1939 yılında gerçekleşen 7.9 Erzurum depreminden sonra; 6 Şubat sabahı 7.8 şiddetindeki büyük depremle uyandık. 10 İlimizi etkileyen bu deprem ile birlikte günlerdir Güneydoğumuzda can pazarı yaşanıyor. Çok sayıda kaybımız ve yaralımız var. Depremin hasarı ise sadece büyüklüğü değil; insan yoğunluğu ve binaların dayanaklılığına da bağlı olarak artıyor.
Tablonun ağır olduğu bir gerçek. Fay hatlarının yoğun ve aktif olduğu bir ülkede yaşıyorsak depreme hazırlıklı olmamız gerekiyor. Kentsel dönüşümün sağlıklı ve kontrollü yapılması gerektiğini bir kez daha en acı haliyle görmüş olduk. 1999 Depreminden sonra ders alıp hazırlanmış olmamız için 24 yılımız vardı oysa ki.. Ancak gördük ki bazı firmalar insanlara mezar satmış. Yıkılan binaların internet üzerinde hala ilanı mevcut; ‘depreme dayanıklı’ diye özellikle belirtilmiş. Yıkılan binalar hakkında geniş çaplı soruşturmaların yapılması gerekli, aksi halde taviz tavizi doğuracaktır.
Sonuca baktığımızda binlerce canımız gitti, gitmeye devam ediyor. Çöken binaların altında kaldık hepimiz. Havanın -7 dereceyi gördüğü illerde arama kurtarma çalışmaları devam etse de hala hiç girilemeyen mahalleler, ulaşılamayan yüzlerce insan var. Sosyal medyadan seslerini duyurmaya çalışan, kurtarılmayı bekleyen yüzlerce insanımız daha var. Zamana karşı bir yarış sürüyor. Süreci çok iyi değerlendirmeliyiz. Devletimiz ilk günden itibaren gerekli tüm kurumları ile seferber olmuş durumda. AFAD, Kızılay, Akut, Ahbap, askerlerimiz, doktorlarımız ve yurtdışından gelen ekipler ile birlikte yoğun çalışmalar devam ederken bazı mahallelerde vatandaşlar da kendi imkanları ile yaralıları kurtarmaya çalışıyor. Umuyoruz ki daha çok mucizeye tanık olalım.
İnşallah bu son olur gibi cümlelere sığınamayız çünkü bu son olmayacak. Yer bilimci Prof. Dr. Naci GÖRÜR "Erzincan ile Bingöl arasında 7.4'lük bir fay var, en son 1790'larda kırılmış, burası yakınlarda kırılabilir. Çok beklemeyeceğimizi düşünüyorum." açıklaması ile deprem riskine işaret etti. Bir kez daha bu acıları yaşamamak adına deprem sonrası alınacak tedbirlere değil deprem öncesi alınacak tedbirlere ihtiyacımız var.
Böyle bir zamanda sözü çok fazla uzatmayacağım.
Yaşamını yitiren insanlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılara şifa, acılı ailelere, milletimize başsağlığı ve sabır diliyorum.