Cumhurbaşkanı Erdoğan, büyükelçiler ve diplomatik misyon temsilcileri ile iftar programında yaptığı konuşmada, “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi başta olmak üzere uluslararası kuruluşlar, insanlığı ilgilendiren sorunlara etkin çözüm sunamadıkları için inandırıcılıklarını yitiriyorlar. Uluslararası kurumsal yapıların acil ve kapsamlı reform ihtiyacı, her geçen gün daha önemli hâle geliyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi’nde düzenlenen iftar programında, büyükelçiler ile diplomatik misyon temsilcilerine hitap etti.IRKÇILIK VE İSLAM DÜŞMANLIĞI GİBİ HABİS İDEOLOJİLER TOPLUMLARI BİRBİRİNDEN UZAKLAŞTIRIYOR”
Dünyanın farklı yerlerindeki terör saldırıları nedeniyle bu yıl Ramazan ayına buruk girdiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, yükselen hoşgörüsüzlük, aşırıcılık, şiddet ve terörün dünyanın her köşesinde kendini hissettirdiğini, popülist ve aşırılık yanlısı akımların her yerde güç kazanmaya devam ettiğini söyledi.
Irkçılık, ayrımcılık, yabancı karşıtlığı ve İslam düşmanlığı gibi habis ideolojilerin bireyleri ve toplumları birbirinden uzaklaştırdığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle Yeni Zelanda ve Sri Lanka’da yaşanan saldırılar, terörün ve nefretin ulaştığı noktayı açıkça gözler önüne sermiş durumda” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin terörden büyük acılar çekmiş, terörle mücadelede önemli birikim sağlamış bir ülke olduğuna vurgu yaparak, terörle ve radikalleşmeyle mücadelede dünyayı harekete geçirmek için yoğun çaba içinde olduklarını, Türkiye’nin dönem başkanlığını yürüttüğü İslam İşbirliği Teşkilatı, Birleşmiş Milletler ile diğer uluslararası ve bölgesel örgütlere 15 Mart’ın İslamofobiye karşı uluslararası dayanışma günü olarak kabul edilmesi çağrısında bulunduklarını ve bu çağrının hayata geçmesi için destek beklediklerini kaydetti.
“TERÖRLE MÜCADELEDE ÇİFTE STANDART DEVAM EDİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tüm çabalarımıza rağmen terör ve yükselen aşırı akımlarla mücadeledeki çiftçe standartlı yaklaşımın devam ettiğini görüyoruz. PKK, YPG terör örgütüne Avrupa’nın dört bir yanında müsamaha gösteriliyor, hatta her türlü destek veriliyor. Diğer yandan, FETÖ terör örgütünün elebaşı ve mensupları Amerika’da bir malikânede rahatça hayatlarını sürdürebiliyor” diye konuştu.
Terör eylemleri için ‘terörizm’, bunların failleri için de ‘terörist’ ifadesini kullanmaktan imtina eden ülkeleri bildiklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin DEAŞ ile mücadelesine destek vermeyen ülkelerin, sığınmacılar konusunda da tüm yükü Türkiye’nin üzerine yıktığını vurguladı.
Haksız muamele, önyargılı yaklaşımlar, basmakalıp genellemeler, ayrımcılık, hoşgörüsüzlük ve nefret söylemlerinin küresel düzeyde en büyük mağdurunun Müslümanlar olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam karşıtı fikirlerin önünü kesmek için, öncelikle bunların destekçilerinden hesap sorulmasının şart olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın farklı yerlerindeki bölgesel ve insani krizlerin hem sayısının hem de şiddetinin arttığının altını çizerek, Yemen, Libya, Afganistan, Somali, Myanmar’da yaşanan acıların dindirilemediğini, büyümeye devam eden yasadışı göç, insan ticareti, sınır aşan suçlar gibi tehditlerden doğrudan etkilenen ülkelerden birinin de Türkiye olduğunu kaydetti.
