Hatta Zürtumul Mekabir

Urfa’da son yıllarda yaşanan ölüm, cenaze defni ve taziye durumunu müşahede ettiğimde aklıma gelen Tekasür Suresi olur.

Elhakümüt’tekasür, hatta zürtumul mekabir!

Ayet, “Çoğaltma yarışı sizi o kadar oyaladı ki, hatta kabirlere kadar gittiniz!” diyor.

Evet, bu ayet tam da bugün inmiş gibi.

Hiçbir amacı, gayesi, hedefi olmadan sadece çoğaltma yarışı içinde olan milletin haline bir bakın.

Bu kadar çocuğu niye yaptın, bu kadar malı niye yığdın, bu kadar arabayı, bu kadar hizmetçiyi ne diye tuttun, bu kadar çokluk senin neyine? Nedir bu çoğaltma tutkusu. Maneviyata, ahlaka, insanlığa yakışmayan bu kazanma hırsı nedir!

Tıpkı bugün içinde yaşadığımız toplumun yaptığı gibi, Kur’an’ın nazil olduğu dönemdeki cahiliye Arapları da mal-mülk, evlat, akraba ve hizmetçilerinin çokluğuyla övünür, bunu büyük bir şeref sayarlardı. Kendilerini ziyarete gelen birine tüm varlıklarını gösterir, hatta bununla yetinmeyip mezarlıklarına götürüp ölmüşlerinin kabirlerini gösterip onların dahi çokluğuyla övünürlerdi. Tekasür Suresi’nin iniş sebebinin, cahiliye Araplarının bu tutumu olduğu söylenir. Ancak ayetlerin bugün bizim toplum için, gelecekte başkaları için de aynen geçerli olduğunu söylemeye gerek yok.

Çoğaltma yarışı!

Yakınınızın cenaze merasimimize ne kadar çok kişi gelirse, insan sayısı ne kadar çok olursa o kadar gururlanıyorsunuz.

Taziyenize devlet büyüklerinin, valilerin, belediye başkanlarının, büyük büyük adamların gelmesinden çok hoşlanıyorsunuz.

Daha çok kişi bulunsun diye minarelerden, belediye hoparlörlerinden, televizyondan, radyodan, sosyal medyadan, internet sitelerinden duyurulmasını istiyorsunuz.

Taziyenizin mekan olarak en iyi ve gösterişli yerde yapılmasını, imkânınız varsa taziye yemeğinde en pahalı yemekleri, en lezzetli tatlıları bol bol ikram edip, dillere destan düğünler gibi anılmasını istiyorsunuz.

İmkânınız varsa ölülerinize en gösterişli mezar taşlarını yapıyorsunuz.

Hiçbir titri olmamasına rağmen ölülerinizin unutulmaması için adının oraya buraya verilmesini için çabalıyorsunuz.

Cahiliye Araplarının tutumunu eleştiren ve cehennem azabını bizzat gözleriyle görecekler diyerek azapla tehdit eden Allah bizlere mesaj vermiyor mu?

Cenazede, taziyede okunan ayetler ne diyor, kimi lanetliyor, kimi cehennemle tehdit ediyor?

Allah’ın verdiği tüm nimetlerin şükrünü yerine getirmek, Allah’ın ve Resulünün emrettiği şekilde değerlendirmek varken ve dahi ölüm bile büyük bir nimet iken, bu kadar nimeti başkalarına karşı üstünlük aracı yapmak, kendini üstün göstermek için kullananların vay haline.

Son günlerde getirdiği maddi külfetle sorun olduğu konuşulmaya başlayan Taziye Evi uygulaması ne yazık ki ölüler üzerinden siyasi rant devşirenler sayesinde bir geleneğe dönüştü. Valilik ve Belediyeler her mahalleye, her köye taziye evleri inşa etmeyi en kutsal vazife bildi. Özünde cenaze sahibinin acısını paylaşmak, ölüye dua edip hayırla anmak için bir ziyaret olan taziyet, önce Hristiyanlık geleneğinden etkilenerek üç güne, ardından yine Hristiyanlık geleneğindeki gibi yemek ikramına, yine ardından Hristiyanlık geleneğindeki gibi ilahi okutmaya evrilerek bir gelenek haline geldi.

Birçoğu için; “Sağlığından ne hayır gördük ki ölüsünden ne hayır görelim diyebileceğimiz, sağlığında kel iken ölünce sırma saçlı olan, sağlığında kör iken öldüğünde ceylan gözlü olan, hatta sağlığında şerefsizin teki iken öldüğünde iyi biri olan ölülerle çok fazla uğraşıyoruz. Ölüleri ziyaret etmekten, cenazelerine, taziyelerine yetişmeye çalışmaktan sağları unuttuk!

Usta yazar Mehmet Kurtoğlu “Urfa’da ölülere hizmet ettikleri kadar dirilere hizmet etseydiler şehir cennet olurdu” diyor bir paylaşımında.

Aslında ölülere hizmet gibi görünen çoğu tutumda ölü kimsenin umurunda bile değil. Yüzyıllardır böyle olmalı ki, eskiden ölü evine parayla tutulan ölü ağıtçıları getirilirmiş. Şimdi de taziye evlerinde ne ölü kimsenin umurunda ne ahret. Konuşulan tek şey mal, mülk, ticaret.

Allah yemin ederek diyor ki; Cehennemi mutlaka gözünüzle ayan beyan göreceksiniz. Nihayet o gün nimetlerden elbette sorguya çekileceksiniz.

Siz ölülerle uğraşmaya devam edin.

Hatta zürtumul mekabir!