Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Kasım Gülpınar dün bir son dakika açıklaması ile bağlı olduğu Yeniden Refah Partisi'nden istifa ettiğini açıklamıştı. Ülke gündemine oturan bu istifa kararı sonrası Halk TV köşe yazarı Gazeteci İsmail Saymaz Başkan Gülpınar ile görüştü. 

Saymaz görüşmenin detaylarını köşesini aktardı. 

İşte ikili arasında geçen diyalog...

"Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Kasım Gülpınar, dün Yeniden Refah Partisi’nden (YRP) istifa ettiğini açıkladı.

Aslında, “Üyesi olduğunu sandığı partiden” demek daha doğru diye düşünüyorum.

Hayatını kaybeden Kolkara siyasi parti il başkanıymış Hayatını kaybeden Kolkara siyasi parti il başkanıymış

Çünkü Gülpınar, istifa açıklamasından sonra ilişkisini sonlandırmak için girdiği e-devlet uygulamasında, belediye başkanı seçildiği YRP’ye üye olmadığını fark etti.

Bu tuhaflık YRP’nin kurumsallaşamadığını düşündürüyor.

Fatih Erbakan’ın başarısı; İyi Parti, Saadet, DEVA ve Gelecek’in temas edemediği bir toplumsal damarı keşfedip yakalamasaydı. Kendisini siyasal ve kültürel olarak Cumhur İttifakı içinde konumlandıran seçmen AK Parti’yi cezalandırmak için adres arıyordu.

O adres, YRP oldu.

YRP, Mehmet Kasım Gülpınar gibi, AK Parti ile anlaşmazlığa düşmüş ya da Erdoğan tarafından aday gösterilmeyen siyasetçilerle çıkara dayalı bir ittifak kurdu. Ve eski AK Partili adaylarla eski AK Parti seçmeninin oyunu aldı.

Bu stratejisi sayesinde 31 Mart’ta 2.7 milyon oyla üçüncü parti olmayı başardı.

Şanlıurfa ve Yozgat dahil, 65 belediye kazandı.

Üye sayısı 400 bine ulaştı.

Ancak YRP, konjonktürel ve hormonlu büyümeyi yönetemedi. Kurumsallaşmasını tamamlayamadığı, deneyimli siyasi kadrolardan yoksun olduğu için parti kimliğini inşa edemedi.

‘Asrı Saadet’ şeklinde tasvir ettikleri Milli Görüş anlatısı, ideolojik boşluğu doldurmaya yetmedi. Erdoğan’ın 22 yıldır zafere boğduğu muhafazakar mahalleyi Erbakan’ın ‘sünnetiyle’ avutmak mümkün değildi.

AK Parti’ye geçer

31 Mart’tan önce ekonomik tepkilerden kaynaklı AK Parti’den YRP’ye boşalan öfke seli, eşyanın tabiatı gereği, fırtına dindiğinde yatağına çekiliyor.

Gülpınar, büyük ihtimalle AK Parti’ye geçecek.

Dün görüştüğüm üst düzey bir AK Partili’ye “Gülpınar, size mi katılacak?” diye sorduğumda bana şu yanıtı verdi:

“Kısa vadede olmaz.”

Demek oluyor ki…

Gülpınar’ın katılımı sadece bir zamanlama meselesi.

AK Parti, Gülpınar’ı 14 Ağustos’taki 23. kuruluş yıldönümünde saflarına katmak için çok uğraşmıştı. Tüm çabalara rağmen ikna edilemedi. Ancak diyalog kapısı kapatılmadı. Görüşme ve pazarlıklar sonuç verdi.

Gülpınar, şimdilik istifa etti.

Yarın istifasının yol açtığı tartışmalar yatıştığında, milletvekili, Merkez Karar Yürütme Kurulu üyesi ve Genel Başkan Danışmanı olduğu ‘yuvasına’ dönecektir.

Zaten Gürpınar, “Büyük konuşmak istemiyorum” diyerek, AK Parti’ye yeşil ışık yakıyor.

Gülpınar, AK Parti’ye geçiş için ‘Büyük konuşmam’ diyor

Neden Yeniden Refah’tan istifa ettiniz?

