Çocukluğumuzda pikniğe gittiğimiz, akrabamız olan Kaz ailesinin evlerine konuk olduğumuz Karaköprü’nün nar bahçeleri, deresinin suyu, temiz havası, otuz yıl öncesinde kaldı.
O zamanlarda Karaköprü gerçekten de narlıktı.
Köyün kıblesine bakan tarafa doğru gider, nar bahçelerinin arasında saklambaç oynar, ağaçlara çıkar iner, yiyebildiğimiz kadar nar yerdik. Nar ağaçlarının arasında çeşitli yemişler de olurdu. Onlar nardan daha özel gelirdi bize. Ama o zaman neşeyle yediğimiz narların gün gelip bir nostalji olacağını, güzelim nar bahçelerinin beton binalara dönüşeceğinin bilemezdik.
Akpınar şantiyesinin olduğu yerden başlayan dere boyu, tünel çıkışına kadar yemyeşil bir vadi gibiydi. Bahar aylarında köye adını veren Karaköprü’nün altından akan sular yer yer bentlenip, bahçe sulamasında kullanılırdı. Dere boyundaki bahçelerin de hemen hemen her tarafı narlıktı.
Nar denince Karaköprü’nün akıllara gelmesi, bu nedenle şarkılara konu olmuş, Evliya Çelebi seyahatnamesinde Karaköprü’nün meşhur narlarından bahsetmiş, nar Karaköprü’nün simgesi olmuştur.
Bugün de Karaköprü’de, Karaköprü narı olarak anılan az sayıda nar ağacı halen yaşıyor. Kimisi bir sitenin bahçesinde, kimisi bir yol üzerinde, kimisi de henüz betona teslim olmamış arazilerde var olma savaşı veriyor.
Karaköprü narının kurtarılması, yaşatılması, gelecek kuşakların bu tatla tanışması için ilk çalışmaları Karaköprü’nün merhum belediye başkanı Ahmet Güzel yapmıştı. Birkaç yere nar bahçeleri tesis etmiş, refüjlere bile nar ağaçları dikilmesini sağlamıştı.
Karaköprü’nün yeni belediye başkanı Metin Baydilli de bu geleneği sürdürmek istedi. Bu amaçla oldukça büyük bir alanda bir nar bahçesi tesis edildi. 101. Cadde üzerindeki bu nar bahçesi geçen sene kış aylarında dikildi. Her önünden geçtiğimde bakımının yapıldığına şahit oluyorum.
Hayatını nar meyvesinin şifasını insanlara aktarmak ve Urfa’da narcılığı bir sanayi haline getirmek için yıllardır çaba sarfeden değerli ağabeyim Ecz. Medet Abbasoğlu’nun girişimiyle Karaköprü narını yaşatacak bir proje başlatıldı. Halkta Karaköprü narı hakkında bilinç oluşturmak, genç nesillere bunu tanıtmak ve ilerleyen yıllarda festival havasında kutlanması amaçlanan Karaköprü Nar Günleri’nin ilki, 20-21 Ekim 2016 tarihlerinde gerçekleştirilecek.
Malum memleketimizdeki iletişim problemi, böylesi organize konularda herkesin sorumluluğu bir başkasına yıkmak istemesi, daha da önemlisi maddi yönden kimsenin yük altına girmek istememesi nedeniyle Karaköprü Nar Günleri’nin ilki olacak bu programda sadece en güzel nar ve fotoğraf yarışması planlanmış.
Karaköprü Belediyesi’ne, GAP İdaresi, Karacadağ Kalkınma Ajansı, GAP Ekoder, Ticaret ve Sanayi Odası, Ziraat Odası, Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü, Ticaret Borsası ve Ziraat Mühendisleri Odası’nın eşlik ettiği programın ilki, başka bir programla birlikte icra edilecek.
Belki beklentileri karşılamayacak, belki sönük kalacak ama Karaköprü Nar Günleri’nin, Karaköprü Nar Festivali adıyla Suruç narını, Siverek narını, Urfa nar çeşidini de içine alarak daha büyük bir etkinliğe dönüşebileceğine inanıyorum.
Nar yetiştirmek bir sevdadır.
Nar yetiştiricilerinin para kazanmaktan ziyade, merak ve hobi olarak yaptıkları iş sanayileşip, markalaştıkça bu etkinliğin de önü açılacak, önemi anlaşılacaktır.
Ama öncelikle Karaköprü Belediyesi’nin bu konu üzerinde durması gerekiyor. Belediyenin logosuna bile soyut olarak yansıyan Karaköprü narı için hobi bahçeleri olmalı, binaların bahçelerinde özenle yetiştirilmeli, duvarlardan yollara Karaköprü narları sarkmalı, balkonlarda bile nar çiçekleri görülebilir hale gelmelidir diyorum.
Saygılarımla.