Barajın yüzde 5'e indirilmesi makul

Numan Kurtulmuş ile gündem konularını değerlendirdik. Barajın yüzde 5’e indirilmesinin Türkiye şartlarında makul göründüğünü belirten Kurtulmuş İslam ülkelerine de demokrasi çağrısı yaptı.

Mülteci tartışmaları, yeni anayasa çalışmaları, muhalefetin adayı, baraj tartışmaları, Tunus’taki darbe. Siyasi gündemden bazıları.

AK Parti yeni anayasa çalışmalarını hızlandırmış. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı toplantılar yapılmış.

AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş ile Azerbaycan’da siyasi gündem konularını değerlendirdik. Yeni anayasa çalışmalarında son bir iki rötuş kaldığını belirten Kurtulmuş, “Eğer Türkiye bunu bu sefer topyekûn bir anayasa yapmayı başarırsa aynı zamanda Türkiye’deki hala bir köşelerde saklanmış olan darbeci zihniyeti de tamamıyla tasfiye etmiş olur” diyor. Barajın yüzde 5’e indirilmesinin Türkiye şartlarında makul göründüğünü belirten Kurtulmuş İslam ülkelerine de demokrasi çağrısı yaptı. Kurtulmuş sorularımızı şöyle yanıtladı:

- Yeni anayasa çalışmalarında hangi noktadasınız?

Cumhurbaşkanımızın da katıldığı toplantılarla belli bir noktaya kadar geldi. Nihai noktada anayasa sadece AK Parti’nin tek başına yapabileceği bir iş değildir, hiçbir partinin anayasası olmaz, partilerin anayasa teklifleri olur. Ben şahsen Türkiye’nin siyasi tecrübesini göz önünde bulundurduğumuzda tam da zamanın şimdi uygun bir zaman olduğu kanaatindeyim. Darbelerden bahsediyoruz, ama maalesef hala Türkiye’nin 82 Anayasasının darbenin gölgesindedir. Yani o kadar haksızlığın, siyasi suikastların, idamların, siyasi idamların bu darbenin gölgesi vardır, Bundan Türkiye’nin kurtulması lazım. Sivil, demokrat, daha iyi, daha katılımcı, toplumun büyük kesimlerinin, yani hiç kimseyi, yüzde 100 herkesi memnun edemezsiniz, ama çok büyük bir kitlenin, ‘tamam böyle oldu, bu daha iyi oldu’ diyebileceği bir anayasa çalışmasını yapmamız gerekir. Biz istiyoruz ki Türkiye sivil, demokrat, katılımcı, çağdaş bir anayasasını yine sivil olarak yapsın. İlla anayasa yapmak için darbeyi beklemek ve darbelerden sonra mı anayasa yapmamız lazım? Eğer Türkiye bunu bu sefer topyekûn bir anayasa yapmayı başarırsa aynı zamanda Türkiye’deki hala bir köşelerde saklanmış olan darbeci zihniyeti de tamamıyla tasfiye etmiş olur.

SEÇİM BARAJI YÜKSEK

- Seçim Yasası çalışması sürüyor, barajın düşürülmesinde mutabakat var mı?

Çalışılıyor. Diğer partilerle mutabakat aranacak. Yani seçim barajının çok yüksek olduğunu yıllardır söylüyoruz. Aslında bu yeni sistemin gereği ortaya çıkan ittifaklar dolayısıyla seçim barajı hemen hemen geçersiz olmuştur. Yani şu anda Parlamentoda 11 parti var, başka partilerin listesinden ittifaklar içerisinden seçime girebiliyor. Zaten partilerin kendi kimliklerini koruyarak ittifak yapabilmelerinin önünü açıldı, bunun yasal zemini oluşturuldu. Dolayısıyla benim de şahsi kanaatim, bu barajın yüzde 5’e indirilmesi Türkiye şartlarında makul görünüyor. Tabi nihayetinde bunu da yine en geniş mutabakatla yapmanın uygun olacağı kanaatindeyim.

2-3 MÜLTECİ ALAN ÜLKENİN UYKUSU KAÇIYOR

- Muhalefetin Türkiye’nin mülteci politikasını eleştirmesine yanıtınız nedir?

Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir millet bu kadar çok mülteciyi hızlı bir şekilde kabul edebilecek gönül zenginliğine sahip değildir. Bizden çok zengin ülkeler var, onlar 2-3 tane mülteciyi aldıkları zaman ayakları titriyor, korkudan uykuları kaçıyor. Türkiye’nin her kentinde artık az sayıda da olsa mülteciler, Suriyeliler ve başka ülkelerden gelenler de var. Eğer Türkiye sınırlarını kapatsaydı ve bu halk bu insanlara kucak açmasaydı, acaba kaç milyon Suriyeli açlıktan ölürdü? Burada tabi ki bunlar bizim dostlarımız, kardeşlerimiz, komşularımız, komşuluk vazifelerimizi yapıyoruz. Bunların içerisinde çok iyi eğitim almış olanlar var, Türkiye ekonomisine katkıda bulunanlar var, efendim işte doktorlar, avukatlar, mühendisler, üniversitelerimizde… Üretimde ayrıca çalışanlar var, çok nitelikli iş gücü var, tabi yardıma muhtaç olanlar da var. Dolayısıyla bunun sadece bir tarafını görüp diğer taraflarını görmemek doğru değil kanaatindeyim. Bir de şu tarafını işin görmek lazım: Milyonlarca Türkiye dostu olan kardeşimiz var. Dünyanın neresine giderlerse gitsinler bu insanların büyük bir kısmı Türkiye’nin dostu olacak kalacak. Bunu Türkiye için bir stratejik kazanım olarak görüp yolumuza devam etmenin daha doğru olduğu kanaatindeyim.

MUHALEFETİN İTTİFAKININ MÜŞTEREKLERİ YOK

- Cumhur İttifakının seçimlerdeki adayı belli, ama millet ittifakı hala bir aday ortaya koymuş değil. İkinci, üçüncü aday da çıkabilir mi Millet İttifakında?

2023 seçimine çok var. Ama 2021 bittikten sonra fiilen Türkiye’de bir seçim havası başlar. Şimdi bizim en önemli avantajımız, isimler üzerinde anlaşmaktan ziyade, yani Cumhur İttifakı olarak ne yapacağımızı biliyoruz, hangi konularda iş birliği yaptığımızı biliyoruz. AK Parti ve MHP ikisi birleşmiş tek parti olmuş değil, iki ayrı parti, iki farklı politik gündemi olan parti; ama Türkiye’nin temel meselelerinde uzlaşabilen, birlikte hareket edebilen bir çizgiyi başarıyla bugüne kadar taşıdılar. İşte terörle mücadele konusunda, milli meselelerde, Doğu Akdeniz meselesinde, Kıbrıs meselesinde...

Şimdi karşı ittifakın en büyük zafiyeti ise, temel meselelerde müşterekliklerinin olmamasıdır. 24 Nisan’daki tavırlarını gördünüz. Bu da karşı tarafın ortak fikirler etrafında birleşmesini mümkün kılmadığını görüyoruz. Zaten son zamanlarda HDP’yle bir şekliyle olan aradaki sürtüşmelerin arkasında da bu yatıyor. İYİ Parti seçmeni de hatta CHP’nin ana unsurunu oluşturan seçmeni de HDP’nin PKK’yla bu kadar yakın bir ilişkisi içerisinde olmasından büyük bir rahatsızlık duyuyor.

Örtülü bir ittifak açık bir iş birliği içerisinde hareket ediyorlar. Bu siyaseten bazı şeyleri başarabilmeyi zorlaştırıyor. Bunlardan bir tanesi de, kimin aday olacağı meselesidir. Bu onların bileceği bir iştir. Dediğiniz gibi iki adaydan fazla aday da çıkabilir.

İSLAM DÜNYASINA DEMOKRASİ ÇAĞRISI

- Tunus’ta yapılan darbeye İslam dünyasından gelen desteği nasıl değerlendiriyorsunuz?

Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir darbe iç şeyle olmaz. Maalesef bazı ülkeler kendi ülkelerinde demokrasiyi geliştirmek, kendi ülkelerinde kendi haklarının söz haklarını artırmak yerine, başka ülkelerin iç işlerine müdahale ederek oradaki çok sesliliği önlemeye çalışıyorlar belki bazı korkularından dolayı. Dolayısıyla bir kere biz bütün bölge halklarına, İslam ülkelerine şunu söyleriz: Demokrasiden, insanların fikirlerini açıkça söylemelerinden kimse çekinmesin. Hiç kimsenin rejimi, hiç kimsenin yönetimi insanlar farklılık içerisinde, çok seslilik içerisinde oldular diye değişmez, düşmez. Tam tersi, zorla, baskıyla susturulan kitleler ülkelerin rejimlerine ve yönetimlerine tehlikeli oluştururlar. Bunu artık anlamış olması lazım bütün bölge ülkelerinin, bütün İslam ülkelerinin. Bu anlamda Tunus önemli ve başarılı bir tecrübeyi ortaya koyuyordu. Tunus’a bu anlamda dışarıdan müdahale edenler de aslında Tunus halkına büyük zarar veriyorlar, bunu da görüyoruz. Ümit ederiz kısa süre içerisinde bu darbe sonuçlarıyla birlikte de geriye püskürtülmüş olur.