Kimseyi eleştirmek istemiyorum. Hemen hemen tüm partiler, sağdan soldan fark etmez, kendilerinden aday olmamızı istediler. Tercihi bu şekilde kullandık. Bizim de (YRP’ye) katkımız oldu. Onların da bize katkısı oldu. Ama bir yerden sonra tıkanıyorsunuz. Burada parti kimliği ve çatısı engel oluşturmaya başlıyor.

Fatih Erbakan’ın engelleyemeyeceği şeyler var. Yerelde başka tür sıkıntılar var. İlk günden fazla dillendirmedim.

Sadece şunu söyleyeceğim: AK Parti’den istifamı e-devlet’ten yapmıştım. Yine aynısını yapayım dedim, e-devlete girdim. “Hiçbir partiye üyeliğiniz bulunmamaktadır” diyor.

Üye değil miydiniz?

Üye değilmişim! Vallahi bak, şaka değil, yeminle.

Üye olduğunuzu hatırlıyor musunuz?

Ben hatırlamıyorum. Başta evrak verdik ama herhalde adaylık için müracaattı. O süreçte dikkat etmedim.

Yani istifa ettiniz ama zaten üye değilmişsiniz.

(Gülüyor) Onu söylüyorum. Kurumsallık açısından sadece bunu değerlendirseniz yeter. Kurumsal yapı her zaman önemli. Benim bıraktığım AK Parti’de kurumsal bir yapı vardı. Eleştirdiğimiz çok konular vardı, çok sıkıntılar vardı ama kurumsal bir yapısı vardı.

Bir AK Partili yetkiliye, sizin katılıp katılmayacağınızı sordum. Dediler ki “Kısa vadede olmaz.” Ama orta ve uzun vadede olmayacağını söylemedi.

Siyaset böyle birşeydir, hayat böyle birşey.

Aranızda görüşme olduğunu duydum. AK Parti’nin kuruluş yıldönümünde sizin katılmanızı ya bekliyorlar ya da temenni ediyorlardı.

Temenni ediyorlardı.

Sizinle temasa geçtiler diye biliyorum.

Bir sürü dostumuz var orada, normal birşey. Hala görüşüyoruz birçok arkadaşla.

AK Parti’ye kapıyı kapatmıyorsunuz.

Ben hep “Kesinlikle belediye başkanı olmam. Kimse bu teklifle gelmesin, böyle bir ihtimal yok” derdim, büyük konuşurdum. Büyük konuşmanın zararı gördük. Bugün burada oturuyoruz. Büyük konuşmak istemiyorum. Ben bir canlı yayında “Kesinlikle geçmem” demişim. Bunun üstüne geçmek ne kadar uygun olur, sizin takdirinize bırakıyorum.

Bu söz bağlayıcı oldu yani.

Bağlayıcı olmuş benim için. O günün şartlarında söylemişiz.

Peki, o sözü söylemeseydiniz…

Tabi ki daha kolay olurdu. Ama millet Kasım Gülpınar’ı niye sevdi, niye takdir etti? “Sözünde duran adam, güvenilir adam…” (diye)

Anladığım kadarıyla zaman bırakmak istiyorsunuz.

Belki çok uzun bir zaman olur. Ve böyle gider.

Murat Kurum’la aranızda yumuşama olmuş. Taleplerinizi geri çevirmemiş diye duydum. Doğru mu?

Şu anda olumlu bir şey yok, öyle rahat değiliz. Destek görmüyoruz.

YRP’li olmak hizmet vermenize engel oluşturuyor muydu?

Hükümetle temasa geçip hiçbir bakanla görüşmedim. Yerelde sorunları halletmemiz lazım. Daha o boyuta gelemedik.

AK Parti’ye katılmanız için baskı oldu mu “İlla gel” diye.

Yok, baskı filan yok. Dost ortamında oluyor bu tip şeyler. İki arkadaş gibi konuşuyoruz. “Gelsen iyi olur, burası senin yuvan” gibi… Ne baskısı olacak? Biz bıraktığımızda şartlarımız ve konjonktür belliydi. Değişen birşey yok ki şu an.

Cumhurbaşkanıyla görüştünüz mü?

(Biraz düşünüyor) Yok, o şekilde henüz olmadı. Murat (Kurum) Bey’le görüştük. Urfa’ya geldiğinde, bir gün önce görüşmüştük