Kadim Şehrimiz Hatay

         6 Şubat Saat: 04.17’de Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremin hasarı çok büyük. Günlerdir depremin geride bırakmış olduğu enkazı kaldırmak için tüm Türkiye el ele vermiş durumda. Bizlerde bugün depremin en çok hasar vermiş olduğu yer olan Hatay’daydık. Adeta Hatay’da hayat durmuş, kent büyük bir sessizliğin feryadına kendini bırakmıştı. Şehrin her tarafında yığınla molozlar, caddelerde hurda yığınına dönmüş arabalar, düşen panolar, yıkılan elektrik direkleri ve tarifi olmayan keskin bir koku şehri etkisi altına almış. İlkçağın, Ortaçağın bizlere bırakmış olduğu koca bir medeniyet 06 Şubat sabahı meydana gelen sarsıntıyla yerle yeksen olmuş durumda şuan. Deprem kent meydanında bulunan neredeyse tüm tarihi dokuyu bir yığıntıya dönüştürmüş, mevcut tarihi yapıtları yerle bir etmiş. Bunları anlatmak dile getirmek hiçte kolay değil. Çünkü bir şehrin bir afet sonrası yok oluşunu görmek ve ortaya çıkan tabloyu seyretmek dayanılacak, tarif edilecek gibi değil. Lakin her şeye rağmen asırların ürünü olan Hatay bugün tekrardan ayağı kalkmak için kendini iş makinelerine teslim etmiş durumda. Şehrindeki moloz yığınını iş makineleri kaldırmaya çalışırken öte yandan enkaz başında 13 gündür bekleyişlerini sürdürenlere de rastlanabilmekte. Özellikle eşinden, çocuğundan, hanımından gelecek iyi haberi bekleyenler her adım başı göze çarpmakta. Kimi yıkılan binanın önünde ateş yakarken göze çarpıyor kimi ise devletin kurmuş olduğu çadırlarda yorgun düşmüş halde bekleyişini sürdürüyordu. Bunca hüzün dolu tabloya rağmen bir nebzede olsa bugün Hatay’da en çokta dikkatimizi çekenlerden biride şehrin yıkıntısının yanında o enkazın altında umutlu gözlerle bizleri seyreden belki de ne olandan nede bitenden habersiz olan minik bedenli çocuklardı. AFAD’ın, KIZILAY’ın kurmuş olduğu çadırlar arasında koşuşturan çocuklar seyredilmeye değer bir manzara ile bizleri karşılamıştı. Onların ellerine tutuşturulan çikolatayla yüzleri gülüyor ve etrafındakilerini de böylelikle güldürmeyi başarıyorlardı. Avuçları arasında biriken toprak taneleri, dağılan saçları, titreyen bedenlerine rağmen onlarla ilgilenen kamu ve STK personellerine de ayrıca umutlar saçan minik bedenli koca yürekli çocuklar şüphesiz Hatay’a ışıltılar serpiştiriyordu. Onların tebessüm dolu gözleri bir nebzede olsa onca yok oluş arasında tekrardan ayağı kalmak için birer sebepti. 7 saatlik Hatay ziyaretimizde bizi etkileyen bir başka sahne ise toplu mezarlar olmuştur. Kocaman arazilere açılan sayısız mezarlar ve onları defnetmek için canla başla çalışan sayısız Diyanet personelleri birde bu mezarlıklar başında feryat eden gözü yaşlı cenaze sahipleri akıllardan silinecek gibi değil...