“SURİYE’NİN SINIRLARIMIZ BOYUNCA UZANAN BÖLGELERİNİ TERÖRİSTLERDEN TEMİZLEYECEĞİZ”
Suriye’deki iç savaşın sekizinci yılını geride bıraktığını, Suriye krizini sonlandırmak için Cenevre sürecine ve Astana mekanizmasına katkıda bulunmakla kalmayıp, sahada da inisiyatif aldıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekâtlarıyla toplamda 4 bin kilometrekarelik bir alanı teröristlerden temizleyerek bölge halkını zulümden kurtardığını, oluşturulan güvenli bölgelere 320 binden fazla Suriyeli’nin dönüşünün sağlandığını sözlerine ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah yakında Suriye’nin sınırlarımız boyunca uzanan diğer bölgelerini de teröristlerden temizleyecek ve ülkemizde yaşayan 4 milyona yakın sığınmacının huzur içinde evlerine dönebilmelerine imkân sağlayacağız” dedi.
“FİLİSTİN MESELESİNDE İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM ANLAYIŞINA ZARAR VERECEK TÜM GİRİŞİMLERE KARŞIYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin sorununun da karmaşık bir hâle getirildiğini, son iki yılda Kudüs ile ilgili uluslararası hukuka aykırı ve kutsal değerleri hiçe sayan pek çok adım atıldığını ifade ederek, şöyle devam etti: “Bunlar yetmediği gibi, şimdi de mübarek Ramazan ayının hemen öncesinde Gazze’ye yönelik masum insanların hayatına kasteden, ayrım gözetmeyen saldırılar gerçekleştiriliyor. İsrail’in yönetimi Gazze’de işlediği cinayetlerin gündeme gelmemesi için bizim medya kuruluşlarımızın da arasında bulunduğu basın yayın organlarını bombalamaktan çekinmiyor. Basın özgürlüğü konusunda sözüm ona hassasiyet sahibi ülkeler ve kuruluşlar ise, bu saldırılar karşısında hiçbir tepki göstermedi, göstermiyor.”
“Filistin meselesinde iki devletli çözüm anlayışına zarar verecek tüm girişimlere karşıyız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İslam İşbirliği Teşkilatı zirve dönem başkanlığımız döneminde gerçekleştirdiğimiz iki olağanüstü zirveyle bu konuda tüm dünyaya mesajlarımızı verdik. Tüm ülkeleri Filistin ve Kudüs konusunda daha duyarlı davranmaya ve etkin tavırlar ortaya koymaya davet ediyoruz” dedi.
“DOĞU AKDENİZ’DE İSTİKRAR, TÜRKİYE VE KKTC’NİN HAK VE ÇIKARLARININ GÖZETİLMESİYLE MÜMKÜNDÜR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de de huzur ve güvenliğin tesisi için çalıştığını, Kıbrıs ve Doğu Akdeniz’de istikrarın ancak Türkiye’nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin hak ve çıkarlarının gözetilmesiyle mümkün olacağını belirterek, “Bu bölgede yapılmaya çalışılan oldubittiye göz yummayacağımızı ilgili tüm tarafların gördüğüne inanıyorum. Biz, tüm sorunlarımız gibi bu konuyu da karşılıklı görüşme, diyalog ve iş birliği yoluyla çözmek istiyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Dünyada su, enerji ve gıda gibi doğal kaynaklar ile ulaştırma ve haberleşme yollarının kontrolündeki rekabetin giderek sertleştiği, artan yoksulluk, yasadışı göç ve iklim değişikliği gibi sorunların mevcut durumu daha da karmaşık hâle soktuğu değerlendirmesinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tür sorunların ağırlıklı olarak Müslüman coğrafyayı etkilemesinin ise başlı başına üzerinde durulması gereken bir konu olduğunun altını çizdi.
