Giysi yapılan kaba, mavi kumaşı artık çok iyi biliyoruz.
Amerikan kumaşı olarak da anılan bu kumaş, sadece pamuktan yapılır ve ilk yapıldığı gibi mavi olma özelliğini bugüne kadar korur. Türkiye’ye 1950’lerden sonra giren kot kumaşı, Amerika’da keşfedildiğinde cotton (pamuk) adından ilhamla kısaltılarak kot olarak anılmaya başlamıştı. Kot, oldukça kaba ve dayanıklı yapısına kaba ve çift dikişler, perçinler eklenince tam bir işçi elbisesi olmuştu.
Özellikle ağır işlerde çalışanlar, demiryolu işçileri, çobanlar tarafından giyilmeye başlanan kot kumaş hem kir tutmuyor hem de oldukça dayanıklı olması nedeniyle popülaritesi günden güne artıyordu.
Kotun bu dayanıklı özelliği, kısa zamanda herkesin dikkatini çekti. Uyanık tüccarlar, yıllarca dayanan bu kumaştan giysi yaptıkları takdirde iyi rağbet göreceğini hesap ederek, herkesin giymesi gereken bir ürün haline getirmeyi de bildiler.
İşçilerin yıllarca kullandığı kotların dizlerinde, arka taraflarında aşınmaya bağlı ağarmalar da bir süre sonra orijinal kotların modası haline geldi. Hatta bu aşınma öyle bir boyut kazandı ki, yepyeni kumaşlar kireç taşıyla, kumla aşındırılarak eskitilmiş olarak satılmaya başladı. Taşlanmış kot, ham kottan daha iyi tutuldu, çünkü daha yumuşaktı.
Kotun dünyada vazgeçilmez bir moda haline gelmesi de geç olmadı.
Kot olmadığı halde kota benzeyen kumaşlar üretildi, streç yani lastikli dar taytlar bayanlar tarafından giyilmeye başladı. Ardından kot gömlek, kot ceket geldi.
Kotta moda günden güne gelişirken modacılar eski kot kullanıcılarından ilham almaya devam ettiler.
İşçilerin aşınmadan kaynaklı kot ağarması moda olduğu gibi, özellikle diz kısmında yine aşınma nedeniyle oluşan yırtıklar da moda diye kakalanmaya başladı.
Aslında fakir oldukları için yeni kot alamayanların yırtık kot giymesine zenginler de özendi. Yırtık kotlar da bir anda moda oluverdi.
Fakirlikten kumaş alamadığı için kısa pantolon, mini etek giyen batılının giysisi, tüm dünyada zenginlerin modası haline geldi.
Şimdi zavallı zenginler dünya kadar para vererek yırtılmış, eskimiş kotları alarak havalarına hava katıyor.
Kot pantolonun bir de bol tipi moda oldu. Amerikan kültürünün isyankar gençliğinin parasızlıktan elbise alamayıp, babalarının, ağabeylerinin büyük pantolonlarını kıçlarına çekip bağıra bağıra tekerleme tarzı şarkı söylemeleriyle özdeşleşen bol kotlar, zengin çocuklarının da rap modası haline geldi.
Batılının fakirlikten yaptığını, bizimkiler moda diye kapmaktan bıkmadı tabi.
Soğuktan donan kafasına bere alacak parası olmayan batılı, yün kazağının bir kolunu kesip kafasına geçirince, bizimkiler de kafalarından aşağıya sarkan boru gibi berelerle karşımıza çıkmaya başladılar.
Bir de kot işinin düşük belli pantolonunun moda olması var ki, onu hiç sormayın.
Anlatıldığına göre Amerikan hapishanelerinde kalan mahkumlar pis cinselliklerini tatmin etmek istediklerinde pantolonlarının kıçını sıyırıp, bu şekilde taliplilerine mesaj verirmiş. Böyle bir alçaklık da moda olup bizim topluma girmiş ya, pes doğrusu!