“Kar yağdı çocukların ve büyüklerin neşe kaynağı oldu.”
Bu iki ifade bir varlık üzerinde aynı anda söylenmiş cümlelerdir bu aralar. Kar, gerçekten hayatı felç eden bir tabiat olayı mı yoksa yeryüzünü yeni bir çehreye bürüdüğü için insanlara neşe kaynağı mıdır?
Perspektiflere göre değişen bir mefhum olsa da Kar; insanlar için bir ikramdır, dünya için bir hayattır diyebiliriz ilk etapta.
Bilimsel çerçevede ve coğrafik açıdan bakıldığında kar sularının dünyaya kattığı faydaları sırlamakla bitmez. Bahardaki akarsuların berrak suyundan tutun da birçok meyvenin sofralarımıza bereketli gelmesine vesile olmasına kadar…
Bir de edebi alanda birçok kişinin kalemine ilham olmuştur Kar.
Bembeyaz görüntüsüyle temizliği, saflığı, berraklığı simgeler. Öyle ki her kar yağdığında hepimizin o beyaz örtüyle mutlaka yorumumuz olur:
“Beyaz kar, beyaz umutlar getirsin…” “Tüm kötülükleri kaldırsın…” “İnsanlık hep böyle bembeyaz örtü gibi beyaz olsun…”
“Kar taneleri yere düşerken hiçbir diğerine değmeden yere inmesindeki düzeni insanlar arasında da olmasını diliyorum…”
“Kar, şiirdir…” “Kar romantizmdir.” “Kar neşedir…” “Kar hatıralara kaydetmek için fotoğrafların fonudur.”
Daha da çoğaltabiliriz Kar’a bakış açılarını. Sıcak kaloriferlerin veya şöminelerin başında camdan dışarıya bakılarak yapılan yorumlardır bunlar. Romantizmin hâkim olduğu görülür bu tür yorumlarda.
Bir de madalyonun öbür yüzüne bakınca kar yağmasa ne iyi olurdu, dedirtecesine bir durum çıkıyor insanın karşısına.
Evsiz barksız, sokakta veya bir barakada binlerce insanın olduğunu herkes bilir. Karlı havalarda sıcak bir ortamı bulmak için cadde ve sokaklarda bekler bir elin uzatılmasını. Bekler sıcak bir çorbayı içini ısıtmak için; bekler bir eli, bedenini ısıtmak için.
Yine yanı başımızda üç dört yıldır yaşanan savaştan kaçıp sığınan mazlumların halini bu havada düşününce sıcak evimizde ister istemez biz de tir tir titremeye başlarız. Sığınanların tümünü aynı kategoride düşünmemek kaydıyla çoğunluğunun yoksulluk içinde olduğunu unutmadan bu aileleri düşünmekte fayda var.
Ya diğer canlılar?
Kuşlar,kediler,köpekler…sokakta tir tir titreyen ve birçoğu da bu mevsimde ölen canlılar için de Kar bir çığdır.
Onlar için Kar bir felaket değil de nedir?
Şimdi Kar ile ilgili ne düşünürsünüz bilmem ama ben Kar’ın hayatı felç eden bir yağış türünün olduğuna kanaat getirdim bile.
Kar birçok Şairin de şiirlerine ilham olmuşsa da Ünlü Şair Cenap Şehabettin gibi Kar yağışının tasvirini yapan yoktur diye düşünüyorum. Onun o meşhur Kış Ezgileri manasına gelen “Elhan-ı Şita” şiirindeki üç dört mısrasıyla tamamlayalım yazımızı:
Karlar, bütün elhanı mezamir-i sükûtun
Karlar, bütün ezharı riyaz-ı meleketün
Dök kak-i siyah üstüne, ey dest-i sema dök
Ey dest-i sema, dest-i kerem, dest-i şita dök
diyerek, “ Karlar sessizliğin dualarının bütün nağmeleri; Karların, ruhların bahçeleri olduğunu belirtmiş ve ardından yakarışla:
“Dök siyah toprak üstüne, ey göğün eli dök, ey izzetin eli, kışın eli dök !”demiştir.
Vesselam…