanbul, İzmir,Adana,Hatay,Mersin Dersim,Diyarbakır vs. ) yerlerdeki yerel yönetimleri görün oradaki halklar arasındaki hizmet anlayışını inceleyin, Özelde Reha ya baktığımız zaman 1500 civarında irili ufaklı, Camii,Mescit vs. ibadethaneler bulunmaktadır,yani CEM EVİ, KİLİSE, ve diğer inançlara ait ibadethaneler,bir elin parmaklarının sayısı kadar bile yoktur, buralara aktarılan, yatırımlar,yapılan devlet katkıları, elektirik,su paraları ve diğer hizmetlerle orantılandığında Devede kulak kalmaz,ya diğer inanç ibadethanelerine..? İbadethanelere yapılan yardım ve aktarılan kaynaklar, bu ülkede ve reha da yaşayan tüm inançların, ırkların haklarıdır, bunları görmezden gelerek bir yere varamazsınız,
Rehada Sırrın mahallesinde yürütülmekte olan Cemevi inşaatı 2009 yılından berri yerinde sayarken ( 2012 yılında İl Genel Meclisinin almış olduğu ve zamanın valisi şimdinin By.Şehir Belediye Başkanı tarafından onaylanan yardım kararı halen askıda durmakta buda yetmezmiş gibi, öte yanda hemen yanıbaşında yükselen Mevlana Camii ( sonradan külliye olmuş..! )inşaatına aktarılan paralar kimin emeği, kimlerin hakkı, sizler inançlarınıza bu kadar saygılı iseniz KUL HAKKI denen bir iradenin olduğunu ve bununda Allah katında bile kuldan başkasının af edilemeyeceğini,helal kılınamayacağını görmezden gelemezsiniz.
BU NEDENLE ;Gerek Kilise ( Varsa…? ) ve mevcut Kısas,Sırrın ve Akpınar mahallelerindeki CEMEVLERİ ninde hakkını, hukukunu göz ardı edemezsiniz, bir yerin ibadethane olup olmadığına kanunlar yada resmi ideolojiler karar veremez, ancak ve ancak o inança sahip olan insanların kararı ile olur ki alevi-kızılbaşlarda diyor ki ; Cemevleri alevilerin ibadethanesidir
ALEVİLERİN SİZLERDEN TALEBLERİ :
1-) Cemevlerinin ve diğer tüm ibadethanelerin elektirik,su paralarından muafiyetinin sağlanması ,yada camiilerden de elektirik su paralarının alınması.
2-) Cemevlerinin ve diğer ibadethanelerin ısınma,soğutma bakım,onarım ve tamiratlarınında karşılanması
3-) Sırrın mahallesinde 2009 yılından beri yapımı devam etmekte olan Urfa Cemevi inşaatının 2012 yılında il genel meclisince alınmış kararı bulunmasına rağmen ve onaylanmasına rağmen verilmeyen yardımın günümüz şartları ve harcamaları göz önüne alınarak yeniden gözden geçirilmesi ve ödenmesi,yada Camii yapımları için aktıralan ödeneklerinde kesilmesi, ödenediğin Devlet bütçesinden olup olmaması çokda önemli değil, çünkü bu ödemelerin kimlerin katkıları ve insifyatifi ile yapıldığını zamanın valisi ve şimdiki Büyükşehir Belediye Başkanı söylemişti
4-) Tüm ibadetlerin Yaradana yapıldığını ve yaradanın taktirinin önemli olduğunu göz önüne alarak,bu ve bunun dışındaki tüm ibadethanelerle ilgili kararlarınızda tüm ibadethaneleri aynı kefeye koymanızı istiyorlar.
Alevi vatandaşlar Hiç ama hiçbir şekilde ibadethanelerin birbiri ile karşılaştırılmasının taraftarı olmadıklarını ve hiç kimsenin ibadet yerinin ibadethane sayılıp sayılmaması noktasında bir diğerinin kararına ihtiyaç duyulamayacağını, karşılıklı, saygı, hoş görü ve İNSANİ vasıflar dikkate alınarak ve KUL HAKKI düşünülenerek bu işlemin yapılmasını taleb etmektedirler.
Bu bakımdan meclisin karar almasını ve kararın da eşit, dengeli dağılımın yapılmasını gerek belediye Başkanlarımızın gerekse Belediye meclisinin bu konuda ellerini taşın altına koymasını istiyor.( aslında taşda denilmez.çünkü; hak olan bir şeydir,)
BUNU UNUTMAYIN Kİ; Kobani Direnişi, Alevi-Kızılbaş inancının, dik duruşunun, insan onurunun ruhu ve yürüşünü fevz alarak başarıya ulaştırılmıştır. Reha halkları olarak ve alevi-kızılbaş olarak halkımızın bu talebi görmezden gelmemesi noktasında bir kaygımız yok,ancak resmi ideoloji beynindeki TABULARINI yıkarak birlikteliğin,huzurun,inanç özgürlüığünün, ibadet özgürlüğünün ve birlikte yaşamın sağlanması yolunda cesaret göstermesi gerekmektedir.
Sizler TABULARINIZLA yaşamayı istediğiniz sürece, Alevil-kızılbaşlar hakkı, hukuku, insanlık onuru ve mücadelesini sürdürmeye,ve istemeye devam edecektir.
İsteyenin bir yüzü, vermeyenin yüzsüzlüğü,,Aleviler tüm reha halkından ve reha halkıda alevilerden memnundur, bundan eminim, ve inanıyorum, yeterki sizler TABULARINIZDAN KURTULUN…
Sevgilerimle, ve Aşk ile…….