Hizmetini beğenen olsun, beğenmeyen olsun Urfa, belediyeciliğinin altın çağını I. Ahmet ve II. Ahmet döneminde yaşamıştır. Siyasi çekişmeler, ekonomik krizler, bütçe yetersizliği gibi nedenlerle her iki Ahmet’in 20 yıllık belediye başkanlığı döneminde yaptığı hizmetler kentin tarihine geçecektir.
I.Ahmet dönemi, Urfa’da iki dönem devam etti. 1994 Yerel seçimlerinde yüzde 45 oy alarak Urfa Belediye Başkanı seçilen Ahmet Bahçıvan, ülkedeki genel siyasi istikrarsızlığa rağmen belediye hizmetlerini genelde aksatmadan yürütmeyi başardı. O dönem işçilerine maaş vermekte zorlanan belediye ekibini motive etmeyi bilen Bahçıvan’ın en büyük hayali Karakoyun deresini ıslah edip, şehir merkezinde üzerini kapatmak ve iki günde bir akan şehir suyu yerine günün 24 saati musluklardan temiz içme suyu akıtmaktı.
Bir yandan kentin devasa altyapı sorunlarını çözmeye çalışan Bahçıvan, 1999 seçimlerinde yeniden Belediye Başkanı seçildiğinde tüm enerjisini içme suyu arıtma tesisi ve şehir şebekesinin yenilenmesine verdi. İş için gerekli finansmanı Avrupa Birliği ve İslam Bankası’ndan karşılayan Bahçıvan’ın içme suyu çalışmaları devam ederken seçimler kapıya dayandı. Kentin her tarafı kazılmış, yollar çamur içerisinde olduğu halde seçimlere giden Bahçıvan, “Siyasi hayatıma mal olacağını bile bile bu işi yapıyorum” diyerek, girdiği 2004 seçimlerinde başkanlığı, adaşı Ahmet Eşref Fakıbaba’ya kaptırmış oldu.
II. Ahmet dönemi diye anılacak olan Ahmet Eşref Fakıbaba döneminde de Urfa bugüne kadar görmediği hizmetlerle tanıştı. Göreve gelir gelmez ilk işi temizlik olan II. Ahmet’in ilk icraatı, temizlik işini özelleştirmek oldu. Şaibe söylentileri karışmış olsa da Urfalılar hayatlarında hiç görmedikleri temizlik çalışmasını II. Ahmet’in göreve başlamasıyla gördü. Yollar makinalarla temizlenmeye, kaldırımlar köpüklü sularla yıkanmaya başladı. Bir kesimin “sırf makyaj” diyerek eleştirdiği temizlik ve peyzaj çalışmaları II. Ahmet’e oldukça destek sağladı. I. Ahmet’in döneminde kanalizasyon ve içme suyu şebekesi için kazılmadık sokağı, caddesi kalmayan Urfa’nın tozunu toprağını temizlemek, en ücra köşelere kadar kilitli parke taşı döşemek II. Ahmet’e kısmet oldu. Altyapı sorunları yüzde 90 oranında tamamlanmış olan Urfa, artık yeşillendirme, çiçeklendirme istiyordu. II. Ahmet bunu da çok güzel başardı. O zamana kadar yollarda rengarenk çiçeklere alışık olmayan Urfa çocukları kopardıkça, ekipler yenilerini dikti. II. Ahmet dersini çalışmıştı. Psikolojiden anlıyordu. İnsanlar çiçekleri koparıp evine götürdükçe o çiçekler, laleler dikmeye devam etti. Sonunda insanlar, çiçeklerin yollara ait olduğunu anlayarak onları serbest bıraktı.
II. Ahmet’in en önemli özelliği ise sabah ezanla birlikte çalışmaya başlamasıydı. Günün ilk ışıklarıyla Urfa sokaklarını tek tek dolaşması, gördüğü bir eğri kaldırım taşını, çukurda kalmış bir rögar kapağını derhal düzelttirdi. Bununla da kalmayarak binaların bahçelerine kadar girdi. Bahçelievler’deki binaların mezbelelik olan bahçelerini sokak haline getirerek hayata katmayı başardı.