“ULUSLARARASI KURULUŞLAR İNSANLIĞI İLGİLENDİREN SORUNLARA ETKİN ÇÖZÜM SUNAMIYOR”
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi başta olmak üzere uluslararası kuruluşların insanlığı ilgilendiren sorunlara etkin çözüm sunamadıkları için inandırıcılıklarını yitirdiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası kurumlar veya uluslararası kurumsal yapıların acil ve kapsamlı reform ihtiyacının her geçen gün daha önemli hâle geldiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye olarak insanlığın ortak sorunlarına adil ve sürdürülebilir çözümler getirilmesi gerektiği anlayışımızı dünya beşten büyüktür diyerek her fırsatta ifade ettik, ifade ediyoruz. Maalesef bu çağrımıza henüz yeteri kadar güçlü cevaplar alamadık, çünkü birilerinin işlerine bunlar gelmiyor, yakaladıkları gücü, kuvveti ellerinden kaçırmak istemiyorlar. Zira biz, ‘haklı olan güçlüdür’ diyoruz, ‘güçlü olan haklıdır’ demiyoruz, farkımız burada” ifadelerini kullandı.
“NATO İTTİFAKINA 60 YILI AŞKIN SÜREDİR SON DERECE ÖNEMLİ KATKILAR SUNUYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz NATO üyesiyiz, öyleyse diğer NATO üyelerinin bize yanlış yapmalarını bizim kabullenmemiz mümkün değil. Zira hem NATO üyesi olacaksın, NATO’da stratejik ortak olacaksın, ondan sonra size yaptırım konuşulacak. Bu anlaşılabilir bir şey değil, böyle ortaklık olmaz. Güvenlik politikamızın en önemli dayanağı olan NATO ittifakına 60 yılı aşkın süredir son derece önemli katkılar sunuyoruz. Aidatsa bütün ödemelerini Amerika’dan sonra ikinci, bilemedin üçüncü sırada yapan biziz ve bu konularda bayağı hassasız. Ve bütün bunlarla beraber, NATO’da nerede ülkemize, askerimize, ordumuza bir görev verildiyse bunu dört dörtlük yerine getiren yine biziz” şeklinde konuştu.
“UZAK VEYA YAKIN DEMEDEN TÜM ÜLKELERLE İLİŞKİLERİ GELİŞTİRİYORUZ”
Avrupa Birliği konusunun da Türkiye’nin stratejik bir dış politika hedefi olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama Avrupa Birliği hâlâ bize çalım atıyor. Bunlar tabi katlanılabilir bir şey değil” diye konuştu.
Türkiye’nin uzak veya yakın demeden tüm ülkelerle ilişkiler geliştirdiğini, Afrika’ya, Latin Amerika’ya ve Asya’ya yönelik açılım politikalarıyla tüm dünya ile ilişkileri geliştirmeyi hedeflediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Düşmanı azaltma, dostu artırma politikamızdır bu. Tarihî, kültürel ve gönül bağlarımızın bulunduğu coğrafyaların hiçbirine kayıtsız değiliz. Bugün dünyada 242 dış temsilciliğe sahip bir ülke konumundayız. Bunları birbirinin alternatifi değil, tamamlayıcısı olarak görüyoruz” dedi.
Büyükelçilere “Siz büyükelçilerimiz Türkiye’de misafir olarak kalmıyorsunuz, sizler burada aslında kendi evlerinizde kalıyorsunuz” diyerek seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, büyükelçilerle dayanışmanın çok önemli olduğunu söyledi. Türkiye’nin sözüne ve dostluğuna güvenilir bir ülke olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim tek istediğimiz, dostumuz olduğunu söyleyenlerin dostluğunu, müttefikimiz olduğunu ifade edenlerin müttefikliğini görmektir. En çok üzüldüğümüz ve tahammül edemediğimiz husus, yüzümüze başka konuşulması, arkamızdan başka iş çevrilmesidir. Bir kez daha altını çizerek belirtiyorum, Türkiye sizlerin her birinin dostudur, öyle olmak ve öyle muamele görmek istemektedir” sözlerine yer verdi.