GÜVENLİK Mİ..? KORKU MU…..?

Toplumsal yaşamın en tem şartı, birlikte yaşamda birbirine karşı saygı,hoş görü ve Sadakattir, diğer deyimi ile empati yapabilmektir.

Tüm dünya ülkelerinde çıkartılan yasaların temel amacı ve yasal mantığı insanların huzuru,güvenliği ve iç barışın sağlanmasına yönelik olmalıdır. ( ülkemiz hariç…! )

Ülkemizde yasalar toplumsal değil bireysel,kişiye özel,sınıflara özel ve kapitalizme yada üstün din anlayışına özeldir.

Hali hazırda Mecliste büyük kavgalar,gösteriler,direnişler,eylemlerle rağmen  geçirilmeye çalışılan sözüm ona İç Güvenlik ( koruma yasası ) yasa paketi, dışardan bakıldığı zaman gerçekten acaba böyle bir ihtiyaç vardı da bu ğgüne kadar neden yapılmadı, hele hele 12 yıldır Tek başına iktidar olan bir AKP neden bunu yapmadı da şimdi böyle bir İç güvenlik paketi ( bu pakette neler gizli neler.) dayatma ile,zorbalıkla,emirvaki yapılarak yasalaştırılıyor,yasalaştırılmak isteniyor anlamış değilim.

Bu ülkede yaşayan her kes insan olarak tabikii temel güvenliğini, huzurunu , Can ve Mal güvenliğini düşünmektedir. Ama esas mesele acaba halkın ( Vatandaşların Güvenliğimi ..?) güvenliğimi yoksa dayatma ile,korkutma ile, demokrasi yi kılıç olarak kullanma güvenliğimi bunu anlamak,irdelemek,sorgulamak  gerekli.

Şu anda Meclis gündeminde olan İç güvenlik yasası tamamen, halkın güvenliğini göz ardı etmekte, özel yaşamı göz ardı etmekte,Basın hürriyetini göz ardı etmekte, Hukuku ve hukukun üstünlüğünü göz ardı etmekte,hakim ve savcıları tamamen dışlamakta, insanların evlerinde bile “ acaba ben ne zaman göz altına alınırım ve niye alındığımı kimlerden sorabilirim.” Korkusu ile panik halinde gelişmeleri izlemekten başka yapacakları bir şey yok gibi, neden mi..; Çünkü bu yasal düzenlemeler sonucunda eğer kesinleşirse, konuşma hürriyetin,yazma hürriyetin,yürüme hürriyetine, direnme hürriyetin, özgürlük hürriyeti tamamen ortadan kaldırılacaktır. Polis ( Polis devleti mantığı ile ) istediği kişiyi, senin gözünün üstünde kaşın var, senin yürüyüşünü beğenmedim,senin inancın bana ters geliyor,sen nasıl,…….. kişileri eleştirirsin,yazarsın gibi en temel insan haklarından mahrum bırakarak  48 saat süre ile sorgusuz sualsiz ve hiçbir hukuk sistemine ihtiyaç duymadan göz altına alacak ve bunu ancak 24 saat sonra valiliğe ve sonrada mahkemeye bildirecek, dolayısı ile vali ( hukuk sistemlerinde vali hakim savcı değildir.) yada mahkemelere formalite bildirecek ,o zamana kadar da atı alan üsküdarı geçmiş olacaktır.

Hukuk devletlerinde en temel hak insanın özgürlüğü,yürümesi,olaylara karşı duyarlılığı,gerek sosyal medyayı aracılığı ile gerekse bedensel yürüyüşlerle gösterilerle bunu protesto etmektir, bu durum her kesim  için geçerlidir. Bunu tekile indirgemek saçmalıktır,Örf adetlerimiz gereği, hasta olan insanlarımızın sağlık nedenlerinden dolayı., soğuktan sıcaktan korunma nedeni ile yada protesto yürüyüşlerinde atılan gazlardan korunma güdüsü ile  agzını, kapatabilene aşk olsun, yüzüne,şalını atabilene aşk olsun hemen TMK ( Terörle Mücadele Yasası ) çerçevesinde mahkeme huzurundasındasınız ve sonuç 4 yıldan başlayan mahkumiyetler.

Hiç kimse yada hiçbir gurup  yapılan protesto,eylem ve gösterilerinde yek diğerine zarar vermek noktasında kendi kendine haklılık payını çıkartamaz, ama bunun önüne de bu yasaklarla geçilemez, bunun başka bir mantığının, uygulamanın bu şekilde tüm toplumu yok saymak, göz altına almak, mahkum ettirmek olmamalıdır,hayatı çekilmez,yaşanılmaz,nefes alınamaz, konuşulamaz, eleştirilemez, sorgulanamaz hale getirilmemelidir. Aksi taktirde ilerisi için onarılamaz, altından kalkılamaz yaralara zemin hazırlanmış olacaktır.

Bu nedenle bu iç güvenlik yasasının korkudan mı yoksa güvenlik için mi hazırlandığının yorumunu siz değerli okuyucularıma bırakıyorum.

Tüm insanların özgür,huzur,Barış ve Birlikte empati ile biribirilerini kabul ederek yaşaması  dileği ile…..

                 Sevgilerimle ve Aşk ile…….