II. Ahmet’in Urfa’da gezmediği sokak kalmazken, eşi Gül Hanım Urfa’da girmedik ev bırakmamıştı. Neredeyse Urfa’daki tüm kadınlar Gül hanımın güler yüzüyle tanışmış, bir belediye başkanı eşi ilk kez evlerine kadar girmişti. Kendi başarısı, eşinin desteği ve halkın ekseriyetle yanında yer almasıyla II. Ahmet iktidar partisine rağmen bağımsız olarak girdiği seçimlerde belediye başkanlığını ikinci kez kazandı. Başkan’ın muhalefette olması, doğru kararlarına meclis üyelerinin muhalefet etmesi nedeniyle Urfa bir dönemi kaybetti dense de II. Ahmet durmak bilmedi. Yeni yollar, bulvarlar, caddeler açılmaya devam etti. Şanlıurfa Belediyesi kurumsal bir kimliğe büründü. Göreve geldiği ilk günlerde temizlik işi için gelen tehditlere boyun eğmeyerek dik duran II. Ahmet, görev süresi boyunca hiçbir zaman üstü kapalı iş yapmadı. Fikrini söyleyip, yanlışsa çürütülmesini istedi. Fikrini çürüten kimse çıkmayınca ne pahasına olursa olsun o fikrini hayata geçirmeye çalıştı.
Kısacası Urfa I. Ve II. Ahmet dönemlerinde medeniyeti yakaladı. I. Ahmet döneminde kent olmanın gereği olan altyapısını tamamlayan Urfa, II. Ahmet döneminde sosyal belediyeciliği en iyi şekilde uyguladı. Yolları tozdan, çamurdan kurtulan Urfa’nın kenar mahallelerindeki çocukların burnu akan, üstü başı kir pas, yalınayak görüntülerinin yerini saçları taranmış, temiz elbiseler giymiş, ayakkabılı çocuklar aldı. Yapılan devasa hizmetler bir yana, sadece sokaklara döşenen parke taşları, insanların hayatlarını değiştirmeye yetti.
Celalettin Güvenç’in büyükşehir belediyesini kurma çalışmalarından sonra emanetin asıl sahibi Karaköprü’deki başarısıyla bilinen Av. Nihat Çiftçi oldu. Meclis üyelerinin oylarıyla makam koltuğuna oturan Nihat Çiftçi, bir yandan rutinleşmiş işleri yürütürken diğer yandan yeni projeleri hayata geçirmek için uğraş veriyor. İmar planlarında var olan yeni yol ve bulvarların açılması, park projelerinin hayata geçirilmesi gibi çalışmalar şimdilik devam ediyor.
İlçe belediyeleri ise büyük yollardaki tüm sorumluluğu büyükşehir belediyesinin üstlenmesinin verdiği rahatlıkla küçük sokaklarda, parklarda bazı çalışmalar yürütüyorlar.
I.ve II. Ahmet dönemlerinden sonra Urfa merkezde dört belediye başkanı olmasına rağmen, II. Ahmet döneminin titizliğini Eyyübiye dışında ne Haliliye’de ne de Karaköprü’de göremiyoruz.
Yeni yapıldığı halde iki günde çöken yollar, yapıldığı anda bozuk olan kaldırımlar, henüz inşaatı bitmeden dağılan bordür taşları, yollardaki çukurlar, yağmur sularının onlarca sokaktan biriken yağmur sularının tek yerde buluşup dereler gibi coşması ilçe belediye başkanlarını rahatsız etmeli.
Şehir merkezinde bulunan arsaların çevresini bordür taşları ile çevirerek, caddeleri tozdan topraktan kurtarmayı akleden II. Ahmet’in titizliği Urfalıların beklediği ve özlediği belediye hizmetidir.
Yeni belediye başkanlarımız eğer görevlerini layıkıyla yerine getirmek, gelecekte de var olmak istiyorlarsa hizmetleriyle adlarını yaşatacak projelere imza atmalı. Mevcut haliyle yolların çukurları, yeni yapılan yol ve kaldırımların hali pek iç açıcı değil.