Elbette ırk, din, cinsiyet, sosyal ve hukuksal anlamda bir çok tanımı yapılabilir. Genel olarak insanlar cinsiyeti apaçık bir durum olarak görürler. Transeksüeli bir tarafa bırakırsak, kimin erkek, kimin kadın olduğu konusunda hemen hemen hiç kuşkuya düşmeyiz. Her toplumda, çıplak gözle görülen farklılıklar dışında, kadınlarla erkekler arasında sosyal, kültürel ve ekonomik farklılıklar vardır. Peki bu farklılıklar biyolojik midir? Yoksa tamamen sosyal öğrenmenin, kültürün bir ürünü müdür?
Pek çok erkek ve kadın, cinsler arasında uçurumun kapatılamaz olduğunu düşünür; Yaradılışın ya da doğanın planının bir parçasıdır. Her birimiz davranış, yaşam tarzı hatta ne giyileceği, nasıl konuşulacağı gibi konularda bile düşünürüz. Ve bu tercihlerimiz kültürel sosyal nedenlerle etiketlenir (erkek, kadın farketmez).
Bir erkek, aile içinde bulaşık yıkamayı, bebeğin altını değiştirmeyi, yaşlı annesine bakmayı tercih edebilir ya da etmez. Kadınlar özel olarak büyük sıkıntılarla karşılaşırlar. Bir çok kadının tercihi benzerdir; evde çocuk bakmak veya çocuk sahibi olmamak ya da kendini mesleğine adamak gibi.. bu tercihler sosyal faktörler tarafından sınırlanır ve şekillenir.
Kadınlar için yaşamda bir çok olanağın önü, yaşamlarına ve genel olarak topluma egemen olan erkekler tarafından kesilir.
Hem erkekler, hem kadınlar için bir çok çekici tercih, onları satın alacak parayı gerektirir. Fakat sosyal faktörler, farkına bile varmadığımız yollarla bizi karar vermeye zorlar. Toplumun mahkum ettiği bir yolda yürümek çok pahalıdır.
Sokakta kasıla kasıla yürüyen genç bir erkek bu maço yaşam tarzını büyük olasılıkla bilinçli olarak benimsememiştir; fakat kolunda ki dövmenin şekline titizlikle karar verebilir onun bu dövmeyi istemesine neyin neden olduğunun farkında değildir. Aynı şey, giysileri ya da tüm dünyasını erkekleri cezbetmek memnun etmek olan genç bir kadın içinde söylenebilir.
Sosyal dikteler ve baskı, tercihe ağır basar çoğu zaman..(en azından şimdiye kadar öyleydi).
Hoşgörünün sınırlarıyla ilgili bir sınav veriyoruz bugün. Herhangi bir dinin nasıl ki ‘özgürce yaşanmasına’ karışılamaz, öyle ise kadın veya erkek için de kılık kıyafet seçiminin özgür bir tercih sorunu olduğunun farkında olmalıyız.